Ne iyi söylemiş söyleyen: Su uyur düşman uyumaz! Su uyuyor, Türkiye'nin içerideki ve dışarıdaki düşmanları uyumuyor. Bazen uyuyan sadece su da olmuyor. Galiba dostlar da bazen uykusuna doyamıyor. Bu ülkenin düşmanları sürekli operasyon peşinde. Operasyonun merkezinde ne olduğu malum: Recep Tayyip Erdoğan'ı indirmek! Sonra? Sonrasının çorap söküğü gibi geleceğini zannediyorlar. Zannediyorlar ama zanlarına nas muamelesi yapılmasını istiyorlar.
***
Bu ülkenin düşmanları bize "Tayyip Erdoğan'ın olmadığı bir Türkiye" dayatmanın derdindeler. 2010'da Ortadoğu coğrafyasında yükselen yeni siyasal dalgayı fırsata dönüştürüp Erdoğan'ı da tasfiye etmeyi umdular. Onu ve aslında Yeni Türkiye'yi tarihin dışına itebileceklerini düşündüler. Oysa 2010'da Arap ülkelerinde yükselen değişim dalgası Türkiye'de ondan 10 yıl önce yaşanmış ve o dalga R. Tayyip Erdoğan'ı Türkiye'nin liderliğine taşımıştı. Mübarek, Kaddafi, Ben Ali ve daha sonra Esed diktatörlüklerine yönelen başkaldırılar meşru bir sosyo-politik zeminden besleniyordu. Kendi halkının üzerine bomba yağdıran, on binlerce masum insanı göz göre göre katleden diktatörlerdi onlar. Mısır'da, Tunus'ta, Libya'da, Suriye'de bir sürü zulüm yaptılar. Zulme maruz kalan insanlar güç toplayıp zalim müesses nizamdan kurtulmak, adil bir sosyo- politik düzen kurmak için ayaklandılar. Diktatörlerden kurtuldular ama kaosa mahkûm edildiler. Uluslararası müesses nizam devreye girdi. Türkiye örneğini yakından izleyen, "Türkiye modeli"ne sempatiyle bakan siyasal oluşumların Arap dünyasında iktidara taşınacaklarını gördüler. Ve buna her türlü kirli aracı kullanarak müdahale ettiler.
***
Türkiye'de halk demokrasinin imkânlarını kullanarak, 28 Şubat darbesinde yüzünü somut olarak gösteren gayrı meşru müesses nizamdan kurtulabildi. Kelimenin tam anlamıyla halk 2002'de başlayan sessiz ve devam eden bir devrime imza attı. Erdoğan liderliğinde Türkiye büyüdü. Bölgesine etki edebilen bir aktöre dönüştü. Yapısal sorunlarıyla yüzleşme cesareti gösterdi. Devlet, toplumuyla barıştı. Erdoğan bütün bu süreçlere halkın desteğini alarak, meşru ve adil seçimlerde elde ettiği güce dayanarak liderlik yaptı. Halktan korkmadı aksine halka dayandı. Gelin görün ki bu ülkenin içerideki ve dışarıdaki düşmanları Erdoğan'ı Ortadoğu'nun tasfiye edilen diktatörleri sınıfına koymak için beyhude bir çabaya girişti. Erdoğan'ı diktatör gibi gösterme çabası her seferinde yeni içeriklerle zenginleştirilmeye çalışıldı. Son olarak Türkiye'nin PKK başta olmak üzere terör örgütlerine yönelik sürdürdüğü haklı ve sivilleri korumayı birincil öncelik olarak gören operasyonlarını manipüle etmenin derdindeler. Erdoğan'ı "katliam yapan diktatör" sınıfına sokup, uluslararası alanda destek toplamaya çalışıyorlar. Erdoğan her seferinde halka konuşarak, onlara olan biteni anlatarak kurulan oyunları bozuyor.
***
Su uyur düşman uyumaz dedik. Uyumuyorlar, uyumayacaklar. Şimdilerde bir yalancı bahar havasındalar. Geçmişte olduğu gibi sureti haktan görünenlerin bir kısmının bu yalancı bahara kapıldığını görüyoruz, göreceğiz. Fakat bu ülkenin düşmanlarının verdiği uğraşların Türkiye toplumunun genelinde bir karşılığı yok. Yeni Türkiye yoluna devam ediyor...
[Sabah, 29 Şubat 2016].