Geçtiğimiz hafta açıklanan belli başlı veriler, 2. çeyrek görünümünü enikonu netleştirdi diyebiliriz. Bu veriler arasında dikkat çekenlerden biri, cari açık oldu. Yılın ilk çeyreğinden sonra Nisan ve Mayıs aylarında da toparlanma eğilimini koruyan cari işlemler hesabı, Haziran döneminde 4,9 milyar dolar açık verince tadımız biraz kaçtı. Nitekim böylelikle yıllıklandırılmış açık, Mayıs ayında dip yaptığı 27,7 milyar dolar seviyesinden yeniden yükselişe geçerek, ilk yarı sonu itibariyle 29,4 milyar dolar olarak kaydedildi.
Bu kapsamda 2. çeyreğe dair ilgili bir özet açıklama geçecek olursak; dış ticaret dengesinin cari hesabın “gelişimine” “yavaşlayan” bir tempoda sergilediği yıllık iyileşme çerçevesinde etki yaparken, hizmetler dengesinde ise turizm ağırlıklı bozulmanın pozitif katkıyı zayıflattığını ifade edebiliriz. Öte yandan, ödemeler dengesinin finansman kanadında bu dönemde rahatlayan bir görünüm olduğunu eklemeden de geçmeyeyim.
DIŞ TİCARETTE KIPIRDANMA
Dış talebe ilişkin geçen hafta açıklanan bir diğer veri de, dış ticaret endeksleriydi. Bu kapsamda Haziran verisine de kavuşmuş olmanın heyecanıyla ilgili endeksleri incelediğimizde, 2. çeyreğe ilişkin kıymetli mesajlar alıyoruz. Hatırlatacak olursam; bu dönemde nominal ihracat değerinde yıllık bazda pozitif gelişime geçiş, ithalatta ise düşüşte bir yavaşlama dikkat çekmekteydi. Zira dolar bazındaki TÜİK verileri, bu dönemde ihracatın negatif modundan sıyrılıp yıllık %1,7 arttığını, ithalatın ise düşüşte frene basarak %2,9 oranında gerilediğini gösteriyordu.Bu bağlamda taze endeksler ise diyor ki; yılın 2. çeyreğinde ihracattaki gelişimin arkasında miktar bazında güçlenme, birim değer anlamında ise aşağı yönlü etkiler saklanıyor. İthalat kanadı derseniz de; gerçekleşen düşüş fiyat kaynaklı olup miktar bazında hızlanan bir temponun varlığını gözden kaçırmamak gerekiyor. Gerçi bu arada, her iki kanatta da altın etkilerinin hissedildiğini not düşeyim.
SANAYİ YAVAŞLADI
Diğer taraftan, geride bıraktığımız haftanın bir diğer verisi olan Sanayi Üretim Endeksi ise, Haziran ayında %1,1 oranında cılız bir yıllık artışla 2. çeyreğe dair görünümünü belli etmiş oldu ve pek iç açmadı. Nitekim bu vesileyle söz konusu çeyrekte yıllık %2,9 yükseliş kaydettiğini anladığımız endeks, bu dönemde sanayi sektörünün büyümeye yaptığı katkıda cimrileştiğini ima ediyor.Alt endeksleri incelediğimizde ise, sermaye malları üretiminde yukarı yönlü eğilimini sürdüğünü görüyoruz. Endeks detayları, dayanıklı tüketim mallarındaki yıllık düşüşe dikkat çekerken, dayanıksızdaki artışın ise hız kestiğine işaret ediyor. Bu arada tüketim demişken yazmadan geçmeyeyim: Tüketici kredilerinde yılın 2. çeyreğinde de cılızlaşma devam ediyor.
Öte yandan, sanayi üretiminin yavaşlayan bir görünüm çizmesinin ardında, ağırlıklı payına istinaden büyük ölçüde imalat sanayi var. Söz konusu alt sektörde Haziran ayında kaydedilen yıllık düşüş, çeyrek geneline sirayet eden olumsuzluğa son noktayı koyan faktör olmuş diyebiliriz.
Bu noktada, İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (KKO) verilerinin de, 2. çeyrekte yıllık %1,3 artış ile sektörde bir yavaşlama görünümü çizdiğini hatırlamakta fayda var. Bu dönemde dayanıklı tüketimde negatif bir gelişim kaydeden KKO, dayanıksız grupta durağan gelişimini yinelemiş. Yatırım mallarında ise, mütevazılaşan bir artış gözüküyor.
İÇ TALEPLE BÜYÜMEYE DEVAM
Tüm bu verileri diğer ilgili göstergelerle de bir araya getirdiğimizde ise, 2. çeyrekte ekonomik büyümenin yine iç talep odaklı desteklendiği, dış talep kanadından ise hayır gelmediği ancak önceki çeyrekte kaydedilen negatif etkinin zayıfladığı anlaşılıyor. Bu minvalde, kamu harcamaları ile de desteklendiğini beklediğim tüketim bu dönemde de büyümenin ana dinamiği olmaya devam ederken, ekonomimiz ılımlı temposunu sürdürme sinyalleri veriyor.Göstergelerin yalancısı görünüm bu şekilde… Net tablo ise, 9 Eylül tarihinde açıklanacak GSYH verileri ile ortaya çıkarak meraklarımızı tamamen giderecek.
[Yeni Şafak, 16 Ağustos 2016].