ABD'nin yaptırımları Türkiye ve İran arasındaki ticareti baskılarken, uzmanlar, ekonomik ilişkileri sürdürmek ve şirketleri korumak için alternatif mekanizmalar oluşturulması ve firmaların pozisyonlarının revize edilmesini önerdi.
ABD Başkanı Donald Trump, ülkesinin İran ile nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilmesinin ardından ilkini 7 Ağustos'ta başlattığı yaptırımların ikincisini de 5 Kasım'da uygulamaya koydu.
Başta enerji, sigortacılık ve finans sektörlerini ilgilendiren yaptırımlardan, enerji ayağında, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 8 ülke muaf tutuldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, bu yıl ilk ambargonun başladığı ağustos ayından ekime kadar Türkiye'nin, İran'a toplam ihracatı 165 milyon dolardan 198 milyon dolara çıkarken, ithalatı ise ağustosta 559 milyon dolar, eylülde 567 milyon dolar, ekimde de 565 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Söz konusu aylarda büyük bir değişim gözlenmezken geçen yıl ocak-ekim döneminde toplam 2,6 milyar lira olan ihracat bu yılın aynı döneminde 2 milyar liraya, ithalat da 6,6 milyar dolardan 6,2 milyar dolara geriledi.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Ekonomi Direktörlüğü Araştırmacısı Şerif Dilek, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, ABD yaptırımlarının kapsamlı olan ikinci aşamasının devreye girmesinin sınırlı da olsa Türkiye ekonomisi üzerine bazı yansımaları olacağını belirtti.
Dilek, Türkiye'nin sınır komşusu ve önemli ticaret partneri olan İran’a karşı uygulanan yaptırımların, Türkiye ekonomisindeki etkilerinin özellikle ticaret ve turizm verilerinde görüldüğüne dikkati çekti.
İran ile ihracatın 2018 Ocak-Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 23 düşüş gösterdiğini ifade eden Dilek, bu düşüşün başta tarım, demir-çelik, otomotiv ve makine aksamları olmak üzere farklı sektörlerde kendini gösterdiğini bildirdi. Dilek, ikinci yaptırım paketinden sonra kasımda geçen yılın aynı ayına göre otomotiv, demir-çelik, makine ve tekstil sektöründe ihracatın azaldığının da net bir şekilde görüldüğünü belirtti.
Dilek, turizm verilerine bakıldığında Ocak-Ekim 2018 döneminde geçen yılın aynı dönemine göre İranlı turist sayısının da yüzde 15 gerilediğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Öte taraftan Trump'ın dışlayıcılığına karşı İran'ı sistem içerisinde tutmak isteyen Almanya, Fransa ve İngiltere öncülüğünde Avrupa Birliği'nin SPV (Special Purpose Vehicle - Özel Amaçlı Araç) sistemi halen yürürlüğe girmemiştir. Böylece AB'nin yaptırımlara ne kadar karşı durabileceği ve kendi şirketlerini nasıl koruyacağı halen belirsizliğini korumaktadır. Böylesi bir ortamda Türkiye'deki şirketler de yaptırımlar karşısında doğrudan hedef olmamak için risk almaktan kaçınmaktadır. Bu şartlar altında Türkiye, İran ile ekonomik ilişkilerini sürdürmek ve şirketlerini korumak noktasında alternatif mekanizmalar oluşturmalıdır.”
"Yaptırımlar ödeme konusunda sıkıntıları artırıyor”
İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkan Vekili Hakkı Uygur da yaptırımların en somut etkisinin İran'dan petrol ithalatının azalması olduğunu vurguladı.Uygur, yaptırımların birçok alanda etkisinin görüldüğünü belirterek, şöyle devam etti:
"Türkiye, bu sayede petrol muafiyeti alsa da önümüzdeki dönemde konuyla ilgili ABD baskısı devam edecek gibi görünüyor. Öte yandan, yaptırımlar özellikle de ödeme konusundaki sıkıntıları gün geçtikte artırıyor ve İran'da iş yapan Türk şirketlerini olumsuz etkilemeye devam ediyor. Türkiye'yi ziyaret eden İranlı turist sayısında da azalma görülüyor. Bu trendin 2019 yılında da sürmesi bekleniyor. Önümüzdeki dönemde özellikle Avrupalıların açıklayacağı SPV mekanizmasının nasıl şekilleneceğine bağlı olarak Türk şirketleri pozisyonlarını revize edeceklerdir. Şu an için Türk şirketleri açısından olumlu bir durumdan bahsetmek çok kolay değil."
[AA, 23 Aralık 2018]