Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından Selefi danışman Dr. Halid İlmiddin'in görevinden alınmasına tepki gösteren, aynı akımın temsilcilerinden Nur Partisi başkan vekili Basim Ez Zerka da Cumhurbaşkanlığı siyasi danışmanlığı görevinden istifa etti.
Bu durum genelde Müslüman Kardeşler ile Selefiler, özelde ise Cumhurbaşkanlığı ile Nur Partisi arasındaki anlaşmazlığın daha da derinleştiği ve krizin büyüdüğü şeklinde yorumlandı.
Halid İlmiddin, görevini kötüye kullandığı suçlamasıyla açığa alınma şeklini eleştirdi ve kendisinden özür dilenmesini istedi. Gözyaşlarını tutamayan İlmiddin'in açıklamasında, görevden alınış şeklini 'sırtından vurulmaya' benzetmesi dikkat çekti.
Konuyla ilgili yaptığı açıklamada İlmiddin: "Cumhurbaşkanı, Allah seni affetsin. Size başarılar dilerim. Kendisine yapılan baskılardan dolayı almış olduğu bazı yanlış kararları anlayışla karşılıyorum. Mısır'ın bu süreci iyi bir şekilde atlatmasını temenni ediyorum. Ben Allah için çalışıyordum. Kimseden bir takdir beklemiyorum." dedi.
Görev süresinde önemli projeler hazırladığını dile getiren İlmiddin, Cumhurbaşkanlığı'ndan her hangi bir maaş almadığını ve gönüllü olarak çalıştığını söyledi. Yol parasını bile cebinden ödediğini belirten İlmiddin, ülkeyi sadece bir grubun yönetmesinin ve bu ağır yükü sırtına almasının mümkün olmadığını ifade etti. İlmiddin'in, ülkede yaşanan krizin asıl sebebinin, Müslüman Kardeşler'in devleti ele geçirme çabası olduğu şeklindeki sözleri ise dikkat çekti. Ağırlaşan söylemler, İhvan-Selefi krizinin iyice derinleştiği şeklinde yorumlanıyor.
Burada akla gelen soru, anayasa krizi esnasında Müslüman Kardeşler'e sonuna kadar destek veren ve riske giren Selefi Davet'in neden tutum değiştirerek solcu, laik ve liberallerin, çatısı altında toplandığı Ulusal Kurtuluş Cephesi'ne yakınlaştığıdır.
Nur Partisi ile Müslüman Kardeşler arasındaki görüş ayrılığının asıl sebebinin Müslüman Kardeşler'in İran ile ilişkileri normalleştirme çabası olduğu konuşuluyor. Nur Partisi ile Müslüman Kardeşler arasındaki ipler, İran Dışışleri Bakanı'nın Mısır ziyareti ile gerilmişti.
Petrol zengini Körfez ülkeleri Mursi'nin Cumhurbaşkanı olmasından sonraki süreçte İran ile Mısır'ın yakınlaşmasından rahatsız olduğunu farklı platformalarda ifade etti. Mursi'nin İran ziyareti ile başlayan İhvan ile Selefi davet arasındaki fikir ayrılıkları, bir İran Cumhurbaşkanı'nın 34 yıl sonra Mısır'ı ziyaret etmesiyle doruk noktasına ulaştı.
İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısı nedeniyle İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın Mısır ziyareti ve bu ülkede kaldığı dört gün boyunca gerçekleştirmiş olduğu temaslar ipleri koparan son gerilme oldu. Nur Partisi için Ahmedinejad ziyaretinin dönüm noktası olduğu ve ziyarete tepki olarak Ulusal Kurtuluş Cephesi'ne yakınlaştığı söylenebilir.
Selefi Davet'in partisi olan Nur'da yaşanan yönetim değişikliği ve Müslüman Kardeşler aleyhindeki politikaların dış etkiden kaynaklandığı, parti üzerinde Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin etkili olduğu iddia ediliyor.
Siyasete prensip olarak karşı çıkan, "isyan ederek fitne çıkarmaktansa, yöneticinin zulmüne sabretmenin daha evla olduğu" prensibinden hareket eden Selefi hareketin, Köfez kaynaklı politikalar üretmesi, Mübarek yandaşları "Fulul" tarafından memnuniyetle karşılanıyor.
İran'ın bölge için İsrail'den daha tehlikeli olduğu kanaatindeki Selefi Daveti akımıyla, uluslararası ve bölgesel dengeler gereği, İran ile sınırlı ilişki kurmanın gereğine inanan İhvan, karşı karşıya gelmiş ve taraflar yollarını ayırdı.
Bu ayrılmanın tahmin dışı bir yansıması oldu. Müslüman Kardeşler ile Kıptiler arasındaki buzlar eridi. Cumhurbaşkanlığı tarafından 27 Nisan’da yapılması kararlaştırılan parlamento seçimlerinin ilk ayağının, Kıptilerin bayramı nedeniyle 22 Nisan'a çekilmesi jesti ise, Kıptileri daha çok memnun etti ve İhvan-Kıpti yakınlaşmasının kapılarını sonuna kadar araladı.
Sonuç olarak, gün geçtikçe açılan İhvan-Selefi makası, başka bir dengeyi harekete geçirerek, İhvan-Kıpti yakınlaşmasının zeminini hazırladı.
Seksen küsur yıllık siyasi tecrübe ve kazanımlarıyla hareket eden İhvan, Selefilere karşı Kıpti kozunu oynayarak, parlamento seçimleri öncesi oluşan boşluğu dolduruyor.
Dünya Bülteni, (1.03.2013)