Türkiye bundan tam iki yıl önce “6-7 Ekim Olayları” olarak isimlendirilen vahşeti yaşadı. Sayısı bini geçen bina hasar gördü, yüzlerce kişi yaralandı ve onlarcası da katledildi. Hepsini PKK’nın sokak çeteleri yaptı. 300’den fazla terörist, eylemlere karıştığı gerekçesiyle tutuklandı. Tetiği çekenlerin önemli bir kısmı adaletin önüne çıkartıldı. Yasin Börü’nün, canına kıyan katillerin kara ve çirkin yüzlerine inat ay gibi parlayan temiz yüzü, 6-7 Ekim zulmünün simgesi oldu.
* Katledilen belliydi, tetikçiler belliydi, peki ya esas katil kimdi?
* O da belliydi…
- Şu an serbestçe dolaşıyor ama er ya da geç hesap verecek!
- Dağdaki vahşilerin, şık elbiseler içerisinde dolaşan şehir versiyonu! Abisi, kardeşi, karısı, kocası zaten dağda. Bazen dağdan inip şehir örgütlenmesine katılıyorlar, başları sıkışınca da takım elbisesini çıkartıp dağ kadrosuna katılıyorlar.
- Barış, kirletmeyi en sevdiği kelime. Hiçbir kutsalı yok, silahtan, güçten, kandan, zorbalıktan başka gözettiği bir şey yok. Barışı dilinden, insanları katleden silahları elinden ve zihninden düşürmüyor. Kan ile yatıp kan ile kalkıyor.
- Mutlu aile babası tablosu çizmek için hazırlanmış prodüksiyonlarda, başını okşadığı öz çocuklarının bile saçlarına kan bulaştırıyor. Zihnini, elini, dilini ve kalbini kana bulamış, her yerinden kan damlıyor.
- “Analar ağlamasın, gençler ölmesin” diyor.
- Sorsan, anti-emperyalist solcu!
- Unuttuğu bir şey var; zulüm, yapanın yanına kâr kalmaz!
* “Sivillerin hedef alınmasına karşı olduğumuzu daha önce söyledik” diyerek, kınar gibi yaptığı saldırıların hesabını da verecek, güvenlik güçlerini hedef alan saldırıların da…
Dünyanın, Türkiye’nin hepsinden önemlisi evlatları ölen annelerin gözünün önünde yargılanacak. Öldürdüklerinin de hesabını verecek, söylediği yalanların da…
Hepsi birbirinden zor sorulara cevap vermesi istenecek.
Ve KATİL daha çok terleyecek!
[Türkiye, 8 Ekim 2016].