Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), son zamanlarda yaptığı araştırmalarla ve faaliyetler ile Türkiye'nin öne çıkan "think tank" kuruluşlarından. Artık ABD'de de Türkiye ile ilgili söz söyleyen bir kuruluş. SETA Siyaset Araştırmaları Koordinatörü Hatem Ete, Türkiye ile İsrail arasında yaşananlardan CHP'deki değişime, anayasa değişiklikleri sürecinden terör sorununa kadar birçok alanda kapalı kapılar ardında konuşulan, ancak seslendirilmeyen pek çok gerçeği deşifre etti.
** Siyasette değişim rüzgârları esiyor, bu rüzgârları nasıl değerlendiriyorsunuz? CHP'deki değişimin gerçekleşme şekli, hem CHP'nin hem de Türk siyasetinin geleceği açısından soru işareti barındırıyor. Dönüşüm beklentisi, doğal bir yolla karşılanmadı. Bir gece yarısı operasyonla gerçekleşti. Ancak, toplumun CHP'nin değişmesine yönelik beklentisi ustalıkla köpürtülerek, şimdilik genel başkanlık değişiminin gerçekleşme biçimi unutturulmuş görünüyor.
** Kılıçdaroğlu CHP'yi tabanın reaksiyonunu almadan genişletebilir mi?
Kılılçdaroğlu'nu önümüzdeki dönemde en fazla zorlayacak soru bu. Kılıçdaroğlu 90'lardan bu yana rejim muhafızlığına, laiklik kaygılarına indirgenmiş bir söylemi bırakıp demokratikleşmenin önünü açan, Türkiye'nin siyasal sorunlarıyla uğraşan, Kürt meselesinde bir sözü olan, dindarlıkla ilgili, Alevilik, azınlıklar ve benzeri siyasal, dini kimliklerle, bunların sorunlarıyla ilgilenen bir söylem ortaya koyduğu zaman kendi tabanı ile çatışacak. Bu taban böyle bir söylemi ne kadar satın alabilir? Tabanına uyup, böyle bir söyleme başvurmadığı zaman da kitlesini genişletemeyecek. Kılıçdaroğlu, bu paradoksu şu anda popülizmle aşmaya çalışıyor.
** Popülizm oy artışı sağlamaz mı?
Kılıçdaroğlu, şu anda, siyaseti tamamen dışarıda bırakıyor, siyasal hiçbir soruna değinmiyor, sosyo-ekonomik problemlere ve sosyal politikalara ağırlık veren bir söylem yürütüyor. Bu kısa vadede CHP'ye oy getirebilir, ama bu hem kısa vadeli bir oy olur hem de çok cüzi bir oy artışı olur. Geriye kalan seçenek ne? Kılıçdaroğlu tedrici, orta ve uzun vadede bir esaslı siyasetle, bir siyasi programla ancak CHP'yi dönüştürebilir. Performansına baktığımız zaman bu esaslı sorunların hiçbirisi ile hesaplaşmamayı düşünen bir Kılıçdaroğlu profilini görüyorum.
BAYKAL ANCAK OPERASYONLA GİDERDİ
** Niçin Anayasa değişikliklerinin tümünün oylamasından dakikalar önce bu operasyon yapıldı?
Bu da anlamlı. CHP grubunu Baykal'dan başka kimse bir arada tutamazdı, hele genel başkanlığı gitmiş, karmaşa içinde olan bir CHP bu kadar blok bir oyla Anayasa değişikliğine karşı duramazdı. Baykal son görevini yaptıktan sonra gözden çıkarıldı. Zaten Anayasa oylaması geçtikten sonra AK Parti'nin bürokratik oyunlarla durdurulamayacağı bir kez daha anlaşılmış oldu. Hem Baykal görevini ifa ettiği için, ama hem de Baykal siyasetinin bir sonuç vermediği ortaya çıktığı için bir operasyon yapıldı hem Baykal gitti hem de CHP'de bir dönüşüm imkânı yaratıldı.
** Yani her açıdan kaybeden Baykal oldu?
Baykal ancak böyle bir operasyonla gidebileceğini hissettirdiği için bir operasyona maruz kaldı. Yani, örgütü, kadroyu tamamen ele geçirmiş, kurultayların sadece bir formaliteye döndüğü bir ortamda, CHP'yi büyütemeyen bir Baykal ancak bir operasyonla gidebilirdi.
ERKEN SINAMA GÖZE ALINAMAZ
** Mesela ref