Kuzey Afrika’nın doğal gaz ve petrol zengini ülkesi Libya’da darbeci Halife Hafter’in başkent Trablus önlerinde yaşadığı hezimetten sonra meşru hükümet güçleri ile Hafter milisleri arasında İsviçre'nin Cenevre kentinde 19-23 Ekim'de düzenlenen 5+5 Ortak Askeri Komite toplantıları sonucunda kalıcı ateşkes sağlandı.
Birleşmiş Milletler (BM) öncüğünde başlayan diyalog toplantıları ise devam ediyor.
Seçim tarihi: 24 Aralık 2021
9 Kasım'da Tunus'ta başlayan ve Libya'daki farklı siyasi ve sosyal kesimleri temsilen seçilen 75 kişi ile yürütülen Libya Siyasi Diyalog Forumu'nda, 24 Aralık 2021'de Libya'da genel seçimlere gidilmesi kararlaştırıldı.
Forum kapsamında, ülkedeki devlet kurumlarının birleştirilmesi ve seçimlere kadar ülkeyi yönetecek yeni bir Başkanlık Konseyi ve yürütme organının belirlenmesi hedefleniyor.
Öte yandan Birleşmiş Milletler himayesinde düzenlenen Libya Siyasi Diyalog Formu'nun yeni toplantısı, İsviçre'nin Cenevre kentinde 13 Ocak'ta başladı.
Stephanie Williams, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, 18 üyeli Danışma Komitesi'nin anlaştığı önerinin Libya Siyasi Diyalog Forumu tarafından pazartesi günü oylanacağını duyurdu.
Yani Libya’da 24 Aralık 2021’de yapılacak seçimlere kadar ülkeyi yönetecek bir geçiş hükümeti konusunda son safhaya gelindiği söylenebilir.
Peki, BM’nin tanıdığı meşru hükümete saldıracak kadar ihtiras sahibi olan Hafter ve destekçileri müzakerelerden çıkacak sonucu tanır mı?
ABD, BM misyonu üzerinden yürüttüğü etkinliğini Biden döneminde de devam ettirir mi?
Yeni siyasi tablo sahaya nasıl yansıyacak?
Ülkenin doğusundaki güçler, Hafter ve Akila Salih arasında bir ayrışma var mı?
Libya krizi konusunda akıllarda oldukça fazla soru var. Biz genel olarak kapsayıcı ve krizin ne yöne evrileleceğini dair birkaç soruyu derledik.
Libya’da kalıcı ateşkes imzalandıktan sonra başlayan diyalog toplantılarına Trablus, Bingazi ve Fizan’dan (Batı, Doğu ve Güney) temsilciler katılıyor. Krizin taraflarından doğrudan temsilci bulunmuyor. Ancak bu diyalog toplantılarına iradelerini yansıtmadıkları anlamına da gelmiyor tabii ki...
Batı bölgesinde etkin meşru hükümet ile Hafter milisleri doğrudan diyaloğun tarafı değil.
Tunus’ta başlayan ve oldukça önemli ilerlemeler kaydeden Libya Siyasi Diyalog Forumu'na yönelik meşru hükümet tarafından olumlu açıklamalar yapılırken, Hafter saflarındaki Temsilciler Meclisi Başkanı Akila Salih, Trablus’ta ikamet eden parlamenterlerin milletvekilliklerinin düşürülmesi için girişimlerde bulundu.
Peki, diyalog toplantıları ilerlerken, Libya’da ana aktörlerde bir değişim oldu mu?
“Libya krizinin ana aktörleri değil, aktörlerin stratejileri değişmiştir"
Soruyu, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli’ye yönelttik.
Kekilli, Hafter’in savaşı kaybetse de ana aktör olmayı sürdürdüğünü belirterek, “Libya krizinin ana aktörleri değil, aktörlerin stratejileri değişmiştir. Hafter, askeri bir aktör olarak varlığını sürdürmektedir, fakat Trablus’a silah zoruyla girme stratejisinden vazgeçmiştir. Fakat tamamen vazgeçtiğini söyleyemeyiz. Fransa, BAE ve Mısır Libya’da aktör olmayı sürdürmektedir. Hafter üzerinden askeri bir rejim kurma stratejisinden vazgeçmek zorunda kalmıştır. Şu anda bu dış aktörler Tunus’ta BM Libya Misyonu öncülüğünde devam eden müzakerelerde kendilerine yakın siyasi aktörleri etkin pozisyonlara getirme gayretindedir. Rusya, Hafter’e yönelik askeri desteğini artırarak sürdürmekte, hava savunma sistemleri, savaş uçakları, tanklar ve diğer askeri ekipmanları Hafter’e nakletmeyi sürdürmektedir” dedi.
Peki, 24 Aralık 2021 olarak belirlenen ve Başkanlık Konseyi Başkanı Faiz es-Serrac’ın da desteklediği seçimler yapılabilir mi?
"Dış aktörler kendilerine yakın isimlerin etkin siyasi pozisyonlara gelmesi için çalışıyor"
Tunus’ta devam eden diyalog toplantıları ülkeyi yönetecek yeni bir Başkanlık Konseyi ve yürütme organının belirlenmesi amacına odaklanmış durumda ama nihayetinde seçim hem iç aktörlerin hem de dış aktörlerin yatırım yaptığı bir önemli bir fırsat.
