Soğuk savaşın sona ermesinden hemen sonra öncelikle Orta Asya'ya yönelen FETÖ 90'lı yılların ortalarına gelindiğinde özellikle Türk diasporasının yoğun olarak bulunduğu Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya, Birleşik Krallık ve İsviçre gibi ülkelerde örgütlenmeye başlamıştır. FETÖ genel olarak örgütlendiği ülkelerdeki yasal, kültürel ve siyasi şartlar elverdiği müddetçe hep aynı şablonu uygulamıştır.
Bu şablona göre, ilgili ülkede hepsi birbiriyle bağlantılı ve hiyerarşik olarak ülke imamına bağlı olan bir ağ kurulmuştur. FETÖ'yü diğer terör örgütlerinden ayıran temel özellik örgütün takiyye ve tedbir yöntemini kullanarak asıl amaçlarını legal görünümlü bu yapıların arkasında gizlemesinde yatmaktadır. Bu ağ diyalog dernekleri, dershaneler, okullar, düşünce kuruluşları, medya organları ve işadamları derneklerinden oluşmaktadır.
FETÖ yurtdışındaki en büyük Türk diasporasına ev sahipliği yapan Almanya'yı Avrupa yapılanmasının merkezi olarak belirlemiştir. Almanya'da uzunca dönem kamuoyunun dikkatini çekmeden faaliyetlerine devam eden FETÖ ile ilgili ilk soru işaretleri Ergenekon operasyonları sırasında çıkmıştır. Almanya'daki bazı medya organları FETÖ'nün amaçlarını ve yöntemlerini sorgularken, sol parti de FETÖ ile ilgili soru önergesi vermiştir.
17-25 Aralık yargı ve 15 Temmuz askeri darbe girişimi sonrasında Almanya'nın Türkiye'den kaçan FETÖ üyelerine kucak açmasıyla beraber Almanya tam manasıyla FETÖ'nün Avrupa'daki merkezi haline gelmiştir. Bu dönemde kendisine yönelen eleştirileri ve şüpheleri bertaraf etmek adına FETÖ'nün Almanya'da bir strateji değişikliğine gittiği de gözlemlenmektedir.
Geçmişte Fethullah Gülen'le bağlantılı olduklarını bile inkar eden ve örgütün faaliyetlerini kamuoyunun dikkatinden uzak tutmaya çalışan FETÖ, darbe girişimi sonrasında özeleştiri adı altında güya bir şeffaflaşma hareketi başlatmıştır. Böylece Alman kamuoyunda oluşan soru işaretleri bertaraf edilmeye çalışılmaktadır.
Diğer taraftan Alman kamuoyunu Türkiye'deki siyasi bir kavganın masum kurbanları oldukları yönünde ikna etmek FETÖ'nün diğer temel stratejisini oluşturmaktadır. Bu amaca ulaşmak adına FETÖ'ye muhalif Türk dernekleri ve kişilerin FETÖ üyeleri aleyhinde istihbarat topladığı ve FETÖ üyelerinin Almanya'da takibat altında oldukları, tehdit edildikleri ve can güvenliklerinin olmadığı ile ilgili yoğun bir dezenformasyon kampanyası yürütmektedirler.
Halbuki tam da aksine bizzat FETÖ üyeleri FETÖ'ye muhalif Türk dernekleri ve kişilerle alakalı istihbarat toplamakta ve onları yalan yanlış bu bilgilerle Alman güvenlik makamlarına ihbar etmektedirler. Böylece FETÖ kendisine muhalif herkesi MİT ajanı ilan ederek Almanya'da adeta terör estirmekte ve Türk toplumunu yıldırmaya çalışmaktadır. Alman makamları psikolojik harekat ve dezenformasyon konularında uzman bir çok üyesi bulunan FETÖ'nün Almanya'da Türk toplumu üzerinde kurmaya çalıştığı bu baskıya alet olmamalı ve müsaade etmemelidir.
[Fikriyat, 20 Kasım 2017].