Ekonomik kalkınma 20. yüzyılda sanayileşmeyle birlikte toplumların ve devletlerin gündeminde önemli bir yer tuttu. Sağlık, eğitim, yaşam düzeyi, büyüme ve altyapı kalitesi gibi birçok etmeni içinde barındıran ekonomik kalkınma 21. yüzyılda ise daha fazla teknolojik gelişimle bütünleşti. Beşinci Sanayi Devrimi olarak isimlendirilen teknoloji merkezli dönüşüm gelişmiş ülkeleri de yeni bir kalkınma evresine itti. Üretimin daha teknoloji odaklı hale gelmesi, yeni nesil tedarik hatlarının hayata geçirilmek istenmesi ve akıllı cihazların öncelik kazanması gibi yenilikler kalkınma terimini değiştirdi. Türkiye, yeni teknoloji merkezli ekonomik kalkınmadan etkilenen ülkeler arasında yer alıyor. Milli Teknoloji Hamlesi, Dene-Yap Atölyeleri, İmalat Sanayi Liseleri, Ar-Ge Merkezli Üniversiteler, Yeni Nesil Savuma Sanayi Ürünleri, Türkiye Otomotiv Girişimi (TOGG) ve Teknoparklar ile ekonomik kalkınma hamlesini Beşinci Sanayi Devrimine uyumlu hale getirmeye çalışan Türkiye sahip olduğu altyapıyla hareket ediyor. Tarım, sanayi, turizm ve diğer sektörler başta olmak üzere neredeyse her alanı etkilemesi beklenen Beşinci Sanayi Devrimi, Türkiye Yüzyılı’nın da temel hedefleri arasında bulunuyor.
Güçlü Üretim Potansiyeli
Yaklaşık 75 bin fabrika, 353 Organize Sanayi Bölgesi (OSB) ve toplam 31 milyonluk istihdamıyla Türkiye dünyanın en büyük 14. sanayi ekonomisidir. Tarım sektöründe 57 milyar dolarlık üretim değeriyle en büyük 10. tarım ekonomi ülkesidir. Turizmde pandemi koşullarına rağmen 59 milyar dolarlık ekonomik büyüklükle dünyada 16. turizm ekonomisi konumuna gelmiştir. Küresel ekonominin satın alma gücüne göre yüzde 2’inden fazlasını oluşturan Türkiye dünya ticaretinden de yüzde 1’in üzerinde pay almaktadır. 240 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım stoku ve 73 binden fazla yabancı firma sayısıyla Türkiye önemli üretim merkezlerinden biri konumdadır. Son yirmi yılda dünyadan 200 milyar dolardan fazla doğrudan yabancı yatırım çeken bir ülke olarak Türkiye aynı dönemde kamu aracılıyla verdiği destek ve teşviklerle ekonomik altyapıyı yeni yüzyıla hazırlamıştır. Teknolojik gelişimin temel noktalarından biri olan Ar-Ge harcamaları ise son yirmi yılda 1 milyar dolardan 9,8 milyar dolara kadar yükseldi. 2002-2022 arasında yaklaşık 130 milyar dolarlık Ar-Ge harcaması gerçekleştiren Türkiye, Ar-Ge’de çalışan araştırmacı sayısını da 220 binin üzerine çıkardı. Orta-Yüksek ve İleri Teknoloji ağırlıklı istihdam yapısıyla Ar-Ge faaliyetleri Türk sanayisinin üretim ve teknoloji kapasitesini ciddi anlamda etkiledi. 2022’de 240 milyar dolara ulaşan Türk sanayisinin üretim değeri 190 milyar dolarlık ihracat yapılmasına katkı sağladı. Türk tarım sektörü de süreçten pozitif etkilenerek üretim değerini iki kattan fazla artırdı ve ihracat gücünü 33,5 milyar dolar seviyesine taşıdı. Turizmde ise toplam ziyaretçi sayısı 50 milyon sınırını aşarak yıllık gelir 40 milyar dolar seviyesine yaklaştı.
