Mısırlı Selefiler 28 Kasım 2014 tarihinde büyük bir eylem gerçekleştirmeye hazırlanıyor. El Cephe El Selefiyye olarak bilinen “Mısır Selefi Cephesi”, eylemleri “İslami Devrim Kalkışması” olarak nitelendiriyor.
Cephe tarafından konu ile ilgili yapılan açıklamada; “Halk ayaklanmasının hedefinin, Şeriat bayrağını kaldırmak ve insanlara Şeriatı hatırlatmak” olduğu belirtildi. Açıklamada ayrıca, eylemlere katılmak isteyenlerin cemaatin ilan ettiği hedefler çerçevesinde katılabileceği, aynı çatı altında işbirliği yapmak isteyenlerin kabul edilebileceğine işaret edildi.
Açıklama şöyle denildi; “Akılsız ve korkakları bırakın ve salih bir insan etrafında toplanın. Allah bize yardım eder. İhlas sahibi her Müslüman için Şeriat merkezi bir önemdedir. Dini için kaygılanan her genç için bir ‘kimlik savaşı’ başlatıyoruz”.
Mısır’da bazı gözlemciler tarafından, “durgun suya taş atmak”, başka bir değişle “suyu bulundurma” niyeti olarak yorumlanan bu açıklamanın insanın zihnine onlarca soru dayattığı ilk bakışta görülmektedir.
Nur Partisi’nin katılmayacağı açıklanan eyleme, Selefilerin ellerinde Kuranlar ile sokağa çıkacağı şeklinde söylentiler var. Bazı gazeteler “Selefilerden silahlı İslami devrim girişimi” şeklinde haberler yapıyor. Bazı internet sitelerinde, eyleme Müslüman Kardeşler’in de destek vereceği şeklinde haberler yer almaya başladı.
Söz konusu eyleme bazı liberaller ve solcu gruplar da destek verecek gibi. 25 Ocak Devrimi esnasında Tahrir Meydanı’ndaki Ömer Mekram Camii’nin imamı olan ve sonrasında Müslüman Kardeşler’e karşı tavır takının Mazhar Şahin, 28 Kasım eylemlerini “eşcinsellerin ayaklanması” olarak nitelendirdi.
Şahin Cumhurbaşkanı Sisi’yi Kahire film festivali esnasında eleştiren ünlü aktör Halid Ebun Nece’yi eleştirdiği açıklamasında, “Mısır’ı beğenmiyorsan Irak’a git, orada ordu da yok poliste ama pantolonuna dikkat et” dedi.
Servet Nafi gibi bazı eski parlamenterler “İslami devrim” çağrısında bulunan Selefi Cephesi’ni uyararak, yönetimin kendilerini tuzağa düşürebileceğini düşünüyor.
Mısır liberallerinin önemli isimlerinden biri olan Nafi, taraftarlarını meydanlara çıkarmak isteyen Selefi Cephe için “Cephe’ye mensup gençler temiz insanlar başkaları gibi kötü niyetli değiller” dedi. Nafi’ye göre bu eylem dışarda kalanları toplamak için düzenleniyor olabilir.
Vatan Partisi Minye eski milletvekillerinden Ala Mekari ise, rejimin rakiplerini yok etmek için onları mücadele meydanına sürebileceğine işaret ederek; “Yönetim bugünlerde kimseye gösteri yapma fırsatı tanımıyor.” şeklinde konuştu.
Mekari, söz konusu eylemlerin parlamento seçimlerinin de ertelenmesine neden olabileceğine dikkat çekiyor. Mekari’ye göre, Mısır medyasının 28 Kasım'ı devamlı gündeme getirerek abartmasına rağmen, katılım fazla olmayacak.
Sisi’nin rakiplerinin Cephe Selefiyye’yi kullanma ihtimalinden de söz ediliyor. Yönetimin bazı kararları ve uygulamalardan rahatsız olan, Mübarek karşıtları, El Baradey ve 6 Nisan yanlılarının Selefileri kullanarak siyasi kazanım devşirmeyi hedeflemesi de kuvvetle muhtemel.
Baradey gibi pusuda bekleyen bazı isimler, her hangi bir kıvılcımın ülkede neden olabileceği değişimin gölgesinde kalmak istemeyeceği söylenebilir.
