17-25 Aralık’ta siyasete FETÖ’cü darbe girişiminin ardından FETÖ destekli tabela partileri ortaya çıkarıldı. Bunlardan biri de İdris Naim Şahin’e kurdurtuldu. Aynı dönemde farklı adlarla kurulan FETÖ destekli proje partilerinin adını, seçimden sonra kimse bir daha duymadı.
17-25 Aralık sonrasında devletin yaptığı operasyonlara karşı, İdris Naim Şahin FETÖ’yü savundu. Kurumlarının önünde nöbet tuttu. 15 Temmuz’da FETÖ’cü darbe ve işgal girişiminin ardından, uzun süre ortalarda görünmedi.
Bundan bir ay önce Şahin’in adı “CHP’nin Ordu Belediye Başkan adayı olacağı” haberleri üzerinden tekrar gündeme geldi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, söz konusu adaylıkla ilgili gazetecilerin sorduğu bir soruya “değerlendiriyoruz” diye cevap verdi. Yine CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Şahin’in “değerli bir siyaset adamı” olduğunu söyleyerek adaylığına yeşil ışık yaktı.
CHP Ordu İl Başkanı, parti tabanından gelen tepkiler üzerine “İttifak adayı olursa parti tabanının desteklemeyeceğini” söyledi.
CHP, Şahin’i aday göstermeyince ittifakın diğer ortağı İYİ Parti devreye girdi. Genel Başkan Meral Akşener, “Bildiğim kadarıyla İdris Naim Şahin, CHP ile iş birliği şartı ile aday olmak istiyor” açıklamasını yaptı. Partinin Ordu İl Başkanı, Şahin’i aday gösterebileceklerini duyurdu.
Adaylıkla ilgili partinin içinde farklı tepkiler yükselince, “Listelerin YSK’ya teslimine az bir süre kaldığı için adaylığının yetişmeyeceği” söylendi. Ama partinin yetkilileri, Şahin’i aday göstermek istediklerini açıklama gereği duydular.
Tam bu sırada İYİ Parti Kurucu Üyesi Umut Barış Erdoğan, söz konusu adaylıkla ilgili meselenin arka planını izah eden, parti içinde ne olup bittiğine ışık tutan şu açıklamayı yaparak partisinden istifa etti:
“Kurucusu olduğum İYİ Parti’den adı terör örgütü (FETÖ) ile anılan bir şahsın ısrarla belediye başkan adayı yapılmak istenmesini kabul etmem mümkün değildir. Adaylığın netleştiğini öğrendiğim anda parti yöneticileri ile temasa geçerek bunu kabul etmeyeceğimi bildirdim. İstifamı açıkladıktan sonra yoğunlaşan tepkiler sonrası senaryoda değişiklik yapmak zorunda kalanlar, daha sonrasında yaptıkları açıklamalarla İYİ Parti’nin hangi anlayışla yönetildiğini tekrar kamuoyuna göstermişlerdir. Kamuoyu ile paylaşılan açıklamalarda, teklifin İYİ Parti tarafından yapıldığı, zaman darlığı sebebiyle bu adaylığın gerçekleşemediği bildirilmektedir. Şimdilik bertaraf edildiği anlaşılan bu tehdit, planlanan yeni senaryoda sadece bir adım olabilir.”
İYİ Parti kurucusunun istifasında dile getirdiği, “planlanan yeni senaryoda bir sonraki adım” çok geçmeden anlaşıldı. YSK’ya listelerin teslim edilmesiyle, Temel Karamollaoğlu’nun imzasıyla, İdris Naim Şahin’in Ordu’dan Saadet Partisi belediye başkan adayı olarak gösterildiği ortaya çıktı.
Millet İttifakı içinde bir proje aday olarak kararlaştırılmış olduğu için İYİ Parti, Şahin’i desteklemek için Ordu’dan belediye başkan adayı göstermedi.
Adaylık sürecinde yaşananlara ve kronolojiye bakıldığında bile bu konuda analiz yapmak için söz israfına hiç gerek yok. Her şey ayan beyan ortada.
İYİ Parti’den bu güne kadar istifa edenlerin birçoğunun gerekçesine bakıldığında, burada alıntıladığım istifa gerekçeleriyle büyük oranda benzerlik gösterdiği de kolayca anlaşılacaktır.
Tekrar üç partinin siyasete takla attırmasına dönersek….
Aday belirleme ve ittifak görüşmelerinde muhalefet, bunun gibi onlarca farklı senaryoyu devreye soktu.
“Sonuca giden her yol meşrudur” anlayışı ile değer üretmeyen siyasetin tüm imkânlarını kullandı.
İktidara muhalif olabilirsiniz. Cumhur İttifakı’nın oyunun düşmesi için çeşitli taktikler geliştirebilirsiniz. Hepsi siyasetin içinde yaşanabilecek manevralar olabilir.
Ama sırf AK Parti ve Cumhur İttifakı birkaç oy daha az alsın diye siyasetin genetiği ile bu kadar oynanmaz. Siyasete bu kadar çok takla attırılmaz.
Hep söylüyorum. Bir kez daha altını çizeyim. Bu tip bir senaryo ve değersizlik siyaseti ilk önce bu siyaset tarzını kullanan partilere zarar verir.
Seçmenin makul çoğunluğu bu manevraları görünce, “iktidar olsalardı ülkeyi de böyle mi yöneteceklerdi” diye soruyordur herhâlde…
[Türkiye, 21 Şubat 2019].