CHP İstanbul il başkanı üzerinden parti içinde yeniden alevlenen Mustafa Kemal Atatürk’e ilişkin tartışma yeni değil. Tartışmanın tekrar tetiklenmesi, aslında parti içindeki alttan alta yürüyen “CHP’nin kurucu kodlarından uzaklaştığına” ilişkin sorgulamaların patlak vermesi ile ilgili.
Meseleyi bilmeyenler için kısaca özetleyelim.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP’nin kuruluş yıl dönümü olan 9 Eylül’de internet üzerinden yapılan bir toplantıda konuşma yapmış. Yaklaşık 1,5 saat süren konuşmasında üç kez “Mustafa Kemal” ismini kullanırken “Atatürk” soyadını hiç kullanmamış.
Toplantıya katılan, DSP’de uzun yıllar siyaset yapan ve Mustafa Kemal Gençlik Vakfı’nın kurucusu olan Uluç Gürkan, CHP il başkanına, “Atatürk adını kullanmamak tercihiniz mi” diye sormuş. İl başkanı da bu soruya, “kişilerin isimlerinden söz edilirken kategorize edilmesine karşıyım” minvalinde bir cevap vermiş.
Kapalı toplantıya katılanlardan bazıları, il başkanının verdiği cevaptan yeterince tatmin olmamışlar ki içeride Atatürk özelinde yapılan tartışmayı kamuoyunun gündemine taşıdılar.
CHP içinde, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na çok yakın isimler de dâhil olmak üzere, CHP İstanbul il başkanına epeyce bir tepki yükseldi. Kimi CHP’liler “Atatürk’ün askerleriyiz” diye tepki verirken, kimileri de CHP tüzüğünü il başkanına hatırlatmayı tercih etti.
Toplantıda il başkanına ilgili soruyu soran Gürkan ise, “Atatürk ifadesine kendisini ait hissetmeyen birisinin bırakın parti kademelerinde yönetici olmayı CHP’ye üye bile olmaması gerekir” cümleleri ile tepkisini devam ettirdi.
CHP içinden ve çevrelerinden kendisini eleştirenleri Kaftancıoğlu, “Kenan Evren Atatürkçüsü” olarak nitelendirdi. Atatürk’ü “sömürenler” ve “kullanmayı tercih edenler”in kendisinin ifadelerinden rahatsızlık duyduğunu iddia etti.
Aslında bu tartışma CHP içinde uzun süre ertelenmiş hesaplaşmaların bir dışa vurumu. Tartışmanın üç farklı boyutu var.
İlki, CHP içinde uzun süredir devam eden “partinin Atatürk çizgisinden giderek uzaklaştırıldığını” iddia edenlerin fırsatı değerlendirme çabası. Atatürkçülüğünden kuşku duyulmayan herhangi bir CHP’liye normalde, “Mustafa Kemal derken Atatürk adını niye kullanmıyorsun” diye bir soru sorulmazdı. Ancak CHP il başkanının Mustafa Kemal Atatürk’e bakışı ile ilgili partinin bir kanadında geçmişten gelen yoğun bir şüphe olduğu için yeri geldiğinde ertelenmiş sorgulamayı yapabiliyorlar. Geçmişte yaşanan “yoldaş” ve “askeriyiz” tartışmasını burada hatırlatmak yeterli.
Tartışmanın ikinci boyutu, parti içindeki devam eden iktidar mücadelesi ile ilgili. Hatırlanacağı gibi Kaftancıoğlu, Tuncay Özkan’ın “parti meclisine girmemesi için elinden geleni yaptığını” söylemişti. Parti içinde CHP il başkanına ilk tepkinin Tuncay Özkan’dan gelmesinin esas nedeni de bu.
Tartışmanın üçüncü boyutu ise, meselenin esas üzerinde durulması gereken yönünü oluşturuyor. CHP il başkanının aslında devlete, CHP geleneğine, bu milletin değerlerine ve şehitlerimize yönelik geçmişte söylediği çok ağır ifadeleri var. Bu ifadelerinin bir çoğundan dolayı yargılandı.
Örneğin “devlet katil değil, seri katil”, “Tarihte bugün: Ermeni soykırımı başladı” gibi ifadeleri kullandığını CHP’liler pekâlâ biliyor. 15 Temmuz’da FETÖ’cülere karşı kahramanca direnen insanlarımıza yaptığı hakaretler toplumun gözü önünde cereyan etti.
Dolayısıyla sırf iktidar mücadelesi için devlete ve millete hakaret eden birini CHP gibi bir partinin İstanbul gibi bir şehrine il başkanı yaparsanız ve orada tutarsanız bu tip tartışmaların her fırsatta yeniden alevlenmesi kaçınılmaz.
Eğer mevcut iktidarın il başkanlarından biri CHP İstanbul il başkanının tartışmalı ifadelerinin binde birini söylese, CHP’liler yeri göğü inletirdi. HDP siyasetine yakınlığından yararlanmak ve bir “ittifak ruhu ve birlikteliği” oluşturmak için “sonuca giden her yol mubah” mantığı ile siyaset yapıldığında böyle sonuçların ortaya çıkması kaçınılmaz.
Siyasette, zamanında yapılmayan sorgulamalar, er ya da geç bir hesaplaşmaya dönüşür. CHP’de devam eden Atatürk tartışmasının izahı budur.
[Türkiye, 15 Eylül 2020].