Yapay zeka, teknolojinin hızla gelişen ve hayatımızın hemen her alanına nüfuz eden bir dalıdır. Bu teknoloji, sağlık hizmetlerinden finansal analize, eğitimden güvenlik önlemlerine kadar geniş bir yelpazede kullanılmaktadır. Ancak yapay zekanın bu hızlı ilerlemesi, birçok fırsatı beraberinde getirirken bazı önemli tehditler ve etik tartışmaları da gündeme getirmektedir. Bu yazıda yapay zekanın çeşitli alanlardaki kullanımı, yapay zekanın karanlık yüzü olarak sanal dolandırıcılık ve hırsızlık gibi suçların nasıl geliştiği, devletlerin bu alandaki çalışmaları, mesleklerin geleceği ve yapay zekanın şüphecileri tarafından sıkça dile getirilen yapay zekanın gelecekte insanlığa bir tehdit oluşturma olasılığı, güvenilirliği ve gelecekteki olası kullanım alanları üzerinde durulacaktır.
Günümüz dünyasında teknolojinin gelişmesi ve dünya genelinde yaşanan dijital dönüşümün de etkisiyle kamu hizmetlerinde yapay zekanın kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Bu noktada devletlerin sunduğu kamu hizmetleri bağlamında sağlık ve güvenlik alanlarında yapay zeka uygulamalarının büyük bir ivme kazandığı görülmektedir. Özellikle Türkiye'de sağlık verilerinin analizi, trafik yönetimi ve siber güvenlikte yapay zeka çözümleri başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. Bu teknolojiler kamu hizmetlerinin verimliliğini artırmakta ve vatandaşlara daha iyi hizmet sunulmasını sağlamaktadır. Sağlık sektöründe hastalık teşhisi ve tedavi planlamasında yapay zeka algoritmaları kullanılmakta, bu sayede teşhis süreçleri hızlanmakta ve doğruluk oranları artmaktadır.
Diğer taraftan kamu güvenliği alanında da yapay zeka uygulamaları devreye girmektedir. Trafik yönetim sistemlerinde yapay zeka, yönlendirme ve kazaları önleme gibi görevlerde kullanılmakta, böylece şehir içi ulaşım daha güvenli hale gelmektedir. Ayrıca güvenlik kameraları ve siber güvenlik sistemlerinde kullanılan yapay zeka algoritmaları potansiyel tehditleri önceden tespit ederek önlem almayı mümkün kılmaktadır. Ancak yapay zekanın etik ve güvenlik boyutları üzerinde ciddiyetle durulması gerekmektedir. Yapay zeka algoritmalarının olası önyargılı kararlarının önlenmesi ve insan haklarına zarar vermemesi için şeffaf ve hesap verebilir olması önemlidir. Bu bağlamda etik kurallara uygun olarak geliştirilmiş ve denetlenmiş yapay zeka sistemlerinin kullanılması, toplumun yapay zekaya dair olan güvenini artıracaktır.
Devletlerin vatandaşlarına sunduğu kamu hizmetlerinde ciddi olumlu etkiler doğurabilen bir teknoloji olarak yapay zekanın sunduğu avantajların yanında bir takım tehditleri de ihtimal dahiline getirmesi kaçınılmazdır. Öyle ki yapay zekanın gelişimi, sanal dolandırıcılık ve hırsızlık yöntemlerinin de evrim geçirmesine neden olmaktadır. Yapay zeka teknolojisi, sahtekarlık ve kimlik hırsızlığı gibi suçların daha sofistike ve zor tespit edilir hale gelmesine yol açmaktadır. Bilhassa yapay zeka ile üretilen derin sahte (deep fake) videoları, insanların dolandırılması için kullanılma ve hatta devletler arasında diplomatik krizler çıkmasını tetikleme potansiyeline sahiptir. Bu nedenle bireyler ve kurumlar siber güvenlik önlemlerini artırmalıdır. Güçlü şifreler kullanmak, iki faktörlü kimlik doğrulama yöntemlerini tercih etmek ve düzenli olarak yazılım güncellemeleri yapmak alınabilecek temel önlemler arasındadır. Ayrıca yapay zeka destekli güvenlik yazılımları kullanarak potansiyel tehditleri önceden tespit etmek de önemlidir. Diğer taraftan hem yapay zeka hem de siber güvenlik alanlarında okur yazarlığın geliştirilmesi, farkındalığın artırılması da önem arz etmektedir. Bu bağlamda finans sektöründe dolandırıcılık tespit sistemleri yapay zeka algoritmaları ile donatılmıştır. Bilhassa anomali tespit sistemleri, finans alanındaki kara para aklama gibi yasa dışı faaliyetlerin tespitinde önemli rol oynamaktadır. Öyle ki bu sistemler, olağan dışı finansal işlemleri tespit ederek dolandırıcılık girişimlerini önceden tespit ederek engellenmesini mümkün kılabilmektedirler.
