SETA > Yorum |
Dikkat Denize Dökülebilirsiniz

Dikkat Denize Dökülebilirsiniz.

Referandumdan sonra koltuğu kaybetmesi muhtemel Kemal Bey'in yerine Muharrem Bey genel başkan olur mu bilinmez. Ama CHP'de hiçbir şeyin değişmeyeceği aşikar..

Referandum kampanyasının başında kararsızları ikna etmek için sureti haktan gözüken CHP'nin 16 Nisan yaklaştıkça aslına döneceği beklenen bir gelişmeydi. Öyle de oldu. Son 10 güne girilirken CHP aslına döndü. Hem de ne dönüş.

Önce CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt referandumdan evet çıksa bile Samsun'dan yola çıkıp 'evet' diyen Türk milletini İzmir'den denize dökeceklerini söyledi.

Bedeniz de 16 Nisan'a çıkarsam referandumda 'evet' diyeceğim. Yani Hüsnü Bey'in denize dökmeyi planladığı seçmenlerden bir tanesiyim. Dolayısıyla bir cevap hakkım var...

Hüsnü Bey;

Bu topraklarda o işler öyle olmuyor. Kimse milleti denize dökemiyor. Millet kendisine yan gözle bakanı denize döküyor. Tıpkı milli mücadelede işgalci Yunan askerlerini denize döktüğü gibi. Yani biri birini denize dökecekse biz genelde dökülen değil döken tarafta yer alıyoruz. Daha güncel bir örnek isterseniz 15 Temmuz'a bakabilirsiniz.

Gerçi siz de muhtemelen 15 Temmuz'a senaryo diyenlerdensiniz ama biz yine de uyarı vazifemizi yapalım. Değil sizin gibi bindirilmiş kıtalar karşısında gaza gelip kuru sıkı sallayanlara, üzerimize tankla ve savaş uçakları ile gelenlere ne yaptığımız ortada.

15 Temmuz'da Şehitler Köprüsü'nde teslim aldıklarımızı polise teslim ettik.

Ama ikinci bir denize dökme girişiminde durum farklı olabilir, bilginize. Onun için onu-bunu denize dökmeye yeltenmeden referandum propagandanızı yapın, evet çıkarsa da hayır çıkarsa da milletin kararını içinize sindirin.

Maalesef CHP deyince sorun Genel Başkan Kemal Bey'le başlıyor ama Hüsnü Bey'le bitmiyor, hatta hiç bitmiyor. Kemal Bey de 15 Temmuz'un kontrollü darbe olduğunu söylüyormuş.

ŞAŞIRDIK MI?

Hayır! Ne de olsa Hüsnü Bey'in partisinin genel başkanı. Kemal Bey'e sanırım 15 Temmuz'u anlatamayız.

Çünkü milletin 15 Temmuz'daki şanlı direnişi her şeyden çok bir ruh ve his meselesi. Kemal Bey ise milletin büyük çoğunluğunun ruhunu ve hissini paylaşmıyor, 15 Temmuz'u anlamaz. Ama şu soruyu sorma hakkımız var; madem 15 Temmuz'un kontrollü bir darbe olduğunu düşünüyordunuz neden Yenikapı mitingine geldiniz ve demokrasi nutukları attınız? O zaman mı yalan söylüyordunuz yoksa şimdi mi yalan söylüyorsunuz?

Genel başkanının ve milletvekilinin hali böyle. Bir de atanamayan genel başkanına Muharrem İnce'ye bakalım.

Muharrem Bey diğer CHP'lilere göre halkın değerleri ile daha barışık bir görüntü çizmeye önem gösteriyor.

'Benim de ailemde başörtülüler var' diye akrabaları ile çekildiği fotoğrafları yayınlıyor.

Muharrem Bey'e katıldığı bir televizyon programında Cumhurbaşkanı'nın lokantaları ve muhtarlıkları kapatabileceği iddiası sorulmuş. Malum CHP'nin seçmeni 'hayır'a ikna etmek için başvurduğu bir çarpıtma da bu.

Sunucu Kemal Bey'den paket içerisindeki hangi maddenin buna imkan verdiğini açıklamasını istiyor.

Muharrem Bey'in cevabı ibretlik; metin yanımda yok. Referandumda neden hayır denilmesi gerektiğini anlatmak için televizyona çık, oylanacak teklifin metni yanında olmasın.

Haydi diyelim oldu bir aksilik ve metin gerçekten yanında değil. İyi de o zaman şunu sormazlar mı; hayır verilmesi için bu kadar çırpındığınız teklifi madde madde bilmiyor musunuz?

Bir çırpıda metin yanımda değil ama şu madde diye söyleyemiyor musunuz?

Referandumdan sonra koltuğu kaybetmesi muhtemel Kemal Bey'in yerine Muharrem Bey genel başkan olur mu bilinmez. Ama CHP'de hiçbir şeyin değişmeyeceği aşikar..

[Takvim, 5 Nisan 2017].