SETA > Yorum |
Kampanyaların Gündemi Ne Olur

Kampanyaların Gündemi Ne Olur?

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz pazar günü partisinin İstanbul dahil 26 ilin belediye başkan adaylarını açıkladı. İBB adayı olarak Murat Kurum'un seçilmesi AK Parti'nin İstanbul'da konut, kentsel dönüşüm, depreme hazırlık ve proje/ eser siyasetini öne çıkaracağını düşündürdü. Erdoğan'ın aday tanıtım toplantısındaki konuşmasında "şehre hizmet," "gerçek belediyecilik," "Türkiye Yüzyılı hedefine ulaşmak için yerel seçimlerin kazanılması," "muhalefetin ideolojik dayatmaları ve korku siyaseti" vurguları dikkat çekti. Bu vurgular AK Parti kampanyasının pozitif olanı göstererek CHP belediyelerinin başarısızlığını anlatma yaklaşımına işaret ediyordu. Nitekim Erdoğan konuşmasında CHP Genel Başkanı Özel'i doğrudan hedef alırken İmamoğlu'nu hiç anmadı. Bunu da CHP'deki "eş başkanlık" durumunu eleştiri odağına koyarak yaptı: "Elde edeceğimiz zaferle aynı zamanda Özgür efendiyi de özgürleştireceğiz", "Boynunda diyet borcuyla siyaset yapılmaz" ve "Özgür efendi siyasi ehliyetini almak istiyorsa bizimle uğraşmak yerine önce vasilerinden, efendilerinden kurtulsun." Erdoğan, Özel'in DEM Parti'yi işbirliğine ikna etmek için gösterdiği çabaları da gündem yapmayı ihmal etmedi: "Bölücülere her fırsatta boncuk dağıtarak CHP genel başkanlık koltuğuna hangi şartlarda oturtulduğunu ve hangi prangalarla tutulduğunun unutturabileceğini sanıyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz pazar günü partisinin İstanbul dahil 26 ilin belediye başkan adaylarını açıkladı. İBB adayı olarak Murat Kurum'un seçilmesi AK Parti'nin İstanbul'da konut, kentsel dönüşüm, depreme hazırlık ve proje/ eser siyasetini öne çıkaracağını düşündürdü. Erdoğan'ın aday tanıtım toplantısındaki konuşmasında "şehre hizmet," "gerçek belediyecilik," "Türkiye Yüzyılı hedefine ulaşmak için yerel seçimlerin kazanılması," "muhalefetin ideolojik dayatmaları ve korku siyaseti" vurguları dikkat çekti. Bu vurgular AK Parti kampanyasının pozitif olanı göstererek CHP belediyelerinin başarısızlığını anlatma yaklaşımına işaret ediyordu. Nitekim Erdoğan konuşmasında CHP Genel Başkanı Özel'i doğrudan hedef alırken İmamoğlu'nu hiç anmadı. Bunu da CHP'deki "eş başkanlık" durumunu eleştiri odağına koyarak yaptı: "Elde edeceğimiz zaferle aynı zamanda Özgür efendiyi de özgürleştireceğiz", "Boynunda diyet borcuyla siyaset yapılmaz" ve "Özgür efendi siyasi ehliyetini almak istiyorsa bizimle uğraşmak yerine önce vasilerinden, efendilerinden kurtulsun." Erdoğan, Özel'in DEM Parti'yi işbirliğine ikna etmek için gösterdiği çabaları da gündem yapmayı ihmal etmedi: "Bölücülere her fırsatta boncuk dağıtarak CHP genel başkanlık koltuğuna hangi şartlarda oturtulduğunu ve hangi prangalarla tutulduğunun unutturabileceğini sanıyor."

***

Malum, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hedef aldığı muhalif siyasetçi kendi tabanında güçleniyor. Nitekim İmamoğlu "rakibi biliyorum" diyerek Cumhur İttifakı adayını değil Erdoğan'ı muhatap alacağı işaretini vermişti. Bu sebeple Erdoğan'ın yerel seçim kampanyasında muhalefet adaylarını muhatap alması beklenmiyor. İBB adayı Kurum'un ilk açıklamalarında "sadece İstanbul" vurgusu yapması ise İmamoğlu'nun CHP içi ve genel siyasete düşkünlüğünün zaaf olarak görüldüğünü gösteriyor. Kampanyaların diğer bir önemli konusu genel siyaset-yerel siyaset dengesi. İktidar da muhalefet de kaçınılmaz olarak ideoloji, kimlik ve diğer genel siyaset konularına girecek. Kritik olan bu birlikteliğin büyükşehirlerdeki seçmeni ikna edecek etkili senteze dönüşebilmesinde.

***

Süper Kupa finalinin ertelenmesi etrafında CHP rejim tartışması yaparak ilk hamleyi yaptı. Böylece tabanda işbirliği adına İyi Parti'deki seküler sağ seçmenin oyunu almayı hesap ediyor. Ancak bu söylemin Cumhur İttifakı'nı baskılayamayacağını ve hatta iktidara yeni siyasi malzeme vereceğini düşünüyorum. Siyaseti "rejim değişiyor" tartışmasıyla kutuplaştırmak CHP'yi muhalefetteki sağ partilerin seçmeninden uzaklaştırır. İktidarın Cumhuriyet'e ve değerlerine bağlılığı anlatması ise hayli kolay. Nitekim Erdoğan, CHP'nin ön alıcı hamlesini savuşturduğu gibi "rejim" söyleminden yeni bir söylem alanı açıyor: "Cumhuriyetimiz ve onun kurucusu Gazi Mustafa Kemal yine istismara en elverişli malzeme olarak öne sürülüyor. Oysa bu milletin ne cumhuriyetle ne de Gazi Mustafa Kemal'le ne bir sıkıntısı ne bir problemi vardır." Hatta Erdoğan pazar günkü konuşmasında bir adım ileri giderek, seçimlere giderken yabancı ülkelerin piyonlarının yeniden ortaya çıkarak zihinleri bulandırmaya çalıştığını vurguladı ve ekledi: "İçinde bulundukları yankı odalarından çıkıp milleti anlamaya tenezzül bile etmezler. Yıllarca sahte korkularının esiri oldular. Bugün de kelime-i tevhidi bilemeyecek kadar cehalet, nefret ve gaflet çukurunda boğuluyorlar. Bu millet İstiklal Marşı'na dahi kelime-i tevhidi ilmek ilmek işlemiş bir millettir."

***

DEM Parti'ye mahkûm olan CHP'nin rejim tartışması açması kendi lehine midir?
Hayır. Aksine AK Parti'yi Cumhuriyet'in temel ilkeleri bağlamında sert şekilde eleştirmek CHP'nin kendi işbirliği arayışı açısından önemli bir zafiyet alanı ortaya çıkarıyor. Demirtaş'ın dava sürecinde yaptığı konuşmalar doğrudan Atatürk döneminin politikalarını hedef alıyor. 2019 havası oluşturma gayesiyle kutuplaştırmayı denemek bu defa CHP'ye pahalıya patlayabilir. Türkiye'ye karşı "kirli oyunların aparatı olma" eleştirisi "rejimi değiştiriyorlar" söyleminden daha etkili olur. [Sabah, 9 Ocak 2024]