SETA > Yorum |
PKK Çözüm Sürecini Taşıyabilir mi

PKK Çözüm Sürecini Taşıyabilir mi?

Çözüm sürecinin 2013 Nevruzu ile fiilen başlamasıyla birlikte ilk aşamada en temel soru(n) "Öcalan'ın Nevruz mesajının" PKKBDP çizgisi tarafından taşınıp taşınamayacağı meselesiydi. Mart 2013'ün üzerinden altı ay geçmeden 'Öcalan sancısının' ne kadar derin olduğuna işaret eden bir çok sorun ortaya çıkmakta gecikmedi. Bugün geldiğiniz noktada, Öcalan'ın Nevruz'da verdiği yeni mesaja adapte olanlarla, mesajla açıktan yüzleşemeyenlerin geriliminden ortaya çıkan marazlara şahitlik ediyoruz. Bu hastalığın iki temel özelliği bulunuyor.

Çözüm sürecinin 2013 Nevruzu ile fiilen baÅŸlamasıyla birlikte ilk aÅŸamada en temel soru(n) "Öcalan'ın Nevruz mesajının" PKKBDP çizgisi tarafından taşınıp taşınamayacağı meselesiydi. Mart 2013'ün üzerinden altı ay geçmeden 'Öcalan sancısının' ne kadar derin olduÄŸuna iÅŸaret eden bir çok sorun ortaya çıkmakta gecikmedi. Bugün geldiÄŸiniz noktada, Öcalan'ın Nevruz'da verdiÄŸi yeni mesaja adapte olanlarla, mesajla açıktan yüzleÅŸemeyenlerin geriliminden ortaya çıkan marazlara ÅŸahitlik ediyoruz. Bu hastalığın iki temel özelliÄŸi bulunuyor.

Birincisi, 'Kürt meselesi ila nihaye devam edecek dünyasında' yaÅŸayanların siyasal nihilizmden öteye geçmeyen Kürt meselesi çözüm analizleri. Bu 'dünyanın' en büyük sorunu,Kürt meselesini dipsiz bir matruÅŸka olarak okuması.

Tam da bu sebepten dolayı güncel olarak atılan veya gelecekte atılması konuÅŸulan adımların hiç bir anlamı kalmamaktadır. Çünkü her yeni adım nihai neticeye giden bir yol deÄŸil aksine liberal- sol belirsizlik dünyasında bir baÅŸka sorun kapısına varmak anlamına gelmektedir. Ä°kincisi ise Öcalan'dan sadır olan 'yeni mesajın' içeriÄŸiyle varoluÅŸsal düzeyde derin sorunu olanlardır. Çözüm sürecinin, yürüyecekse iniÅŸ çıkışlarla, tıkanmalarla ve provokasyonlarla yürüyeceÄŸini en baÅŸtan kabul edenler yukarıda aktardığımız dünyanın ve aktörlerinin 'çözüm süreci çöktü, sıkıntıya girdik' panik ataklarına ve heyecanlarına ortak olmuyorlar. Bunu yaparken de sorunun tabiatı gereÄŸi tedrici bir ÅŸekilde normalleÅŸeceÄŸi gerçeÄŸine yaslanıyorlar. Bu da o kadar zor bir tercih veya yaklaşım deÄŸil aslında. En azından, nihai amacı PKK'nın silah bırakması olan bir sürece dair, 'PKK'nın yüzde kaçı, yüzde 15'i mi, yüzde 50'si mi, yüzde 85'i mi sınır dışına çekildi sorularıyla vakit öldürmeye çalışıyor ve demokratikleÅŸmeyi bu soruların çengeline asıyor' ÅŸeklindeki ciddiyetsizlikten uzak durmak için yeterli bir yaklaşım.

Ya da ErdoÄŸan saplantısını gündemdeki her konuyu izah için kullanma garabetiyle niyet avcılığının ötesine geçmeyen 'süreç' analizleri yapmaya devam ediyorlar. Bunu yaparken de üzerine yatırım yaptıkları, merkeze aldıkları tek aktör PKK çizgisinden baÅŸkası deÄŸil. Bu durumda yaÅŸanacak çözümün bir tarafına bu denli güven transferi yapmak her seferinde hem geliÅŸmeler düzeyinde hem de analizler düzeyinde boÅŸa çıkmaları için yeterli oluyor.

