SETA > Yorum |
İhvan - Asker İlişkilerinin Kritik Dönemeçleri

İhvan - Asker İlişkilerinin Kritik Dönemeçleri

Mısır'da Müslüman Kardeşler ile ordu arasında 1938 yılında başlayan ve konjonktürel olarak değişim gösteren ilişkiler boyunca ne İhvan devleti ne de devlet İhvan'ı değiştirebildi. İlişkilerin gelecekte ne olacağı ise belirsizliğini koruyor.

Mısır’da İhvan hareketi ile ordu arasındaki ilişkiler, 1952 Hür Subaylar Devrimi ve Mısır’ın ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Necib’in bir buçuk yıllık iktidarında son derece iyiydi. Cemal Abdunnasır ve arkadaşlarının Necib’i devirip ev hapsine almalarının ardından, yaşanan süreçte dengeler İhvan aleyhine aniden değişti.

25 Ocak Tahrir Devrimi’nin ardından Mısır ordusu ile İhvan arasındaki ilişkiler ve tarihi derinlikler tekrar gündeme geldi. Devrimden sonraki aylarda, “Mısır siyasi hayatında İhvan-asker ilişkisi 1954 olaylarına tekrar döner mi?” sorusu sıklıkla sorulmaya başladı.

30 Haziran’da sokaklara dökülen milyonlarca insanın ardından asker tarafından tanınan 48 saat süre ve ardından gelen 3 Temmuz müdahalesi, bu soruların haklılık payının olduğunu tekrar ortaya çıkardı. Çünkü Mursi’nin devrilmesinin ardından İhvan-ordu ilişkilerinde Abdunnasır zamanını andıran çok zor bir dönem başladı.

İHVAN-ORDU İLİŞKİLERİNİN BAŞLANGICI

Müslüman Kardeşler’in Mısır ordusu ve subayları üzerindeki etkisi 1938 yılında başladı. İngiliz boyunduruğu altındaki krallık döneminde Mısır ordusu ekonomi ve moral bakımından son derece zor bir durumdaydı. Müslüman Kardeşler Hareketi’nin ortaya çıkması ve toplum içinde kısa sürede kabul görmesi, genç subayların da dikkatini çekti. Ordunun moral ve motivasyon seviyesinin İslam dini öğretisi ile tekrar yükseltilebileceği inancı subaylar arasında zaman içerisinde artmaya başladı.

O dönemde, Müslüman Kardeşler tarafından çıkarılan Nezir gazetesinin ordu ile ilgili problemleri gündeme taşıması ve kamuoyuna yansıtması ordu mensuplarının İhvan’a sempatisini daha da artırdı. Nezir, askeri birliklerde ezan okunmaması ve askerlere namaz için izin verilmemesi gibi konuları haber yapıyordu.

İhvan Hareketi’nden etkilenen subaylar zamanla ordu içinde güçlendi ve 1941 yılı Aralık ayında saraya gönderilen temsilci vasıtasıyla Kral’a bir öneri sunuldu. Öneride; ordu içinde İslam’a aykırı faaliyetlerin yapılmaması ve askerlere, İslam’a karşı emirleri yerine getirmeme hakkı tanınması isteniyordu. Sonraki dönemlerde ordu içerisinde bildiriler dağıtılmaya başlandı. Söz konusu bildirilerin altında, “Hür Askerler” denen bir grubun imzası vardı.

Hicri yılbaşı, Ramazan ayı ve bayramlar gibi çeşitli münasebetler vesilesiyle dışarıdan âlimler ve fikir adamları getirilerek, askerlere seminerler veriliyordu. Hasan el Benna da askerlere vaaz verenler arasında yer aldı. Bu organizasyonları genelde İhvan fikrinden etkilenen subaylar düzenlemekteydi.

Müslüman Kardeşler ilk başlarda ordu içindeki vatanperver subaylarla irtibata geçti. Bu isimlerin başında Aziz el Mısri geliyordu. Mısır ordusu içindeki genç subaylar, El Mısri’yi manevi babaları olarak görürdü. Hasan el Benna ile ordu arasındaki ilk bağlantıyı kuranın da El Mısri olduğu söylenmektedir.

HÜR SUBAYLAR’IN İHVAN İLE İLİŞKİSİ VE ABDUNNASIR

Mehmet Ali Paşa’nın torunlarından son Türk Mısır Kralı Faruk’a karşı yapılan 1952 Devrimi, Müslüman Kardeşler ve ordu içindeki uzantısı olan Hür Subaylar’ın işbirliği ile gerçekleştirildi. Hür Subaylar örgütünü Mahmud Lebib kurmuştu. Cemal Abdunnasır ve Enver Sedat gibi isimleri örgüte kazandıran da Lebib’in bizzat kendisidir. Lebib’in yakalandığı amansız bir hastalık sonrasında hayatını kaybetmesinin ardından örgütün başına Cemal Abdunnasır geçti.

Abdunnasır liderliğindeki Hür Subaylar, Müslüman Kardeşler Mürşidi Hasan el Hudeybi’n