SETA > Yorum |
Ekonomideki Yeni Hikaye için Koalisyon mu Erken Seçim mi

Ekonomideki Yeni Hikaye için Koalisyon mu Erken Seçim mi?

7 Haziran seçimleri sonucunda ortaya çıkan tabloya göre seçim öncesi dönemde ekonomide ve siyasette sağlanan istikrarı devam ettirmek ve bunu korumak kolay gözükmüyor.

7 Haziran seçimleri sonucunda ortaya çıkan tabloya göre seçim öncesi dönemde ekonomide ve siyasette sağlanan istikrarı devam ettirmek ve bunu korumak kolay gözükmüyor. Çünkü, geçen yaklaşık bir aylık zaman gösterdi ki, muhalefet partileri başta ekonomi olmak üzere birçok alanda gelecekle ilgili perspektifleri konusunda kamuoyu nezdinde bir güven krizi yaşıyorlar.

Bu güven krizi nedeniyle muhalefet partilerinin olası kurulacak koalisyon hükümetinde neler yapacakları konusunda toplum nezdinde birçok soru işareti var.

Diğer taraftan, kurulacak koalisyon hükümeti, özellikle ekonomi alanında geçmişte gösterilen başarıyı devam ettirmek zorunda. Karşılaştırma yapılacak olan dönem, Türkiye ekonomisinin enflasyon, ekonomik büyüme, bütçe açığı, kamu borcu gibi birçok makroekonomik göstergede ciddi ilerlemeler kaydettiği 2002-2015 yılları. Bu dönemdeki performansın iyi olması, yeni hükümetin daha da iddialı olmasını gerektiriyor.

Üstüne bir de seçim öncesi açık artırmaya çıkmış gibi sürekli yükseltilen seçim vaatleri var. Muhalefet partileri bir yandan makroekonomik istikrarı koruyacak, hatta daha da ileriye taşıyacak, bir taraftan da vaatleri yerine getirecek. Şimdi bu ikisinin birlikte yürümeyeceği çok açık. Dolayısıyla bazı siyasi partiler için, MHP de dahil olmak üzere, muhalefette kalmak daha konforlu ve yararlı görülüyor.

Hükümette mutlaka yer almak isteyen CHP'nin ise bu tavrının arkasında makul bir gerekçesi bulunuyor. Seçim sonuçlarına göre başarısız olan, iktidar partisi ciddi bir oy kaybı yaşamışken reel oy oranında düşüş yaşayan, ortaya koyduğu vizyonun halkta karşılığı olmayan bir partinin, kısa dönemlik de olsa iktidar olmasının başka bir yolu yok.

Ayrıca içinde bulunacakları koalisyon sayesinde de, seçim vaatlerini rafa kaldırma lüksü oluşacak CHP'nin. 13 yıldır iktidar olmanın maliyetini AK Parti üstlenirken, aynı dönemde muhalefette olan CHP ilk kez iktidar olmaya yakın görüyor kendisini. Bu yüzden koalisyon seçeneklerinde yer alma isteği normal.

Yalnız bu tabloya bakılarak kolaylıkla şunu söyleyebiliriz: 7 Haziran sonrasında, henüz resmi olarak başlamamış olan koalisyon hükümeti kurma çabalarında kesinleşmiş bir hükümet formülü yok. Yan yana getirilen denklemlerin karşısına “eşittir, koalisyon" yazılamıyor. Hatta erken seçim, koalisyondan daha kuvvetli bir olasılık olarak karşımıza çıkıyor.


PEKİ, TÜM BU SÜREÇTE TÜRKİYE EKONOMİSİNE NE OLUYOR?


Geçmişte sağlanmış olan kamu borcu, bütçe açığı gibi göstergelerdeki güçlü duruş ve ekonomik istikrar sayesinde, bu kısa sürede oluşabilecek dalgalanmalara karşı Türkiye ekonomisi dayanıklı bir yapıya sahip. Ama ekonomik büyüme konusunda zaten konjonktür gereği bazı sıkıntılar varken, mevcut durum yüzünden ülke ekonomisi büyük bir zaman kaybediyor.

Oysa, ülke ekonomisinde makro düzeyde görülen iyileşmelerin mikro düzeye yayılması için ekonomide yeni bir dönüşüm hikayesi için düğmeye basılmıştı. Ekonomik refah ve kalkınmada bir üst basamağa geçiş için ayak bağı olan ekonomideki yapısal problemlerin çözümünde bir vizyon ortaya konulmuştu.

Ülke ekonomisinde yeni bir hikâyenin başlangıç aşamasındayken, siyasi ajanda ekonomik gündemin yerini aldı, geçmişte de birçok kez olduğu gibi. 2015 yılı yapısal problemlerin çözümü için başlangıç yılı olacakken, yeni bir “ekonomik hikâyenin" siyasi sebeplerle es verdiği bir yıl oldu.

2023 yılı için dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefleyen, enerji alanındaki yatırım ve projelerle adından söz ettiren, ihracatın miktarını da niteliğini de yükseltmeyi amaç edinen, 3. Köprü, 3. Havalimanı ve hızlı tren projeleriyle enerjide, ulaşımda ve lojistikte merkez ülke olma yolunda yürüyen Türkiye, ekonomide ne yazık ki bekleme sürecine girmiştir.

2015 yılında siyasi gündemin ekonomik gündemin yerini almış olması, ekonominin gündem dışında kalmasına neden oldu. Yeni dönemde kurulacak olası koalisyon hükümetinin özellikle de “ekonomideki yeni hikayenin" başlatılması adına, uzun süreli ve kararlı olması gerekir. Aksi halde kısa ömürlü ve sadece hükümet olma amacı ile kurulacak bir hükümet, bu dönemde zaman kaybını daha da büyütecektir.

Bu olasılıklar erken seçim ihtimalinin giderek güçlendiğini gösteriyor.

[Yeni Şafak, 6 Temmuz 2015]