ÇÖZÜM SÜRECÄ°NÄ°N SERENCAMI

EÄŸer bir çözüm süreci gerçekleÅŸecekse (harici ve tali unsurların dışında) meselenin kabaca üç ana aktörü bulunmaktadır. Süreci baÅŸlatan siyasi irade, PKK ve hepsinden önemlisi sürecin neticelerini sindirmesi gereken milletin tamamı. Bu üç aktörden birisinin olmadığı veya kendisinden beklenen rolü kabul edilebilir düzeyde oynamadığı her senaryoda süreç varoluÅŸsal sıkıntılar yaÅŸayabilir. Bu aktörlerden siyasi irade ise sadece kendi payına düÅŸen rolü oymakla sorumlu deÄŸil. Aynı zamanda toplumun hazırlanması, PKK'nın ise süreci tahriklerden uzak bir ÅŸekilde rasyonel olarak götürmesine yardımcı olmak zorunda. Bugüne kadar her iki noktada da siyasi iradenin performansı fena sayılmaz.

Aynı ÅŸekilde toplumun büyük bir kesimi de siyasi iradenin teminat vermesi ve aylardır kan dökülmemesinden dolayı sürece verdiÄŸi desteÄŸi her geçen gün artırmaktadır. Otuz yıldır tek gündemi Kürt meselesi olan sürecin PKK'lı aktörleri ise kafası en karışık olan unsur görüntüsü vermektedir. PKK-BDP liderliÄŸi, Nevruz'da Öcalan'ın mesajıyla yaÅŸadığı ÅŸoku üzerinden attıkça 'Öcalan sancısından' hızla uzaklaÅŸarak asıl yazılımına dönmek için oldukça iÅŸtahlı görünüyor. Özellikle Taksim'deki 'devrim fantezisine' yoÄŸun bir ÅŸekilde ortak olamamanın sancısı 'Öcalan sancısını'; yine Taksim nihilizminden çıktığını düÅŸündükleri mesajın 'Öcalan Nevruz mesajını' bastıracağını düÅŸünüyorlar. Çözüm sürecinden 'biraz sapmanın' fazlaca bir zararı olmadığı düÅŸünüyorlar. Kaldı ki, Taksim'deki olaylara dokunulmazlığı olduÄŸu halde kahramanca 'önderlik' etmiÅŸ ve gazi sıfatına haiz olmuÅŸ BDP'li isim de geçmiÅŸte 'silahsızlanmaya karşı çıkan' isimler gibi Kemalizm'e sinyal vermekte gecikmedi. Taksim nihilizminin maksimalist talepler dünyasından devÅŸirme bir ruh haliyle fiili provokasyonlar ve rasyonel çözüm süreci zeminine kast eden açıklamalar ardı sıra gelmeye baÅŸladı. BDP'nin bir siyasi parti olarak "Taksim'de CHP rolüne", PKK'nın ise "Ä°stiklal'de örgütçülük oynayan ergen solculuÄŸa" bu kadar hızlı meyletme sinyalleri vermesine ÅŸaşırmıyoruz ama çözüm sürecinin ciddiyeti açısından oldukça sorunlu bir yaklaşım olduÄŸunun altını çiziyoruz. Türkiye'nin kaybedecekleri bir yana, PKKBDP, (son günlerde farklı ÅŸekillerde dile getirdikleri üzere kendilerinin bir provokasyonuyla) süreç inkıtaa uÄŸrarsa içine düÅŸecekleri siyasi anlamsızlığı ÅŸimdiden düÅŸünmelerinde fayda var. Felaket senaryosu ÅŸöyle: Öcalan'la, muhtemelen, takvim açısından, en erken 2015 seçimleri sonrası irtibatın olacağı, siyasi açıdan ise belki de bir daha muhatap almanın hem imkansızlaÅŸacağı hem de anlamsızlaÅŸacağı bir tablo ortaya çıkacak.Çözüm sürecine neredeyse tamamen destek veren Kürt tabanı, 'Öcalan'ın mesajını' taşımakta zorlanan Kürt siyasi elitlerini bundan sonra daha ne kadar taşıyacağını da sorgulayacaktır. Ä°ki ayrı iç savaşın sürdüÄŸü iki ülkede varlık gösteren PKK ile silahlı mücadele boyutu geçmiÅŸte hiç olmadığı kadar derinleÅŸme imkanına sahiptir. Suriye'de neredeyse her ay gruplar arası yeni bir dengenin kurulduÄŸu kaostan Esed tescilli 'özerk bölgeye' yatırım yapanlar ve abartanlar sadece çok cesur cümleler kurmuyorlar, maalesef Kürt yabancılaÅŸmasını da derinleÅŸtiriyorlar.

Her tarafı kaynayan bölgenin istikrarlı tek ülkesi Türkiye ile ona yaslanan ve bu sayede görece istikrarını koruyan IKBY; çözüm sürecini reddetmiÅŸ PKK fantezileri yerine istikrarı tercih edeceÄŸine kimsenin ÅŸüphesi olmasın. O halde üzerinde hassasiyetle durulması gereken çözüm sürecinin ilerlemesi. Bunun da ilk ÅŸartı demokratikleÅŸmenin üzerinden silahların gölgesinin çekilmesi.

[Sabah Perspektif, 20 Temmuz 2013]