SETA > Yorum |
Siyasetin Ankaralılaşması Tuzağı

Siyasetin Ankaralılaşması Tuzağı

Ankara, Cumhuriyet'in kurucu zihniyetinin sıkışmışlığının sembol şehri olarak kuruldu. Küçülmeyi kurtuluş olarak gören, geçmişini inkara mecbur bırakılmış bir zihniyetti bu.

Ankaralılar alınmasın, ama ben de Yahya Kemal meÅŸrebindenim. Ankara’ya ne zaman adımımı atsam Ä°stanbul’a dönüÅŸ planları yapmaya baÅŸlarım.

Hemen belirteyim, burada Ankara’nın soÄŸukluÄŸundan, resmiyetinden ve ona giydirilen ÅŸair imajlardan hareketle bir Ankara karalaması yapmak niyetinde deÄŸilim. Nihayetinde Ankara, kendi tarihselliÄŸi ve toplumsallığı içerisinde ÅŸekillenen bir kültürel gerçeklik mekanı. Fakat, mekana yüklenen siyasal tahayyül bazen onun özerkliÄŸini baskılar. Ankara imgesi bu anlamda eski Türkiye siyasal gerçekliÄŸi içinde bir coÄŸrafi kesiti deÄŸil, bir zihniyeti imler hale gelmiÅŸtir. Bu nedenle Ankara’yı çeÅŸitli vesilelerle ötekileÅŸtiren birçok Ä°stanbullu aslında ona yüklenen siyasal tahayyülle sembolik bir hesaplaÅŸmaya girerler.

Cumhuriyet’in kurucu nesli, Ankara’yı korunaklı bir kale olarak dizayn etti. Hatta onu kendi içinde dahi sınıflamaya çalıştı. Mekana özgü, ayrıştırıcı göstergeler oluÅŸturdu.

Ankara, Cumhuriyet’in kurucu zihniyetinin sıkışmışlığının sembol ÅŸehri olarak kuruldu. Küçülmeyi kurtuluÅŸ olarak gören, geçmiÅŸini inkara mecbur bırakılmış bir zihniyetti bu. Bir yanıyla tedirgin ve mahcup, bir yanıyla öfkeli ve çatık kaÅŸlı bir siyasal iradenin, çorak bir mekanda tecessüm etmiÅŸ haliydi.

Ä°stanbul’un kozmopolitizmine karşı, dar bir ulusçuluÄŸu simgeliyordu. Ä°stanbul çeÅŸitlilik demekse Ankara tek-tiplilik demekti. Bir yanda açılım siyaseti, bir yanda korumacı politika söz konusuydu. Ä°stanbul’un farklılıkları yansıttığı yerde, Ankara türdeÅŸliÄŸi yansıtıyordu. Siyaseti Ä°stanbul, bürokrasiyi Ankara temsil ediyordu. Ama hepsinden öte Ankara, siyasal bölünmezliÄŸi temsil ediyordu. Elbette, kendi bölünmezliÄŸini. Bu anlamda, bölünmez bir bütün olan Türkiye deÄŸil, Ankara’ydı. Ama bölündü, parçalandı ve kaybetti. Ä°stanbul kazandı.

Bu zaferin arkasında, Türkiye’nin siyasal bakiyesi, toplumsal gerçekliÄŸi ve tarihsel derinliÄŸi var. AK Parti, bunun sadece temsilciliÄŸini üstlendi. Toplumsal akışı, siyasete baÅŸarılı bir biçimde tercüme etti. AK Parti, güçlü bir çekirdeÄŸi olsa da, birtakım temel deÄŸerler etrafında birleÅŸebilecek farklı eÄŸilimlerden siyasal grupları bir araya getirebilme baÅŸarısı gösterdi. Bununla birlikte AK Parti’nin esas baÅŸarısı, bu grupları birbiriyle eklemleyebilmesi, etkileÅŸtirebilmesi ve dönüÅŸtürebilmesi oldu. Bununla birlikte AK Parti 12 yıldır iktidarda bulunan bir parti olarak ciddi bir imtihanla yüzleÅŸti: AnkaralılaÅŸma imtihanıyla.

AK Parti, Ä°stanbul siyasetini temsilen Ankara’yı dönüÅŸtürme hedefiyle yol alsa da, AK Parti’de bir kesim eski Ankara’ya teslim oldu. AnkaralılaÅŸtı. Onun reflekslerini içselleÅŸtirdi. Elbette bu siyah-beyaz bir tarzda cereyan etmedi. Kemalizmin yeniden üretilmesi anlamında bir AnkaralılaÅŸma süreci yaÅŸanmadı. Fakat, bir kesim süreç içerisinde siyaset yerine bürokrasiden, açılım yerine korumacılıktan, toplum yerine devletten, halk yerine elitlerden yana bir tavır sergiler hale geldi. Hal böyle olsa da, gün sonunda partiyi yöneten irade, AnkaralılaÅŸmayı istisnai bir halde tutmayı baÅŸardı.

Malum, bugünlerde kimi magazin merakı, kimi muhalefet tutkusu, kimi kariyer beklentisi, kimi de elindeki gücü koruma kaygısıyla ÅŸu soruyu soruyor: ErdoÄŸan sonrası AK Parti nasıl bir ÅŸekil alır, AK Parti dağılır mı? Oysa buradaki asıl mesele AK Parti’nin bir yenilenme imkanı bulup bulamayacağıdır. Bu anlamda yeni dönem AK Parti ve Türkiye siyaseti açısından ciddi imkanlar barındırdırmaktadır. Her ÅŸeyden önce AK Parti’de eski Ankara reflekslerini içselleÅŸtirenlerin yeniden “Ä°stanbul siyaseti”yle buluÅŸmaları, bir kere daha partinin dinamizmini keÅŸfetmeleri, bürokrasi yerine siyaseti hatırlamaları Türkiye siyaseti açısından bir zenginlik olacaktır.

Yeni bir evrenselliÄŸin, geçmiÅŸle yüzleÅŸmenin, bölgesel bir güç olabilmenin, tarihsel ve stratejik derinlikle hareket edebilmenin baÅŸlıca koÅŸulu, AK Parti’nin AnkaralılaÅŸmasına direnebilmek, “devlet tecrübesi” üzerinden partide yeni bir statüko oluÅŸmasına engel olmaktır.

Ä°stanbul kozmopolitizmi Türkiye’nin gerçek sosyolojisidir. Türkiye’nin zenginlikleri yanında kaoslarının ve gerilimlerinin kaynağında da bu kozmopolitizm yatacak. Bu kozmopolitizmle yüzleÅŸmek, ne eski Ankara ulusalcılığıyla ne protokol fetiÅŸizmiyle mümkün olabilir.

Bütün bunlarla birlikte ÅŸunu da son not olarak eklemeliyim. AK Parti’nin baÅŸarısı, yeni Türkiye’yle birlikte “yeni bir Ankara muhayyilesi”ni tesis edebilmesine baÄŸlıdır.

[AkÅŸam, 17 AÄŸustos 2014]