Öte yandan devletlerin yapay zeka alanındaki çalışmaları genellikle umut verici olsa da yeterli değildir. Diğer teknolojik gelişmelere bakıldığında da özel sektörün kamu sektöründen daha hızlı hareket ettiği, gelişmelere daha kolay ve ivedi biçimde adapte olabildiği görülmektedir. Bununla birlikte günümüzde Türkiye'nin de dahil olduğu birçok devlet ulusal yapay zeka strateji belgesini oluşturmuştur. Bu bağlamda da söz konusu devletler ihtiyaçları kapsamında yapay zeka stratejileri ve politikaları geliştirerek bu alanda ilerleme kaydetmektedirler. Ancak bu teknolojilerin kullanımında etik ve güvenlik boyutlarının da göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Yapay zeka alanında daha fazla yatırım ve regülasyon, yapay zekanın güvenli ve faydalı bir şekilde kullanılmasını sağlayabilir. Özellikle Avrupa Birliği (AB), yapay zeka etiği ve düzenlemeleri konusunda ciddi adımlar atmaktadır. AB, yapay zeka uygulamalarının şeffaf, adil ve hesap verebilir olmasını sağlamak amacıyla çeşitli yönergeler ve yasalar çıkarmaktadır. Ancak günün sonunda AB'nin etki alanının Birlik çeperiyle kısıtlı olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle dünya geneline şamil olacak regülasyonların ivedi şekilde inşa edilerek devletlerin uygulamalarına entegre edilmesi büyük önem arz etmektedir.
Türkiye'de ise yapay zeka alanında önemli projeler ve yatırımlar yapılmaktadır. Özellikle savunma sanayii ve sağlık sektörü, yapay zekanın etkin bir şekilde kullanıldığı alanlar arasında yer almaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde gerçekleştirilen Milli Teknoloji Hamlesinin bir tezahürü olarak Türkiye'de yapay zeka alanında atılan adımlar dikkate değerdir. Türkiye'yi uluslararası arenade söz sahibi devletlerden biri yapma hedefini taşıyan bu adımların daha da derinleşmesi şüphesiz üniversiteler ve özel sektör ile işbirliği yapılarak AR-GE faaliyetlerini artırılması, kuluçka merkezlerinin ve "sanal" teknolojilerin gelişimini güçlendirecek habitatların akademya zemininde inşası ile mümkün olacaktır.
Yazının başında da vurguladığımız üzere yapay zekaya dair tenkitlerden biri de yapay zekanın iş gücü üzerindeki etkisi temelindedir. Zira bu etki, gelecekte bazı mesleklerin yok olacağı endişesini doğurmaktadır. Özellikle rutin ve tekrarlayan işler, yapay zeka tarafından devralınabilecek meslekler arasında sayılmaktadır. Veri giriş operatörleri, çağrı merkezi çalışanları ve bazı muhasebe pozisyonları, yapay zekanın otomatikleştirebileceği örnek meslekler arasındadır. Gazetecilik ise yaratıcılık, analiz ve insan hikayeleri anlatımı gerektirdiğinden, tamamen yok olmasa da yapay zeka desteğiyle dönüşüm geçirebilir. Yapay zeka veri analizi ve haber takibi gibi alanlarda gazetecilere yardımcı olabilir, ancak insan faktörü ve yaratıcılık her zaman önemli olacaktır. Buna ek olarak eğitim ve sağlık gibi insan etkileşiminin yüksek olduğu mesleklerde de yapay zekanın destekleyici rolü artacaktır. Eğitimde, kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunmak ve öğrencilerin performansını analiz etmek için yapay zeka kullanılmaktadır. Sağlık alanında ise doktorlara tanı koyma ve tedavi planlama süreçlerinde yardımcı olmak amacıyla yapay zeka uygulamaları geliştirilmektedir. Şu unutulmamalıdır ki yapay zeka, ciddi bir teknolojik dönüşümü sunmakla beraber bu dönüşüme ayak uydurmak, günün sonunda, daktilodan klavyeye geçiş gibi, bir tercihtir.
Özetle yapay zeka, hayatımızın hemen her alanında devrim niteliğinde değişiklikler yaratmaktadır. Sağlık, finans, eğitim ve güvenlik gibi alanlarda sunduğu fırsatlar, yaşam kalitemizi artırmakta ve toplumsal sorunların çözümüne katkı sağlamaktadır. Ancak yapay zekanın hızlı ilerleyişi, etik ve güvenlik endişelerini de beraberinde getirmektedir. Bu nedenle yapay zekanın geliştirilmesi ve kullanılması sürecinde etik kurallara uygunluk, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalınmalıdır.
Ayrıca yapay zekanın kötüye kullanımını önlemek ve güvenilirliğini artırmak amacıyla devletlerin ve uluslararası kuruluşların daha fazla regülasyon ve denetim mekanizmaları oluşturması gerekmektedir. Yapay zekanın toplumun güvenini kazanması ve faydalarının en üst düzeye çıkarılması için bireyler ve kurumlar, etik kurallara uygun, şeffaf ve hesap verebilir yapay zeka uygulamaları geliştirmeye odaklanmalıdır. Bu şekilde yapay zekanın sunduğu fırsatları en iyi şekilde değerlendirebilir ve gelecekteki olası tehditlere karşı hazırlıklı olabiliriz.
Bu yazı vesilesiyle önümüzdeki günlerde idrak edeceğimiz Kurban Bayramı mübarek olsun. Mübarek Kurban Bayramının tüm insanlığa ve hassaten Gazze'de ölümle yaşam arasında kalan mazlumlara barış ve huzur getirmesi dileğiyle.
[Sabah, 15 Haziran 2024]