28 KASIM’IN SIRRI
Selefilerin neden 28 Kasım’ı seçtikleri konusunda farklı söylentiler var. Devderavi Hevari takma adıyla yazılar kaleme alan Mısırlı gazeteci eylem için 28 Kasım tarihinin seçilmesinin nedenlerini yazdı. Hevari’nin yazısını El Yemv el Sabi Gazetesi, “28 Kasım’ın sırrını açıklıyoruz” başlığıyla manşete taşıdı.
Hevariye göre, 28 Kasım’ın seçilmesi Endülüs Devleti döneminde Müslümanların bozguna uğradığı tarihe kadar dayanıyor. 1340 yılında Endülüs’te Hıristiyanlara karşı üç önemli savaş yapıldı. Söz konusu savaşların sonuncusunda Müslümanlar yenilmişti. Kaybedilen son savaş 28 Kasım’da idi.
İkinci önemli neden, 2010 yılında Mısır’da yapılan parlamento seçimleri. Bu seçimler Mısır tarihinin en hileli seçimleri olarak tarih geçmişti. Mübarek yönetiminin tabutuna çakılan son çivinin bu seçimler olduğu söylenir. Zaten kısa bir süre sonra 25 Ocak Devrimi yaşanmış ve Mübarek devrilmişti.
Üçüncü neden ise, 25 Ocak Devrimi’nden sonra yapılan parlamento seçimlerinin ilk ayağının bu tarihte yapılmış olması. Müslüman Kardeşler ve Selefiler bu seçimlerde yüzde 71 oranında oy alarak parlamentoda ezici çoğunluğu elde etmişti.
MISIR’IN DÖRT SELEFİ HAREKETİ
Mısır’da Selefiler önemli bir siyasi ve sosyal hareket. Ülkede dört ana Selefi akım bulunuyor. Bunların ilki daha çok Kahire’de faaliyet gösteren “El Selefiyye el Harekiyye” olarak isimlendirilen Selefi Hareket.
İkinci önemli akım “El Selefiyye el Ilmiyye” olarak tanımlanan İlmi Selefilik. Bunlar İskenderiye’de konuşlanmakta olup Nur Partisi etrafında toplanan Davetçi Selefilerdir. Bu günlerde Mısır medyası tarafından en fazla karalanan harekettir. Mursi’nin devrilmesine giden 30 Haziran sürecine destek veren tek Selefi gruptur.
“El Selefiyye el Cihadiyye” olarak bilinen Cihatçı Selefiler. Son dönemde Sina Yarımadası’nda saldırılar düzenleyen gruptur. IŞİD’a katıldıklarını açıklayan Ensar Beyt el Makdis bu kategoride yer almaktadır. Güvenlik güçleri tarafından tutuklanan Muhammed el Zevahiri de bu Selefi hareketin önemli isimlerinden birisi. Muhammed el Zevahiri Eymen el Zevahiri’nin kardeşidir.
28 Kasım’da sokağa çıkacaklarını açıklayan “El Cephe el Selefiyye” ise, Selefiliği bir ideoloji olarak kabul etmektedir. “Ihvane Selfene” olarak ta tanımlanıyor. Yani İhvancılık ve Selefiliği ikisini birden bünyesinde barındıran Selefi harekettir. Mursi’nin devrilmesinin ardından ilk tutuklanan siyaset adamı Hazim Ebu İsmail bu grup Selefilerin lideridir. Bu gruba mensup gençler, liderlerinin adından esinlenerek “Hazimun” adında bir hareket oluşturmuştu.
28 Kasım’da büyük bir katılım beklenmiyor. Ancak ülke medyası konuyu sıklıkla gündeme getirmeye devam ediyor. Güvenlik güçleri de bu süreçte son derece tedbirli davranıyor. 28 Kasım öncesinde güvenlik konrolleri artarken bazı isimlerin tutuklandığı gözleniyor.
Mısırlıların önemli bir bölümüne göre, üçüncü bir devrimi veya bu yöndeki bir girişimi ülke kaldıramaz. Devlet bu durumda daha çok yıpranır ve ülke Irak ve Suriye gibi şiddet sarmalına girer. Değişim olacaksa bile yavaş yavaş ve barışçıl yöntemlerle olmalıdır.
[Dünya Bülteni, 25 Kasım 2014]