2019 seçim çalışmaları 16 Nisan halk oylamasının hemen ardından başladı. Yüzde 48’lik “hayır” oyları AK Parti karşıtı muhalefeti heyecanlandırmıştı. Bu çevreler önce, bu yüzde 48’lik kesimleri nasıl 2019 seçimlerine taşıyacaklarını tartıştılar.
Bazıları, “radikal bir muhalefet hareketi ile sokağı da işin içinde dâhil edelim” dediler. İçlerinden bazıları ise, sokağı bir siyaset yöntemi olarak kullanırsak, bırakın yüzde 50’yi, elimizdeki mevcudu bile koruyamayız itirazını dile getirdiler. Çünkü yeni dönemde yüzde 50’nin üzerinde oy almak, “makul olmayı” zorunlu kılıyordu.
Oransal olarak en fazla paya sahip parti CHP olduğu için, bu yüzde 48’in öncülüğünü de doğal olarak üstlendi. Çok erken bir şekilde “blok siyaseti” arayışına girdi. Bu anlamda AK Parti ve MHP’nin üzerinde uzlaştığı seçim ittifakları düzenlemesini CHP, “seçmen iradesine ipotek koymak” olarak değerlendirse de; ittifak arayışını çok yoğun bir gündemle ilk kendisi başlatmıştı.
Kolayca hatırlanabileceği gibi, AK Parti ve MHP dışındaki tüm partileri CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, referandumun hemen ardından tek tek ziyaret etmişti.
16 Nisan’dan bu yana sürekli vurguladığım gibi, yüzde 48’lik “hayır” kesimi bir blok değildi. Türkiye’de seçmen bloklarının dağılımı aşağı yukarı belirli tutarlılıklar gösterir. Bu açıdan, bu oy oranı sadece referandumla ilgili konjonktürel bir siyasal konumlanmayı içermekteydi.
CHP’nin Ankara’dan İstanbul’a yürüyüşü, Çanakkale’de Kurultay toplaması gibi çabaları her ne kadar, kendi içindeki “AK Parti’ye karşı radikal siyaset izleyelimcileri” teskin etmek, onların öfkesini yatıştırmak için atılan adımlar olsa da; bu siyaset tarzı, “evet” cephesinin erkenden ittifak siyasetini netleştirmesine yol açtı.
Böylece MHP lideri Devlet Bahçeli, daha seçimlere 22 ay varken, 2019’da AK Parti’nin cumhurbaşkanı adayını destekleyeceğini ve parlamento seçimlerinde de AK Parti ile ittifak kurmak istediğini açıklayıverdi. BBP de bu ittifakı desteklediğini erken bir dönemde duyurdu.
“Cumhur ittifakı” cephesinde 2019 seçim çalışmaları şimdiden pozitif bir ivme yakalamış durumda. AK Parti ve MHP kendi tabanlarına ittifak siyasetini anlatarak seçmenlerini hazırlıyorlar.
AK Parti, yenilenme siyasetini başarı ile sonuçlandırdı. Yerel yönetimlerde önemli değişiklikler yaptı. Kongrelerini tartışmasız bir şekilde ve şölen havasında gerçekleştiriyor.
İşte muhalefetin de siyaset üretme ikilemi burada başlıyor.
CHP, 16 Nisan sonrasında başlattığı blok siyaseti arayışından istediği sonucu alamadı. İyi Parti’nin kurulması ile MHP’nin tamamen etkisizleşeceği ve bu yeni partinin AK Parti tabanından oy alacağı varsayılmıştı. Bu gerçekleşmediği gibi, CHP’nin HDP ile flörtünden dolayı, İyi Parti’nin AK Parti’den değil, CHP tabanından oy alacağı kesinleşti.
Ayrıca, İyi Parti bir türlü CHP ile ittifaka “evet” demiyor. Pazarlığını seçimlere az bir süre kalıncaya kadar sürdürecek gibi gözüküyor.
CHP ile HDP arasında örtük olarak devam eden ittifak siyaseti ise CHP’ye yaramıyor. Çünkü kenarda İyi Parti ve Vatan Partisi, CHP’nin ulusalcı ve Atatürkçü tabanı için hazırda bekliyor.
CHP son bir ay içinde iki kongre yaptı. Bu kongreler partideki tartışmaları ve hizipleşmeleri azaltacağı yerde daha da artırdı. 36. Olağan Kurultay öncesi, Kılıçdaroğlu yönetimine karşı Selin Sayak Böke ve İlhan Cihaner “manifesto” yayınlayarak partinin siyasi konumlanmasını eleştirdiler.
Bu son tüzük kurultayı öncesi ise, CHP içindeki farklı hizipler Kılıçdaroğlu yönetimine karşı daha da genişleyerek ve birleşerek 48 milletvekilinin ortaklaşa imzası ile yeni bir manifesto niteliğinde açıklama yayınladılar.
Bu grup, CHP yönetimini sertlik yanlısı bir muhalefet için zorlamaya devam edecek. Grubun öncülüğünü üstlenen Selin Sayek Böke, Tüzük Kurultayının hemen ardından, “bizim istediğimiz sert bir dil ve sert bir tavırla iktidara karşı olağanüstü bir muhalefet” sözleri ile CHP’nin rotasının ne olması gerektiğine işaret ediyor.
Bu açılardan bakıldığında, CHP içinde tartışma bitmeyecek. Sert bir muhalefet izlendiğinde CHP içindeki merkez siyaset savunucuları bundan rahatsız olacak. Makul bir yöne doğru gittiğinde ise, sertlik yanlıları sesini yükseltecek.
Sonuç olarak, seçimlere kadar CHP’nin bu ikilemi böylece devam edecek...
[Türkiye, 13 Mart 2018].