Emrah Kekilli’ye göre, “Tunus’ta dış aktörler kendilerine yakın isimlerin etkin siyasi pozisyonlara gelmesi için çalışıyor. Libya’nın seçime mi savaşa mı sürükleneceğini Tunus’ta ortaya çıkacak yeni siyasi tablo ve bunun Libya’ya uygulanması belirleyecek”.
Diyalog toplantıları devam ederken, uzun bir süredir ülkenin doğusundaki kampta ayrılık iddiaları da gündemde.
Temsilciler Meclisi Başkanı Akila Salih ile Hafter arasında ayrılık olduğu ve Salih’in Rusya ve Fransa ile doğrudan görüşmeler, ziyaretler yaptığı yerel basında konuşuluyor.
'TM Başkanı Akila Salih’in bu süreçte Hafter ile ayrıştığını söylemek mümkün mü?' sorusuna Kekilli şu yanıtı verdi:
“Salih ve Hafter arasındaki fark “meşruiyet” etrafında izah edilebilir. Salih nihayetinde seçilmiş, siyasi bir aktör, Hafter ise bir milis liderdir. Fakat her ikisi de aynı bölgesel kampla iç içe geçmiş, onların çıkarlarını benimsemiş ve onlarla birlikte hareket etmiştir, etmektedir. Buna rağmen Salih’in bölgesel politikaya ve Libya’ya ilişkin pozisyonu siyasi bir pozisyondur, Hafter’ın pozisyonu kriminal bir pozisyondur.”
Akila Salih’in siyasi yönünün güçlü olması diyalog sürecinde öne plana çıkmasına olanak sağlıyor olabilir. Ancak, ülkenin doğusunda aşiretler, dini hareketler ve Kaddafi yanlılarından müteşekkil koalisyona aykırı bir siyaset izlemesi beklenmiyor.
Diyalog toplantıları devam ederken, organizasyonu yapan kurum yani BM’nin Libya Özel Temsilciliği görevine Gassan Selame’nin istifasının ardından ABD’li Stephanie Turco Williams vekalet ediyor.
Libya’daki BM misyonu diyalog toplantılarında Williams önderliğinde kararlı bir tutum sergiledi.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ise dün Slovakyalı Jan Kubis’i atadı. Emrah Kekilli’ye Williams ile ABD’nin yeni Libya siyaseti arasındaki bağı sorduk. ABD, Libya’da Rusya’nın artan askeri nüfuzundan oldukça rahatsız.
ABD’li resmi makamlardan sık sık Rus paralı milis grubu Wagner’in Libya’daki faaliyetleriyle ilgili açıklamalar yapılarak, duyulan endişe dile getiriliyor.
Kekilli, Williams ve ABD’nin yeni siyasetini, “Williams Libya krizinin çözümü için kararlı bir tavır takındı, Libya’da siyasi aktörlerin değişimi için gösterdiği çabada başarılı olursa, yeni ABD kabinesinde alacağı muhtemel pozisyonu da kullanarak Libya krizinin çözümü için ABD’nin daha etkin rol oynamasına katkı sunacaktır” sözleriyle açıkladı.
ABD Başkanı Trump döneminde bölgede artan BAE etkisinin devam edip etmeyeceği de Libya için oldukça önemli.
Kekilli, yeni Başkan Joe Biden’ın Körfez ülkeleri, özellikle BAE siyasetini ise “Trump döneminde BAE’nin bölgede ve Libya’daki yıkıcı politikalarına alan açılmıştır. Biden bölgede düzen ve istikrar için BAE ekseninin hareket alanını kısıtlarsa, Williams’da Biden kabinesinde önemli bir pozisyona gelirse Libya krizinin çözümü daha kolay olabilir” sözleriyle değerlendirdi.
Uzun süredir çatışmaların sürdüğü ülkede, diyalog toplantılarında elle tutulur sonuçlar alınma yolunda ilk adımlar atılırken, hem ülke içinde hem de ülke dışında herkesin aklındaki en önemli soru şu: 'Diyalog masasından çıkan sonuçları veya seçim sonuçlarını milis güçlerin lideri Hafter ve destekçileri kabul edecek mi?'
Hafter ve destekçilerinin bu konuda sicilleri oldukça kabarık. BM gözetiminde imzalanan Suheyrat Anlaşması’na rağmen Trablus’a saldırarak binlerce insanın ölmesine neden olan Hafter milisleri, yeni süreçte de olumlu bir portre çizmiyor. Ülkenin güneyine asker sevk ederken, Sirte’de yeni silahlar deniyor, Cufra Hava Üssü’nde Rus uçaklarıyla gövde gösterisi yapıyor.
Emrah Kekilli, diyalog toplantılarından, Hafter’i ve onu destekleyenleri dikkate alacak bir sonuç ortaya çıkacağını düşünüyor.
Kekilli, “Fakat müzakereler sonucunda ortaya çıkacak olan yeni siyasi iradenin yapıp edeceklerine Hafter ve destekçilerinin nasıl tepki vereceğini zaman gösterecektir. Bir başka ifadeyle sonuçlar ve yeni siyasi aktörler kabul edilir, fakat zaman içinde onları rahatsız eden politikaları olursa, farklı eylemler içine girebilirler” diyor.
[TRT Haber, Selami Kökçam, 20 Ocak 2021].