SETA > Yorum |
IŞİD'ın Sırları Nusra'nın Doğuşu

IŞİD'ın Sırları: Nusra'nın Doğuşu

Biat mücadelesi olarak başlayan çekişme kısa sürede yerini tekfir furyasına ve silahlı çatışmaya bırakacaktır.

Cuma günkü yazımda Ebu Bekir El-Bağdadi’nin bir Irak Baası projesi olarak IŞİD’in başına geçme hikayesini anlatmıştım. @wikibaghdady’nin iddialarını sahadaki resimle birlikte düşündüğümüzde bu iddiaların gerçekliğe temas eden yönlerinin oldukça fazla olduğunu söyleyebiliriz.

Hacı Bekir’in çabalarıyla Ebu Bekir El-Bagdadi’nin Irak İslam Devleti Örgütü’nün “tahtına” oturmasından sonraki süreç, siyasi, askeri ve dini olarak liderlik karizmasının kurulma süreci oldu. Bu süreçte El-Bağdadi’ye yönelik en büyük meydan okuma Suriye’deki çatışmaların başlaması oldu. Çatışmaların başlamasıyla birlikte IİD’nin savaşçıları arasında Suriye’ye geçme konusunda tartışmalar başladı. Önemli bir kısmı Suriye’ye geçme taraftarıyken bu durum IİD’nin Irak’taki faaliyetlerini zayıflatacağından dolayı liderlik buna karşı çıktı. Hatta Suriye’ye geçmek isteyenleri halkanın dışında bırakılmakla tehdit etti. Fakat Suriye’de çatışmaların derinleşmesiyle birlikte savaşçıların Suriye’ye gitmesini engelleyemeyeceklerini anladıklarında Hacı Bekir bir fikirle ortaya çıktı.

Bu fikre göre IİD içerisindeki Iraklı olmayanlar Suriyeli bir komutan önderliğinde Suriye’ye gönderilecekti. Savaşçıların bir kısmının Suriye’ye geçmek istemesinin sebebi sadece çatışmalara katılmak değildi; aynı zamanda IİD’nin üzerindeki dar grup tasallutundan bunalanlar, Suriye’de daha rahat hareket edebileceklerini de düşünmüşlerdi. Sıkıntı kaynaklarından birisi, IİD’nin Baas menşeili Iraklı bir grup tarafından üstü kapalı bir kavmiyetçilikle yönetilmesiydi. Bu noktada IİD önderliğinin ise önceliği, Iraklı liderlerin Suriye’ye geçmesini engellemek ve örgüt içerisindeki Iraklı dominasyonunu korumak olmuştu.

EL-NUSRA’NIN ASİLİĞİ

Ebu Muhammed El-Golani liderliğinde Suriye’ye geçen grup bilindiği üzere El-Nusra Cephesi’ni kurup kısa zamanda Kuzey Afrika, Körfez ve Avrupa’dan savaşçıları bünyesine kattı. Güçlenen El-Nusra, El-Bağdadi’nin mutlak itaat üzerine kurulu dünyası için tehlike çanları çalmaya başladı. Dışarıdan gelen savaşçıların El-Bağdadi’ye biat etmeden El-Nusra’ya katılması, El-Bağdadi’nin El-Golani’nin “paralel iktidar” kurduğunu düşünmesine ve buna engel olmaya çalışmasına sebep oldu. Bunun için önce El-Golani’ye mesaj gönderip El-Nusra’nın IİD’ye biatlı olduğunu açıklamasını istedi; fakat El-Golani bu çağrıyı kibarca reddetti. Sebebi ise bu tarz bir biat çağrısının El-Nusra’nın Suriye’de artan popülerliğine ve Suriye devriminin geneline zarar vereceği inancıydı.

Bu nokta aslında IŞİD ve El-Nusra arasındaki önemli bir farka işaret etmekte. El-Nusra’nın tüm sorunlarına rağmen Suriye’de daha fazla karşılık bulmasının belki de en önemli sebebi, liderinin Suriyeli ve IŞİD ile ayrışmasından sonra kadrosunun da önemli oranda Suriyeli olmasıdır. Aynı durum IİD için Irak’ta da geçerlidir. Savaşçılar kavmiyetçiliği, Sykes-Picot’nun çizdiği modern sınırları reddetseler de Suriyelilik veya Iraklılık vb. gibi kimlikler önemli bir dinamik olmaya devam etmiştir. Özellikle Iraklı Baas eli değen IİD’de (IŞİD) Iraklılık bir ayrıcalık olarak örgüt içi hiyerarşiye yansımıştır.

PARALEL İKTİDAR

El-Golani’den gelen olumsuz cevap üzerine Hacı Bekir, Suriye’ye önce El-Golani’yi takip etmesi için ajanlar ardından ise 10 tane Iraklı gönderir. Gelen Iraklıların bir kısmının bile El-Golani’nin El-Nusra-IİD ayrımına hak vermesi, El-Bağdadi’nin paralel iktidar endişesini gerçeğe dönüştürür ve IİD’nin komple Irak’a kaymasını engellemek için taktiksel bir hamle olarak kurulan El-Nusra’nın, avuçlarının içinden kaydığını yavaş çekimde seyreder.

Bundan sonraki süreç El-Bağdadi’nin El-Nusra’nın dizginlenmesine çalıştığı ve kendisine biat etmesi için bizatihi müdahil olduğu yeni bir dönemi başlatacaktır. Bu çabaların sonuçsuz kaldığı noktada ise El-Bağdadi için Suriye’den fiziki olarak uzak kalabilme lüksü ortadan kalkar ve IİD’den IŞİD’e dönüşüm süreci başlar. Biat mücadelesi olarak başlayan çekişme kısa sürede yerini tekfir furyasına ve silahlı çatışmaya bırakacaktır.

[Akşam, 23 Haziran 2014]