SETA > Yorum |
Terörün Ortasında Ekonomi

Terörün Ortasında Ekonomi

Dünya ekonomisinin ve buna bağlı olarak “gücünün” kritik dönemlerden geçtiği bir konjonktürde, yolumuza resmen taş koyuluyor.

Ülke doğusundan batısına terör olaylarıyla sarsılırken, bir şehit haberini bir diğeri kovalarken, ekonomi konuşmanın kolay olmadığını itiraf etmem gerek. Bununla birlikte, terörizmin temel amaçlarını da unutmamamız gerekiyor. Bunların başında ise, korku ve belirsizlik yaratmak, dikkat dağıtmak ve toplumun davranışlarını bu yollarla manipüle etmek geliyor.

Seçimlerden bu yana, halimize bir baksanıza. Bir yandan hükümet oluşum süreciyle yatıp kalkarken, diğer yandan da şiddet olaylarıyla canımız yanıyor. Dolayısıyla, vakit kaybediyoruz, kaybettiriliyoruz. Dünya ekonomisinin ve buna bağlı olarak “gücünün” kritik dönemlerden geçtiği bir konjonktürde, yolumuza resmen taş koyuluyor.

Oysa seçim öncesinde, “refahımız yeni dönemde nasıl yükselir?” diye tartışmaktaydık. Bir sonraki aşama bu olacaktı. Yeni hikâyenin nasıl yazılacağı olacaktı. Geldiğimiz noktada ise, eski hikâyelere döndürülüyoruz. Yılların sapasağlam istikrar ve güven duvarına indirilen balyozlarla sarsılıyoruz. Bununla birlikte, şu karmaşa içinde dahi odaklanabilmemiz ve gerek ulusal gerekse uluslararası ekonomiyi iyi takip etmemiz gerekiyor. Zira ekonomi de, siyasi gelişmelerle iç içe bir halde kendine yön bulmakla meşgul.

SANAYİ ÜRETİMİ ZİRVEDE

Bu bağlamda geçtiğimiz Cuma günü, dikkatleri üzerine çeken bir veri açıklandı. Sanayi Üretim Endeksi (SÜE) 131 seviyesine sıçradı ve böylece sadece 2015'in değil, son yılların da en yüksek düzeyini gördü. Haziran ayındaki bu gelişme, endeksin yıllık bazda %7,4 oranında artış kaydettiği anlamına geliyor. Takvim etkisinden arındırınca ise %5,5… Dolayısıyla, sanayideki gelişim bağlamında da, yılın en yüksek hızına şahit oluyoruz.

Açıklanan Haziran verisi sayesinde, 2. çeyrek genelinde sanayinin ve ekonominin sergilediği performansa dair izlenimimiz de biraz daha netlik kazanmış oldu. O halde bugün, sanayiciden gelen haberler doğrultusunda, söz konusu dönemde nasıl bir tempo tutturduğumuzu anlamaya çalışalım.

Rakamları incelediğimizde, 1. çeyrekte %1,3 yıllık yükseliş kaydeden SÜE'nin, 2. çeyrekte bu hızı %3,9'a çıkarmış
olması hemen dikkatimizi çekiyor. Bu gelişme nasıl olmuş diye bakınca ise, ara mallardaki toparlanmanın yanı sıra, tüketim malları imalatındaki hızlanmaların etkili olduğunu anlıyoruz. Öte yandan sermaye malı imalatı ilk çeyreğe nazaran bir miktar hız kaybetse de, %8,5'luk yıllık artışla bu dönemde de en güçlü performansı sergilemeye devam ediyor.

İMALAT SANAYİ MOTOR GÜÇ

Verileri sektör bazında incelerken, SÜE'nin Ç2 yükselişinde imalat sanayinin etkili olduğunu tespit ediyoruz. Nitekim sanayimizde kallavi ağırlığı olan bu sektöre dair alt endeks, Ç1'de %1,3 yıllık artış gerçekleştirirken 2. çeyrekte hızını %4,9'a yükseltmiş.

Tam bu noktada aklımıza, imalat sanayine ilişkin bir diğer gösterge olan Kapasite Kullanım Oranı (KKO) dosyalarını yeniden açmak geliyor. Zira KKO verilerinde, 2. çeyrekte sınırlı da olsa bir toparlanma gözlemiştik. Bu çerçevede, 1. çeyrekte yıllık bazda %0,6 gerileyen KKO'nun 2. çeyrekte durağan seyrettiğini hatırlıyoruz. Kapasite kullanımının zayıf da olsa sergilediği bu iyileşmenin arka planında ise, ara malların toparlanması ve yatırım mallarındaki yükselişin güç kazanması göze çarpıyor. Tüketim kalemlerinde ise, aşağı yönlü görünüm Ç2'de de devam etmiş.

Dolayısıyla, SÜE ve KKO verilerini harmanladığımızda, alt kalemler anlamında bazı farklı görünümlere rastladığımız söylenebilir. Bununla birlikte, her iki göstergenin de, Ç2'de bir sanayi canlanmasına dair sinyal verdiği ortada.

YİNE İÇ TALEPLE BÜYÜDÜK

Öte yandan, talep dinamiklerini meraktan mütevellit, ithalat verilerine yeniden başvuralım dersek de, hem tüketim hem de sermaye mallarında -ikincisinde daha güçlü olmak üzere- güçlenmeler anımsıyoruz. Nitekim Ç1'de sırasıyla yıllık %1 ve %-5,6 değişim kaydeden tüketim ve sermaye malları ithalatı, Ç2'de %1,9 ve %3,9 arttı. Bu noktada, daha önce köşemizde yer alan dış ticaret analizinden bir alıntı yapalım: Bu dönemde ithalat canlılığı ancak belli başlı fasıllarda görülebiliyor. Bunların başında ise, motorlu kara taşıtları ile hava taşıtları ve aksamları geliyor.

Tüm bu mesajları bir çatı altına toplayacak olursak da; ekonominin 2. çeyrekte tüketim desteği almaya ve yatırımlarda hafif düzelme görmeye devam ettiği söylenebilir. Dolayısıyla, iç talep kanadından gelen katkı, büyümeyi yine sırtlanmış gibi. Dış talepten ise, daha önce de incelediğimiz üzere, Ç2'de de pek bir hayır yok.

“Ya sonrası?” diye soracak olursanız ise, o biraz meçhul. Zira böyle giderse, zaten oldukça hassas olan küresel ortamda, ekonomimize duyulan güven soru işaretleri biriktirecek. Nitekim özellikle terör, belirsizlik ve korku seviyesini giderek tırmandırıyor. Kısacası bugün ülkemiz de, ekonomimiz de terörize ediliyor.

[Yeni Şafak, 11 Ağustos 2015]