Kuruluşundan kısa bir süre sonra IMF’ye üye olan Türkiye ilk kez 1961 yılında stand-by anlaşması yapmıştır. 2008 yılında sona eren 19. stand-by ise IMF ile yapılan son anlaşma olmuştur. Türkiye ekonomisinin 30 yılı aşan bir stand-by ile yönetim sürecinde, IMF’nin en çok mali destek sağladığı ülkelerden biri olmuştur. Türkiye’nin, IMF ile 52 yıl içinde gerçekleştirdiği stand-by anlaşmaları genelde, bitmesi gereken zamandan önce hedeflere ulaşılamadan sona ermiştir. 52 yıllık süreçte, genellikle ekonomik krizlerin ardından mecburi olarak IMF ile stand-by düzenlemesine giden Türkiye, bu zaman aralığında IMF’den 50 milyar doların üstünde kaynak sağlamıştır. Diğer yandan, Türkiye’nin IMF ile yaptığı 18. ve 19. stand-by anlaşmalarında dikkati çeken nokta her iki anlaşmanın da herhangi bir ekonomik kriz olmadan gerçekleştirilmiş olmasıdır. Son iki stand-by anlaşmaları ile birlikte yeni kurulan AK Parti hükümetinin siyasi iradesiyle Türkiye’de çok önemli yapısal reformlara imza atılmış ve yıllarca sürüp gelen ekonomik sorunlar önemli ölçüde ortadan kaldırılmıştır. Türkiye’de son yıllarda gerçekleşen ekonomik istikrar sayesinde IMF ile ilgili beklentiler de azalmıştır.
Türkiye’nin son 10 yıllık periyotta, ekonomide tüm makroekonomik göstergelerde gerçekleştirdiği iyileşmeler sayesinde, 2008 yılında biten 19. stand-by anlaşması global ekonomik krize denk gelmesine rağmen, Türkiye IMF ile yeni bir stand-by anlaşması imzalamamıştır. Türkiye’de aynı zamanda 2001 krizinden farklı olarak, bu dönemde yaşanan küresel krizde hiçbir banka iflası yaşanmamış ve Türkiye OECD ülkeleri içinde banka batmayan tek ülke olmuştur. Türkiye, 2002 yılında IMF’ye olan 23,5 milyar dolar borcunun son taksiti olan 281 milyon SDR’lik kısmını (yaklaşık 431 milyon dolar) Mayıs 2013 tarihinde ödeyerek, IMF’ye yıllarca olan borçlu konumundan çıkmış olacaktır.
Hatta, 2012 yılı başından itibaren sürdürülen IMF kaynaklarının artırılmasına yönelik çalışmalar kapsamında, çeşitli ülkeler tarafından 461 milyar dolar tutarında kaynak taahhüt edilmiştir. Türkiye de bu çabaya katkıda bulunmak üzere Haziran 2012 gerçekleşen G-20 Los Cabos Liderler Zirvesi’nde 5 milyar dolar tutarında taahhütte bulunmuş, konuya ilişkin teknik düzeyde görüşmeler IMF ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası arasında sürdürülmektedir.