SETA > Yorum |
Seçim Dönemlerinde Ekonomik Büyüme Neden Önemli

Seçim Dönemlerinde Ekonomik Büyüme Neden Önemli?

AK Parti'nin 2002 yılında sandıktan tek başına iktidar olmasının ardından ekonomide gösterdiği başarı, sonraki her seçimden birinci parti olarak çıkmasının başlıca sebeplerinden birisidir.

7 Haziran seçiminde Türkiye 13 yıldır görmediÄŸi bir sonuçla karşı karşıya kaldı. Beklenmeyen ve birçok kesim açısından sürpriz olan bu sonucun nedenlerini siyasi, toplumsal ve ekonomik açıdan birçok faktör ile açıklayabiliriz.

Özellikle ekonomik faktörler içinde yer alan ekonomik büyümenin seçim sonuçları üzerindeki etkisine ayrı bir baÅŸlık açmak gerekiyor. Çünkü ekonomik büyüme salt bir rakamdan ibaret deÄŸil.

Ekonomik büyüme aynı zamanda üretim, refah ve refahın paylaşılması da demek. Bütçe hazırlanırken, bütçeden kalemlere ayrılacak miktarları belirlerken, ülkenin geliri neyse paylaşım ona göre yapılıyor. Herhangi bir ekonomik göstergenin seviyesinden bahsederken, bu göstergenin milli gelir içindeki payına göre deÄŸerlendirmede bulunuyoruz.

Bu yüzden ekonomik büyümenin hem ülke ekonomisi için hem de kiÅŸisel ve toplumsal refah düzeyi için ne denli önemli olduÄŸu ortada. Dolayısıyla, büyüme artışı veya azalışı refah üzerindeki etkisini sandıkta gösteriyor. Son seçim ve 2015 yılı ilk çeyrek büyüme rakamı, bu iliÅŸkinin gücünü bir kez daha kanıtladı.

EKONOMÄ°K BÜYÜME OYU DA ARTIRIYOR

AK Parti'nin 2002 yılında sandıktan tek başına iktidar olmasının ardından ekonomide gösterdiÄŸi baÅŸarı, sonraki her seçimden birinci parti olarak çıkmasının baÅŸlıca sebeplerinden birisidir.

Hatırlarsak, AK Parti'nin 2002 genel seçiminde aldığı yüzde 34 oya karşılık o yıl ekonomik büyüme oranı yüzde 6,2 idi. 2002 genel seçiminin ardından 2004'de yapılan yerel seçimde ise AK Parti'nin oy oranı artmıştı. Çünkü 2004 yılında gerçekleÅŸen yüzde 9,4 büyüme oranıyla birlikte oy oranı yüzde 41,6'ya yükselmiÅŸtir.

2007 genel seçiminde ise oy oranı yüzde 46 iken büyüme rakamı yüzde 4,7 oldu. Ancak 2007 yılı genel seçimlerinde artan oy oranına raÄŸmen, ekonomik büyümenin yavaÅŸlamasında TBMM'nin CumhurbaÅŸkanı seçiminde engellenmesi ve statüko tarafından siyasi istikrarsızlık oluÅŸturma çabaları gibi faktörler etkili olmuÅŸtur.

Küresel ekonomik krizin birçok geliÅŸmiÅŸ ülkenin kâbusu olduÄŸu 2008 ve 2009 yıllarında ise Türkiye ekonomisinin büyümesinin yüzde -4,8'e düÅŸmesi, 2009'daki yerel seçimde AK Parti'nin oy oranının yüzde 38,3 olmasındaki önemli etkenlerden birisidir. Oy oranındaki düÅŸme, 2009'daki ülke ekonomisindeki küçülme ile birlikte iliÅŸkilendirilebilir.
2011 yılında ise ekonomik büyüme yüzde 8,8 olurken, bu ekonomik büyümenin oy oranında meydana getirdiÄŸi deÄŸiÅŸiklikle AK Parti'nin aldığı oy oranı yüzde 49,8'e yükselmiÅŸtir.

Bunun yanı sıra, 2014 yerel seçimlerde AK Parti'nin oy oranı bir önceki seçime göre düÅŸüktü, yüzde 45,5. Aynı düÅŸük oran büyüme rakamında da yaÅŸandı, 2014 yılında Türkiye ekonomisi yüzde 3,3 büyüdü.

AÇIKLANAN BÜYÜME ORANLARI VE SEÇÄ°M SONUCU Ä°LÄ°ÅžKÄ°SÄ°

Dün açıklanan 2015 ilk çeyrek ekonomik büyüme oranının yüzde 2,3 olarak gelmesi ise, oy oranı ve ekonomik büyümenin bisikletteki arka ve ön tekerlek gibi çalıştığının kanıtı. Oyunu artırmak isteyen partilerin son seçim kampanyalarını ekonomi üzerine, daha doÄŸrusu ekonomik vaatler üzerine kurmalarının temel gerekçesi de budur. Çünkü milli gelirin artacağına yönelik bir vaat, kiÅŸisel gelirin de artacağını söylüyor aynı zamanda.

Seçim dönemi öncesinde faiz ve Merkez Bankası tartışmalarında sürekli olarak üzerinde durduÄŸumuz konu ekonomik büyüme olmuÅŸtu. Ekonomik büyümenin siyasi ve ekonomik aktörler tarafından öncelikli konulardan biri olması gerektiÄŸini, aksi takdirde siyasi istikrarın yara alabileceÄŸi ifade edilmiÅŸti. Görünen o ki büyümenin yavaÅŸlaması ya da Türkiye'nin alıştığı yüksek büyüme rakamlarının gerçekleÅŸmemesi, ne yazık ki seçmenin oy davranışını deÄŸiÅŸtirmiÅŸtir.

DiÄŸer taraftan, ekonomik büyümenin yavaÅŸlaması ile ortaya çıkan refah kaybı kamu maliyesinin güçlü olduÄŸu, özellikle de bütçe açığının bu kadar düÅŸük olduÄŸu bir dönemde kolayca ortadan kaldırılabilirdi. Seçmen tarafından talep edilen bazı iyileÅŸmelerin ertelenmesinin nedenleri üzerinde de ayrıca konuÅŸulmalıdır.

Bu nedenle, 7 Haziran seçiminde AK Parti'nin birinci parti olmasında ekonomideki baÅŸarısı veya ekonomik büyümenin sürekli olması ne derece etkinse, oy kaybetmesinde de ekonomik büyümedeki yavaÅŸlamanın etkisinin olduÄŸunu söyleyebiliriz.

[Yeni Åžafak, 11 Haziran 2015]