Bu yılın, 2023 seçimlerinin gölgesinde geçeceği malum. Parti siyasetinin sert söylemleri tüm hızıyla sahada. Geçen yılı "siyasi eşkıya-ilaçlarını al" eleştirileri ile kapatmıştık. Önümüzdeki yıl bütün liderler ülkemizin illerini dolaşarak seçmene ulaşmaya çalışacak. Bu kıyasıya rekabetin hayat pahalılığı ve sistem tartışmasından dış politika ve Suriyelilere kadar birçok konuyu kapsayacağı açık.
Dün CHP ve İP genel başkanları Kılıçdaroğlu ve Akşener, Mersin'de ortak temel atma töreninde "derhal seçim" çağrılarını yinelediler. Akşener, "meydanı doldurma" kıyaslaması yaparak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı "en büyük beka sorunu" olarak niteledi. Kılıçdaroğlu ise "yolları ve köprüleri kamulaştırma" vaadinde bulunarak "en geç iki yıl içinde bütün Suriyelileri davulla zurnayla memleketlerine göndereceklerini" ve Süleyman Şah Türbesi'ni tekrar topraklarına götüreceklerini iddia etti: "Suriye ile de barışacağız, Mısır'la da barışacağız. İç politikada olduğu gibi dış politikada da Türkiye kurucu ayarlarına dönecek."
'Kurucu Ayarlar' Nedir?
Muhalefetin en büyük sorunu, aday belirleme konusuna ek olarak, seçimi kazanmaları durumunda ne yapacaklarını anlatan ortak bir programın olmayışı. Bu da yamalı bohça durumundaki ittifaklarının yansıması olarak birbiriyle çelişen vaatlere götürüyor. Sadece dünkü CHP ve İP mitinginin söylemlerine bakılsa bile bu çelişki rahatlıkla görülür.
Evet, CHP ve İP, ülkemizdeki Suriyeliler karşıtlığında birleşiyorlar. Ancak bu ırkçı yaklaşımı, Millet İttifakı içine almak istedikleri SP, DEVA ve GP paylaşıyor mu? "Yolları ve köprüleri kamulaştırmayı" liberal eğilimli DEVA onaylar mı? Süleyman Şah Türbesi meselesinde GP ne diyecek? "İç ve dış politikada kurucu ayarlara" dönmek ne demek? CHP ve HDP yakınlaşması uğruna Irak ve Suriye tezkeresine hayır diyen CHP'nin kurucu ayarı ne olabilir?
2023 sonrası Türkiye'nin önündeki kritik meselelere dair görüşler, hayat pahalılığı eleştirisi ve güçlendirilmiş parlamenter sistem paketine sıkıştırılamaz. "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesi de bütün partilerin referans vereceği ortaklıkta. Peki "kurucu ayarlardan" Tek Parti dönemi ilkeleri mi kastediliyor? Kemalist milliyetçilik ve laiklik mi öneriliyor?
SP, DEVA, GP ve hatta HDP bu işe ne der? HDP'nin Pan-Kürdist taleplerine ve "Artık yönetime katılmalıyız" arzusuna nasıl cevap verilebilir? CHP ve İP'in milliyetçi seçmeni, HDP'nin aşırı taleplerine (özerklik vs.) razı olur mu?
Muhafazakâr-Dindar Seçmen
CHP ve İP, Millet İttifakı'nı genişletmek için SP, DEVA ve GP'yi yanlarına almaya çabalıyor. HDP'yi ise ittifakın dışarıdaki bileşeni olarak konumlandırma niyetindeler. Cumhur ve Millet İttifakları mevcut hallerini korurken asıl rekabet, kritik seçmen gruplarına odaklanacak: Kürtler, gençler ve muhafazakâr-dindar kesimler. Son dönemde muhalefetin siyaset mühendisliği özellikle dindar kesimlere yöneldi.
Malum, sürekli kendisini sağa açmaya çalışan CHP, muhafazakâr seçmeni ikna edemiyor. Okul öncesi Kuran eğitimini "Ortaçağ zihniyeti" olarak gören CHP'li yöneticiler bir türlü gerçek yaklaşımlarını (Kemalist-seküler öfke, pozitivizm ve self-oryantalizm) terk edemiyorlar. O halde AK Parti'den dindarları koparmak SP, DEVA ve GP'ye mi havale ediliyor? Peki, Türkiye'nin son yirmi yıldaki dönüşümünün aktörü olan muhafazakâr-dindar seçmene bu partiler ne önerecek? Erdoğan yönetiminde büyük bir dönüşümü tamamlamayı bir kenara bırakarak oluşturulan koalisyonun küçük bir parçası olmayı mı? AK Parti döneminde elde ettiği kazanımların garantisini CHP ve HDP gibi partilerin insafına bırakmayı mı? Ne olduğu belli olmayan "kurucu ayarlara" dönüş ile nasıl yöneteceği belli olmayan 6+1 partinin kaosuna kendini teslim etmeyi mi? Bu mühendisler muhafazakâr-dindar seçmenin yapısını bir türlü öğrenemiyor.
[Sabah, 4 Ocak 2022].