Her enflasyon rakamı açıklandığında, manşetlerde görmeyi kanıksadığımız ancak kamuoyunun bakış açısını daraltan bir yaklaşım var: 'Ayın Zam Şampiyonu'
Çarşamba günü Ağustos tüketici enflasyonunun açıklamasının ardından da ilan edildi: Ayın şampiyonu 'kiraz' oldu. Bu bağlamda her ay, sivri biberden kuru kayısıya, farklı bir şampiyonumuz oluyor. Bugün bu yaklaşımın sığlığıyla başlayıp, enflasyon cephesindeki esas direnişçilere göz atacağız.
SEPETTEKİ PAY ÖNEMLİ
Bir faktörün etkisi, yalnız değişim oranıyla değil, payı ya da büyüklüğüyle de orantılıdır. Bilindiği gibi, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) hesaplanırken, hane halklarının tüketimini yaptığı bir sepet ele alınır. Sepetteki kalemlere ise, belirli ağırlıklar verilir. Örneğin, TÜFE sepetinde 'gıda ve alkolsüz içecekler'in payı %24,45'tir. Bir diğer ifadeyle gıda, 'ortalama' bir hane halkının tüketiminde yaklaşık dörtte birlik bir bölüme sahiptir.
İşte bir ürünün enflasyona etkisi de, hem fiyat artış oranına, hem de sepetteki payına bağlıdır. Örneğin, her 100 birimlik harcamamızda 'kakao'nun payı 0,008 iken, 'dikiş ipliği'nin payı 0,003 olarak belirlenmiş. Böylesine düşük ağırlıklı ürünlerin fiyatları güçlü artsa dahi, bütçemizde yaptıkları sarsıntı ciddi olamıyor. Oysa sepette 2,53 birimlik yer teşkil eden 'cep telefonu görüşme ücreti'ndeki benzer bir zammın etkisi, çok daha güçlü hissediliyor.
AYIN ŞAMPİYONU KİRAZ DEĞİL, DOMATES
Bu çerçevede, 'kiraz'a geri dönelim. Ağustos ayında TÜFE, bir önceki aya göre %0,09 yükseldi. Ve bu dönemde kirazda %37,7'lik bir fiyat artışı yaşandı. Ancak kirazın sepetteki payının %0,055 olması nedeniyle, bu zam, enflasyon üzerinde en öne çıkarılacak bir etki yaratmıyor.
Rakamların içine girince anlıyoruz ki; aylık enflasyona en büyük 'katkı', sepette çok daha fazla yer kaplayan domatesten gelmiş. Ağustos ayında domatesi, kahvaltı masasındaki arkadaşları; salatalık, yumurta ve beyaz peynir takip ediyor. Ardından da kırmızı et. Kısaca, aylık enflasyonda işlenmemiş gıda ürünleri başrolde.
Bu arada, giyimde indirim sezonu nedeniyle yaşanan düşüş ile ulaştırma fiyatlarındaki sakinleşme, TÜFE'yi Ağustos'ta aşağı yönlü etkilemiş ancak gıdanın güçlü etkisiyle, aylık enflasyon yine pozitif gelmiş. Bunu da eklemiş olalım.
GIDANIN ŞANSSIZ SENESİ
Aylık enflasyonda öne çıkan noktalar bu şekilde. Şimdi bir de, daha geniş bir açıdan alarak, yıllık enflasyona bakalım. Ağustos'ta TÜFE, yıllık %9,54 artarak moralleri bozdu. Bu yıl, tırmanan döviz kurunun da katkılarıyla yüksek seyreden enflasyonda, dillerden düşmeyen baş suçlu ise, yine 'gıda fiyatları'...
Genelde yurtiçi gıda fiyatları, uluslararası seyre paraleldir. Ancak 2014'te bu eğilim farklılaştı. Bunun arkasında ise, kuraklık ve don gibi nedenlere bağlı arz şokları var. Bu bağlamda, buğday, pirinç, bakliyat gibi ürünlerin fiyatlarında beklenmedik artışlar yaşadık. Ayın katkı şampiyonu domates de, benzer bir hikâyeye sahip.
Ağustos ayına baktığımızda da, gıdadaki olumsuz görünümün devam ettiğini görüyoruz. Zira yıllık %9,54'lük tüketici enflasyonuna 3,5 puanlık en büyük katkı, 'gıda ve alkolsüz içecekler'den geldi. Temmuz ayında bu katkı 3,1 puandı. Dolayısıyla, gıdanın enflasyonist etkisinde, 0,4 puanlık bir güçlenme söz konusu...
SADECE MUTFAKTA DEĞİL, DIŞARIDA DA YİYORUZ
Gıdanın, bununla da yetinmediğine dikkatinizi çekmek istiyorum. Nitekim 'dolaylı olarak' gıda, Ağustos'ta en yüksek artışa imza atan 'lokanta ve oteller' kategorisinde de, hâkim bir yere sahip. Dolayısıyla, şu tespitimiz çok şey anlatıyor: Söz konusu iki grup dâhilindeki gıda fiyatları, %9,54'lük yıllık enflasyonun toplam 4,5 puanlık kısmına sebep olmuş!
Peki, yıllık enflasyondaki bu dirence hangi ürünler destek veriyor? Verileri tahlil edince, suçlular ortaya çıkıyor. 'Ekmek' başta olmak üzere, kırmızı et, domates, pirinç ve peynir, bu yıl en ön sıralarda. Lokantalar grubunda da dikkat çeken paralel ürünler var: Ekmek arası döner, burgerler, kebaplar gibi... Bu, aylık enflasyon için de geçerli bir çıkarım.
Bu arada, yıllık enflasyonun Ağustos performansında öne çıkan bir diğer faktör de, 'ulaştırma'. İlgili dönemde, ulaştırma fiyatlarındaki %9,45 oranındaki artış, enflasyona tam 1,5 puan katkı yapmış. Ulaştırmayı, sırasıyla 0,9 ve 0,7 puanlık katkılarla, konut ve ev eşyası harcamaları takip ediyor.
Bu gruplardaki dinamikleri ve TCMB'nin giderek güçleşen işini daha detaylı incelememiz gerekiyor ancak yerimiz sınırlı. Bunları da, veri trafiğinin yavaşladığı bir zamanda ele alalım. Ve güzel haberlerle başladığımız bu yoğun haftayı, keyfimiz bir miktar kaçmış olarak geride bırakalım.
[Yeni Şafak, 05 Eylül 2014]