Gençler arasında “deizm” ya da “ateizm” yaygınlaşıyor mu? Bilmiyoruz.
Muhafazakâr gençlik ya da İmam Hatip okullarında okuyan gençler arasında “deizm” ya da “ateizm”e yönelenler artırıyor mu? Elimizde hiçbir veri yok.
“İnanç bunalımı” yaşayan gençler, ateizm değil de daha çok deizme mi yöneliyor? Bu konuda yapılmış bilimsel bir çalışma yok.
Eğer gerçekten gençler arasında, ateizm ya da deizm artış trendinde ise bu gençlerin genellikle dindar ailelerin çocukları olduğuna ilişkin genelleştirilebilecek bir bulgu var mı? Bu konuda, “söylentiler”, “duyumlar” ve “hisler” var.
Eğer muhafazakâr gençler arasında deizm ya da ateizm “tahmin edildiği” ve “iddia” edildiği gibi artıyorsa, bunun sebebi “dinin kötü temsilleri” midir, “dindar gençlik isteği” midir? Bilmiyoruz.
Yine eğer gençler arasında deizm ya da ateizme bir yöneliş varsa, bu eğilim gençler arasında yüzde kaçlık bir kesimi oluşturmaktadır?
Önceki dönemlerde bu oran yüzde kaçtı? Artış eğilimi hangi dönemden itibaren başlamıştır? Bu konuda zaten bir bilgimiz olmadığı gibi bilgi edinebileceğimiz bir veri seti de bulunmuyor.
***
Son birkaç haftadır, medyada gençler/çoğunlukla muhafazakâr gençler arasında deizm ve ateizmin giderek arttığı tartışılıyor.
Medyada çıkan haberlerin, köşe yazılarının ve görüşlerin tamamına yakınını okumaya çalıştım. Meselenin içeriğini, kapsamını, bu konudaki verilerin ne boyutta olduğunu ve en nihayetinde tartışmanın medyada hangi bağlamda “çerçevelendiğini” anlamaya gayret ettim.
Okuduğum yazılar ve haberler içinde iki somut anlatıma rastladım. Bunlardan biri, muhafazakâr gençler arasında deizm ve ateizmin yaygınlaştığı tartışmasının da fitili ateşleyen Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu’nun bir paneldeki konuşmasının şu içerikle haberleştirilmesiydi: “15 Temmuz’dan bu yana benim odama 17 tane başörtülü deist bile değil tanrı tanımaz öğrenci gelip benimle bu konuları konuştular. Başörtülü öyle geleneksel de değil bildiğin başörtülü. Aileleri de örtülü aile”.
Diğeri ise İlahiyat Profesörü Faruk Beşer’in, “çocuğunun iki ay önce ateist olduğunu” söyleyen bir ebeveynin kendisine gönderdiği bir mektuptan Yeni Şafak gazetesindeki köşesinde bahsetmesiydi.
Deizm ve ateizmin gençler ve daha çok muhafazakâr gençler arasında yayıldığını kabul eden ve bunun üzerinden analiz yapan yazarların büyük çoğunluğu bu konudaki duyumdan bahsederek yazısına başlamış.
Bu konuda görüş beyan eden bilim insanları ise, “gözlem” ve “hisleri”ne dayanarak analizlerini oluşturmaya devam ediyor.
Bu yazıların, haberlerin ve görüşlerin içeriğinden birkaç örnek şunlar:
“Yani böyle bir eğilimin bulunduğu genel olarak kabul ediliyor”.
“Son bir iki yıldır, dindar ailelerin çocuklarının deist ya da ateist olduklarına dair haberler, hikâyeler kulaktan kulağa yayılıyordu.”
“Toplumda ve özellikle de gençler arasında deizme yönelişin yadsınamaz sosyal bir realite olduğunu görüyor, gözlemliyor ve hissediyorum.”
“Dindar muhafazakâr gençler arasında deizmin yükseldiği öne sürülüyor”
“İnanç bunalımı yaşayan gençlerde ateizmin değil daha çok deizmin gözlendiği ifade edilmiştir”
Bu alıntılardan da kolayca görüleceği gibi, analizler olguya, verilere ve araştırmalara dayanarak oluşturulmuyor. Tahminler, duyumlar, iddialar, söylentiler, hislerden yola çıkılıyor.
Türkiye’de moda tartışmalar vardır. Özellikle muhafazakârları ve dindarları ilgilendiren konularda belli konular, döngüsel bir şekilde belirli zaman aralıkları ile tartışmaya açılır.
Son 15 senelik AK Parti iktidar dönemlerinde, “İslamcılığın sonu” tartışmaları bitmeden, başka bir mecradan “siyasal İslamcılığın” yükselişi tartışması başlatıldı. “Anadolu muhafazakârlarının liberalleşmesi ve demokratikleşmesi”nden bahsedilirken bir anda siyasette yaşanan yeni bir konumlanma üzerinden “baskıcı muhafazakârlaşma” tezleri piyasaya sürüldü.
Bu tartışmalar yapılırken, meseleler hiçbir zaman kendi mecrasında yürütülmedi. Tartışmayı yapanlar, sahadaki gerçekliğin ne olduğundan daha çok, muhafazakâr bir iktidarın politikalarını sorunsallaştırmaya odaklandılar.
Türkiye’de gençler arasında, deizm ya da ateizmin yükseldiği tartışmaları da daha önceki benzer tartışmalarda olduğu gibi kendi mecrasının dışında, daha çok AK Parti’nin iktidar pratiklerine atıf yapılarak yürütülüyor. Böyle olunca da gerçekliğin ne olduğu kaybolup gidiyor.
Sonuç olarak, gençler arasında “deizm” ya da “ateizm” yaygınlaştığına dair henüz elimizde somut bir veri yok. Bilmiyoruz…
[Türkiye, 12 Nisan 2018].