Ulaşım ve İletişim Altyapısı Dünya Standartlarının Üzerinde
2002-2021 döneminde altyapıya 170 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirildi. Teknolojik kapasiteyi artıran yatırımlar ulaşım ve iletişim altyapısını dünya standartlarının üzerine taşımayı başardı. 170 milyar dolarlık altyapı yatırımı milli gelire 409 milyar dolar, üretime 869 milyar dolar ve 1 milyon ek istihdamın oluşturulmasına katkı sağladı. Deniz, hava ve kara yollarında sağlanan gelişim dış ticaret hacmini 80 milyar dolardan 580 milyar doların üzerine taşıdı. İş yapma kolaylığında sağlanan mevzuat sadeleştirilmesi uluslararası firmaların Türkiye’ye olan ilgisini artırdı. 73 binden fazla yabancı menşeili şirket otomotiv, demir ve çelik, turizm, finans ve daha birçok alanda faaliyet gösteriyor. Ticaret kapasitesi ve rekabet gücünün gelişmesiyle düşük-orta düzey teknoloji ağırlıklı üretim yapan Türkiye orta-ileri teknoloji geliştiren ve bu ürünleri ihraç eden bir ülke konumuna geldi. Eğitim ile desteklenen insan kaynağı Türk sanayiinin gelişmesine büyük katkı sundu. Meslek liselerinin yaygınlaştırılması, Teknik üniversite sayısının artırılması ve eğitimde fiziki altyapının iyileştirilmesi insan kaynağının gelişmesine yardımcı oldu. Bu gelişimlere bağlı olarak 2002’de 3,7 milyon olan sanayi istihdamı, 2022’de 6,5 milyon sınırını aşarak yüzde 70’den fazla artış gösterdi. İstihdam edilen kişi başına sanayi üretim değeri ise 15 bin dolardan 37 bin dolar seviyesine çıkarak Türk sanayiini dünyanın en büyük 14. sanayi gücüne dönüştürdü. Kara yolları bağlantı hatlarıyla bütünleşmiş üretim tesisleri limanlar aracılıyla dünyanın farkı coğrafyalarına ulaştırılarak 193 ülke ile ticaret imkânı sağlandı. Dünyada üretilen ürün çeşitliliğine göre var olan ürünlerin yüzde 95’ten fazlasını üretebilen Türkiye “Türkiye Yüzyılında” ekonomik kalkınmasını yeni bir seviyeye taşıdı.
Teknolojiyi Merkeze Alan Hamleler
İnsansı yapay zekâ, gelişmiş sesli sistemler, dijital gerçeklik, 5G, otonom araçlar, akıllı ev ve şehirler Beşinci Sanayi Devriminin en önemli gelişmeleri arasında yer alıyor. Ekonomik kalkınmanın bileşenleri olan refah ve gelir düzeyi, gelişen teknolojiyle değişiyor. Dijital ekonomi ve ticaret, genel kabul görmüş tüketim alışkanlıklarının yerini alıyor. Bunun en önemli göstergeleri arasında ABD, AB, Güney Kore ve Japonya gibi aktörlerin yeni nesil teknolojik dönüşüme adaptasyon için devreye aldıkları milyarlarca dolarlık teknoloji yatırımları bulunuyor. ABD 700 milyar dolarlık altyapı yatırım projesini devreye alırken, AB dijital strateji planını geliştiriyor. Japonya Toplum 4.0 ile yeni sanayi devrimini insan odaklı hale getiriyor. Güney Kore salgın koşullarına rağmen teknolojik değişime öncülük yapmak için kamu yatırımlarını artırıyor. Sonuç itibarıyla Türkiye “Türkiye Yüzyılı” ile sürece öncülük yapmak için önemli bir adım attı ve oluşturduğu altyapı, üretim modeli, ticaret kapasitesi ve Ar-Ge harcamalarıyla ekonomik kalkınma hamlesini daha teknoloji merkezli hale getirmeyi başardı.
[Yenişafak, 22 Kasım 2022].