2024 yılında hukuk ve yargı gündemi yeni anayasa çağrıları, yargı paketleri, cezasızlık tartışmaları ve öne çıkan bazı davalar çerçevesinde yoğun bir şekilde kamuoyunu meşgul etmeye devam etti. 2025 yılının gündeminin de bu başlıklar çerçevesinde ve benzer bir şekilde seyredeceğini öngörmek mümkün görünüyor.
Yıl boyunca Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni anayasa konusundaki çağrılarını tekrarladı. Birçok defa 12 Eylül darbesinin ürünü Anayasa'dan kurtulmak amacıyla herhangi bir koşul öne sürmeksizin bütün siyasi partileri masaya çağırdı. 2023 ve 2024 seçimlerinden önce başlayan bu çağrıların seçimler sonrası da devam etmesi, bu konuya sadece seçim eksenli bir söylem olarak bakılmadığını ve samimi bir çabanın ürünü olduğunu göstermekteydi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrıları yanında, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş Mecliste temsil edilen siyasi partileri ziyaret edip yeni anayasa konusunda uzlaşma arayışında bulunmuştu. Kurtulmuş'un 2025 yılı içerisinde de bu arayışlarını devam ettireceği ve önümüzdeki haftalarda yeni anayasa için partilerle ikinci tur görüşmelere başlayacağı açıklandı. Hemen belirtmek gerekir ki anayasa yapım sürecinin uzunluğu göz önünde bulundurulduğunda seçimsiz uygun dönem kısalmaktadır. 2028 yılında yapılacak seçimlerin atmosferine girilmeden bu sürecin tamamlanması için 2025 yılında somut adımların atılması ve ilerlenmesi gerekir.
Ayrıca AK Parti Genel Merkezi ve Külliye'de de anayasa konusunda çeşitli hazırlıkların yapıldığı biliniyor. Geçtiğimiz yıl yapılan çalıştayların ve diğer çalışmaların bu yıl da devam edeceği ve hazırlıkların somutlaşacağı görülüyor. Sonuç olarak farklı kanallardan ilerleyen bir anayasa sürecinin bu yıl içerisinde hızlanması ve sonuca bağlanması beklenebilir.
Yargı reformu alanında ise 2024 yılı içerisinde çok sayıda faaliyet hayata geçirilmiş ve çok sayıda hüküm içeren iki önemli paket (8. ve 9. Yargı Paketi) TBMM'de yasalaştırılmıştı. Adalet Bakanlığı tarafından Mart ayında yayımlanan Yargı Reformu Stratejisi Uygulama Raporu'na göre, uygulanma oranı Mart ayı itibarıyla %71'e ulaşmış ve Strateji Belgesi'nde belirtilen dokuz başlık altında toplanan 256 faaliyetin 182'si gerçekleştirilmiştir. Bu sayının ve oranın yıl sonu itibariyle çok daha yükseldiğini tahmin etmek zor değil.
Yargı paketleri yanında, önümüzdeki haftalarda 2028 yılına değin uygulanacak olan yeni beş yıllık Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin ilan edilmesi bekleniyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, süreç içerisinde "yargireformu.adalet.gov.tr" internet sayfası aracılığıyla 55 bin 766 vatandaşın görüş ve önerisini aldıklarını ve "adalete erişimi güçlendiren, hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen ve öngörülebilir bir adalet sistemiyle ilgili çok önemli düzenlemeler" içerecek olan belgenin hazırlıklarının tamamlandığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kamuoyuna yakında açıklanacağını belirtti.
Bilindiği üzere bugüne değin 2009, 2014 ve 2019 yıllarında olmak üzere üç Yargı Reformu Strateji Belgesi kabul edilmiş ve bu kapsamda ceza adaletinden yargının fiziki ve personel altyapısına, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarından adalete erişime kadar geniş bir yelpazede kapsamlı iyileştirmeler yapılmıştır.
Geçtiğimiz yıl ceza adaleti sistemi konusunda önemli bir tartışma konusu da "cezasızlık algısı" idi. Son yıllarda meydana gelen bazı adli vakalar, Türkiye'de suçlar için öngörülen cezaların yeterli olmadığı, suçluların yaptıklarının yanına kâr kaldığı ve ceza adaleti sisteminin suçlulara karşı etkin bir mücadele yürütemediği şeklindeki algıyı besliyor. Ancak gerek ceza kanunlarında yapılan değişikliklerle cezaların çok artırılması sebebiyle gerekse de cezaevi nüfusuna bakıldığında bu algının olgularla uyuşmadığını önceki yazımızda ele almıştık. Bu nedenle bu konuda yapılacak düzenlemenin aceleye getirilmeden ve tepkisel düzenlemeden kaçınarak soğukkanlı bir şekilde hazırlanması gerekiyor.
Adalet Bakanı Tunç, yeni strateji belgesinin ilk yasal düzenlemesinin ceza adaleti sistemiyle ilgili olacağını ifade etmişti. Ayrıca Meclis'te yaptığı bütçe konuşmasında iki yılın altındaki hapis cezalarında bir yıl koşullu salıverme, bir yıl da denetim serbestlik tedbirinin uygulanması sebebiyle hükümlünün cezaevinde tutulamadığını belirterek bu konuda caydırıcılığı sağlayacak düzenleme ihtiyacına dikkat çekmiştir. Bu nedenle önümüzdeki aylarda ilk etapta cezasızlık algısını giderme amacına dönük düzenlemeler gündeme gelecektir.
[Sabah, 11 Ocak 2025]