Yerel seçim gündemi hareketlenmeye başladı. Partiler aday belirleme aşamasında. Ama ittifaklar konusu henüz netliğe kavuşmadı. Kritik şehirlerdeki adaylıkların belirlenebilmesi için ittifakların da şekillenmesi lazım. CHP hem İP hem de HDP ile görüşmelerini sürdürüyor. Özellikle Ankara ve İstanbul'da AK Parti karşıtı bir koalisyon hedefi etrafında toplanmaya çalışacaklar. Şehirler düzeyinde birliktelik kolay gibi görünebilir. Ama bunun siyasi sonuçları olacaktır. HDP ile aynı gündemin parçası olan hem CHP'de hem de İP'de rahatsızlık yaratacaktır. Fakat daha da önemlisi Cumhur İttifakı'nı tetikleme ihtimali. Eğer bir taraf birleşiyorsa, kutuplaşma artar. Kutuplaşma artınca, diğer taraf da kendini tahkim eder. Cumhur İttifakı zaten tabanda benimsenmiş bir birliktelik. Herkes bunun farkında. Böylesi bir taban desteği varken ne MHP ne de AK Parti ittifakı yıkan taraf olmak istemez. Çünkü Cumhur İttifakı'na biçilen rol sadece seçim kazanmak değildi. Tabii bu ittifakın parçalanması için uğraşanlar da var. Son dönemde çeşitli provokasyon örneklerine rastladık. Andımız üzerinden bir fırtına çıkması beklendi ama çıkmadı. Asıl mesele bu tür krizlerin yönetilmesi değil. Bunlar bir şekilde çözülebilecek konulardır. Önemli olan AK Parti ve MHP'nin stratejik gündemleri ve siyasi kazançlarıdır. İttifaktan iki taraf da güçleri nispetinde kazançlı çıkmalı. Ve ayrıca Türkiye'nin geleceğine de katkı sunmalı. Karşı taraf zorladıkça her iki parti de ufak konuları göz ardı edip asıl gündeme odaklanabilir. Özellikle bazı kritik şehirlerde somut adımlar atılması beklenebilir. İstanbul ve Ankara bu seçimin en kilit iki şehri olacak. AK Parti bu iki şehri kazanmaya devam ederse, ülkeyi dört yıllık bir istikrar dönemi bekliyor diyebiliriz. Ancak tersi olursa, muhalefet ülkeyi yönetilemez hale getirmek için baskıyı artırmak isteyecektir. Bu nedenle AK Parti özellikle bu iki şehirde MHP desteğini aramayı tercih eder. Buna karşın MHP de kendisinin kazanma şansı olduğu fakat AK Parti'nin şansının göreli olarak daha düşük olduğu şehirlerde destek bekleyecektir. Bazı Akdeniz ve Ege bölgesi şehirlerinde bu tür somut açılımlar yapmak hâlâ çok mümkün. Böyle bir formül hayata geçerse, ki çok mümkün, ittifakın yolu temizlenmiş olur. Ama bence bu iki partinin asıl odaklanması gereken konu siyasi gündemleri ve ülkenin geleceği. Cumhur İttifakı sadece seçim kazanmaya değil ülke inşasına aday olarak çıktı karşımıza. Cumhurbaşkanlığı sisteminin yerleşmesi, kurumsallaşması ve ülkenin istikrarlı bir zemine ulaştırılması fikri daha öncelikli. Kim ne derse desin bu ülke muazzam bir değişim ve dönüşüm geçiriyor. Ve Cumhur İttifakı bu dönüşümün ana ekseni. Geniş bir toplumsal tabana sahip. Ve ciddi bir meşruiyet kaynağı sunuyor. AK Parti'nin bu yolu MHP ile yürümekten memnun olacağını düşünüyorum. MHP ise kendi gücü nispetinde ve hatta ötesinde bu yeni inşa sürecini etkileme şansına sahip. Kısa vadeli ve küçük hesaplar üzerinden heba edilmemesi gereken bir dönemdeyiz. İki parti de karar alırken öncelikle bu geniş hedefe odaklanmayı tercih edebilir. Aksi halde Türkiye'nin inşasında büyük bir şans kaçırılmış olur. Gündelik siyasi kavgalarda enerji tüketmek yerine geleceği şekillendirmek bu iki parti için de çok daha başarılı bir tercihtir.
[Sabah, 20 kasım 2018].