Suriye'nin geleceği konusunda önemli kararların alınması beklenen Cenevre görüşmeleri öncesinde Esed yönetimine destek veren Rusya-İran blokunun diğer aktörler gibi fikir ve politika ayrılığı içerisinde olmadığı görülüyor. Suriye'de isyan dalgası başladığında Esed yönetiminin karşısında yer alan ülkeler, hangi muhaliflerin destekleneceği, DAİŞ'e karşı mücadelenin nasıl olacağı, Esed yönetiminin ne zaman gitmesi gerektiği ve hatta artık gitmesinin gerekli olup olmadığı gibi konularda görüş ayrılıklarına düştüler. Buna karşılık, Rusya-İran blokunun kararlı bir işbirliği içerisinde hareket ettiği ve görüşmeler öncesinde masadaki pozisyonlarını güçlendirmek için karşı aktörlerin dağınıklığını fırsata çevirip cephede önemli başarılar elde ettiği tespitini yapmak gerekiyor.
İran'ın, Fetih Ordusu çatısı altında birleşen muhaliflerin geçen yılın bahar aylarında başlayan ilerleyişi karşısında Esed yönetimini ayakta tutma konusunda çok zorlandığını gören Rusya, yaz sonundan itibaren Suriye'deki askeri varlığını artırdı ve giderek yoğunlaştırdığı hava operasyonlarıyla savaşın bir parçası haline geldi. Küresel bir gücün Suriye iç savaşının doğrudan aktörlerinden biri haline gelmesi bölgedeki dengeleri tamamen değiştirdi. Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye tarafından desteklenen muhalifler karşısında Esed yönetimini savunmakta zorlanan İran, Rusya'nın girişiyle birlikte rahatlamış oldu. Ancak Rusya ile İran arasındaki uyuşma ve işbirliğinin, Suriye'deki sürecin sadece içinde bulunduğumuz anına ilişkin bir uzlaşı olma ihtimali de yüksektir. İlerleyen safhalarda iki ülkenin, destekledikleri Esed yönetimi üzerinde hangisinin daha fazla nüfuzunun olacağı konusunda şiddetli bir rekabet yaşama olasılığını unutmamak gerekiyor. Aynı şekilde Moskova'nın, Suriye Kürt bölgesi ve PYD üzerinden bir nüfuz mücadelesini de Washington yönetimi ile yaşama ihtimali yüksek görünüyor. Bugün her iki ülke de DAİŞ'e karşı ve Türkiye'yi baskı altında tutmak için PYD'ye destek veriyorlar, ancak sürecin sonunda PYD'nin kimin kontrolünde olacağı sorusu kolay cevaplanacak gibi görünmüyor. Rusya ile ABD arasındaki bu rekabette asıl kaybedenin ise, bugün kazandığını zanneden PYD olma ihtimali yüksek görünüyor.
[Sabah Perspektif, 30 Ocak 2016].