SETA > Yorum |
Enerjide Keşiflere Devam

Enerjide Keşiflere Devam

Türkiye’nin enerjideki resmi son 6-7 yılda değişti. Son 5 yılda doğalgaz tüketimimizin sadece yüzde 0.85’ini kendi üretimimiz ile karşıladık. Bu oran 2023 ve sonrasında kademeli olarak artacak

Türkiye çok uzun yıllar enerji sektöründe oldukça pasif kaldı. Bir taraftan imkânsızlıklar ve jeopolitik sıkışmalar bir taraftan da sabır, strateji ve vizyon eksikliği enerjide gerçek potansiyelimizi göstermemize neden oldu. Bu resim özellikle son 6-7 yılda değişti. Yenilenebilir enerji kapasitesinde kayda değer artışlar yaşanırken, petrol ve doğal gaz arama faaliyetleri de son sürat devam ediyor. Karadeniz'deki doğalgaz keşiflerine bir yenisi daha eklendi. Kuzey Sakarya sahasındaki Amasra-1 Kuyusu'nda 135 milyar metreküp doğal gaz keşfedildi. Böylece Karadeniz'deki toplam keşif 540 milyar metreküpe yükseldi. Türkiye'nin son 5 yıldaki ortalama doğal gaz tüketimi 48.6 milyar metreküp. Bu veriler, şu ana kadar gerçekleşen toplam keşiflerin Türkiye'nin 11 yıllık doğal gaz ihtiyacına karşılık geldiğini söylüyor. Son 5 yılda doğal gaz tüketimimizin sadece yüzde 0.85'ini kendi üretimimiz ile karşılamışız. Keşiflerin 2023 ve sonrasında üretime dönmeye başlamasıyla birlikte kendi doğal gazımızın tüketimi karşılama oranının kademeli biçimde artması bekleniyor. Bu da hanelerin ve şirketlerin enerji faturalarının zamanla azalabileceği anlamına geliyor. Bu keşiflerin orta ve uzun vadede enflasyon ve cari açık gibi sorunla mücadelede Türkiye'ye destek sağlayacağı aşikâr.

MAKRO GÖRÜNÜM

EKONOMİDE kritik verilerin açıklandığı bir haftayı geride bıraktık. Yüzde 7'lik büyüme verisi beklentilerin çok hafif üzerindeydi. Hanehalkı tüketim harcamaları büyümeye 4.5 puanlık katkı sağladı. Özel sektör yatırımları beklenenden güçlü gerçekleşerek ekonomik büyümeyi yılın ilk çeyreğinde 2.9 puan yukarı taşıdı. Kamu harcamalarının büyümeye katkısı sınırlı kaldı. Yılın başından bu yana yüzleri güldüren dış ticaret verileri kendini büyüme rakamlarında da gösterdi. Net ihracatın büyümeye katkısı yaklaşık 1.1 puan oldu. Faiz ve kurdaki artışın yanı sıra 17 günlük tam kapanmanın da etkisiyle çeyrekten çeyreğe büyüme verisi nisan-haziran döneminde düşecektir. Ancak, yıllık büyümede baz etkisi lehimize işleyecek. Koronavirüs şokundan dolayı geçtiğimiz yılın nisan-haziran döneminde Türkiye ekonomisi yüzde 9.9 daralmıştı. Bu düşük bazın etkisiyle 2021'in ikinci çeyreğinde çift haneli rakamlarda büyüme kaydetmemiz kuvvetle muhtemel. Baz etkisinin tersine dönecek olması ve makro koşullardaki değişimden dolayı yılın ikinci yarısında ise oldukça yatay bir büyüme performansı sergilememiz bekleniyor.

ENFLASYONDA KAPANMA ETKİSİ

29 NİSAN-17 Mayıs arasındaki tam kapanma döneminde belli kalemlerde tüketim harcamalarının azalmasını ve bunun fiyatlamalar üzerindeki etkisini enflasyon rakamlarında belli ölçüde gördük. Aylık enflasyon, yüzde 0.89 ile beklenenden düşük geldi. Geçen yılın mayıs ayında aylık enflasyon yüzde 1.36 olduğu için yüksek bazla birlikte yıllık enflasyon düşmüş oldu. Böylece yıllık enflasyon 17.14'ten yüzde 16.59'a gerildi. Bu, yıllık enflasyonda düşüş trendinin başladığına dair ilk işaret olabilir mi? Net bir cevap için henüz çok erken. Evet, yaz aylarıyla birlikte gıda fiyatlarının gerilemesi ve baz etkisinin lehimize işlemesi bekleniyor. Bunlar, enflasyondaki düşüşü tetikleyebilecek faktörler. Ancak, enflasyondaki düşüşü sınırlayabilecek faktörler de mevcut. Üretici fiyatları yüksek seyretmeye ve maliyetler bir baskı unsuru olmaya devam ediyor. Üretici fiyat endeksi mayısta aylık bazda yüzde 3.92 arttı. Kapanmadan dolayı yeni sezonun henüz tam olarak etiketlere yansımadığı giyim ve ayakkabı grubunda fiyat artışları hazirana sarkabilir. Yeniden açılmayla birlikte lokanta-oteller ve eğlence- kültür gibi harcama gruplarında da belli ölçülerde hareketlenme yaşanabilir. Mayıs ayının ortasında akaryakıta gelen ÖTV ayarının enflasyon üzerindeki birikimli etkisini de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Enflasyonda zıt yönlü etkilere neden olabilecek bütün bu faktörlerdeki gelişmeleri gözlemlemek için yeterli veri elde edilene kadar enflasyonda trendin negatife döndüğüne dair aceleci bir hüküm vermemek lazım.

[Sabah, 6 Haziran 2021].