SETA > Yorum |
Çözüm Sürecinin Ağırlığı

Çözüm Sürecinin Ağırlığı

AK Parti'yi ve son on yılda Türkiye'de yaşanan seyri büyük ölçüde yanlış okuyan kesimlerin başında da PKK çevreleri geldi. PKK, AK Parti iktidarı boyunca istisnası olmayacak şekilde 'eski Türkiye'ye malzeme veya destek verecek bir seyir izlemekten hiçbir zaman geri durmadı. PKK ve çevresindeki partili veya partisiz aktörlerin büyük kısmı kendilerine yeni düşman olarak 'AK Parti'yi bulmuşlardı. PKK'lı siyasal dilin tutarlılık endişesi ve dibi olmayan 'komplo dünyası' AK Parti ve Erdoğan'ı şeytanlaştırmak için fazlaca malzeme veriyordu. Bu durum 2013 çözüm sürecini, son yıllarını 'Erdoğan düşmanlığına' sıkıştırmış olan PKK'lı ve BDP'li aktörlerin, ne kadar taşıyıp taşıyamayacağı sualini de sorunun merkezine koymuş oldu.

PKK'nın silahsızlandırılması için son beÅŸ yıl içinde ikinci kez baÅŸlatılan 'çözüm süreci', sorunun paydaÅŸları açısından ilginç siyasal pozisyonların oluÅŸmasına yol açtı. Yeni sürecin merkezini BaÅŸbakan ErdoÄŸan ve AK Parti iÅŸgal ediyor. 2005 AÄŸustos'ta Diyarbakır konuÅŸmasıyla soruna nasıl yaklaÅŸtığının ilk iÅŸaretini veren ErdoÄŸan, yıllar içinde Kürt meselesi ve PKK'nın silahsızlandırmasını gündeminden hiç düÅŸürmedi. AK Parti, 'Türkiye'nin her yerinden oy almanın' ve 'iktidar' olmanın yüklediÄŸi sorumlulukların inÅŸa ettiÄŸi çerçevede, soruna dışarıdan karmaşık görünen ama özünde tutarlı ÅŸekilde yaklaÅŸmaya devam edegeldi. ErdoÄŸan'ın siyasi mühendisliklerinin 'seyrini' göz ardı edip 'kesitlerine' odaklananlar düzenli ÅŸekilde hayal kırıklığına uÄŸramak durumunda kaldılar.

AK Parti'yi ve son on yılda Türkiye'de yaÅŸanan seyri büyük ölçüde yanlış okuyan kesimlerin başında da PKK çevreleri geldi. PKK, AK Parti iktidarı boyunca istisnası olmayacak ÅŸekilde 'eski Türkiye'ye malzeme veya destek verecek bir seyir izlemekten hiçbir zaman geri durmadı. PKK ve çevresindeki partili veya partisiz aktörlerin büyük kısmı kendilerine yeni düÅŸman olarak 'AK Parti'yi bulmuÅŸlardı. PKK'lı siyasal dilin tutarlılık endiÅŸesi ve dibi olmayan 'komplo dünyası' AK Parti ve ErdoÄŸan'ı ÅŸeytanlaÅŸtırmak için fazlaca malzeme veriyordu. Bu durum 2013 çözüm sürecini, son yıllarını 'ErdoÄŸan düÅŸmanlığına' sıkıştırmış olan PKK'lı ve BDP'li aktörlerin, ne kadar taşıyıp taşıyamayacağı sualini de sorunun merkezine koymuÅŸ oldu.

Ä°mralı'ya giden BDP'li vekillerin yaptığı görüÅŸmenin ortaya çıkardığı en can alıcı nokta da yukarıdaki sualin ehemmiyetini teyit etmektedir. Basına BDP'lilerin hazırladığı görüÅŸme notlarından hazırlanarak sızdırılan ve tam anlamıyla süreci provoke etmeye yönelik metinden anlaşılan da aktörlerin 2013 sürecini taşımakta zorlanacakları gerçeÄŸini ortaya koymuÅŸ oldu. Tartışmalardan ortaya çıkan manzaraya göre, Öcalan 2013'te, BDP 1990'larda ve PKK ise 1980'lerde durarak bu süreçte aktör olmaya gayret ediyorlar. Ortaya çıkan mezkur derin siyasal eÅŸzamanlama krizi içinde 2013 çözüm süreci kendisine bir yol bulmaya gayret edecek.

Öcalan'dan baÅŸlamak gerekirse karşımıza bizi ÅŸaşırtan bir tablo çıktığını söylemek zor. Öcalan kendine has travmalarıyla inÅŸa ettiÄŸi dünyasında oldukça pragmatist bir isim. En sık kullandığı kelime 'komplo' ve 'ajan'. Hatta çoÄŸu kez en sıradan siyasal ve oldukça aÅŸikâr durumlar için bile bu kelimeleri tercih ediyor. ErdoÄŸan ve AK Parti'nin on yılda Türkiye'de sebep oldukları deÄŸiÅŸimin 'asıl sebebi biziz diyenler' kervanına o da katılıyor. 'Olanların olma ihtimaline' fazlaca kıymet vermeyerek sürekli daha üst bir irade arayışından hiç geri durmuyor. Son on yıl boyunca da benzer akıl yürütmeyle sürekli 'Türkiye'de asıl irade kim' sualinin peÅŸine düÅŸüp durmuÅŸ. Sonuçta 'eski Türkiye iktidar odaklarının tasallutundan' zar zor kurtulup, seçilmiÅŸlerin, yarım yüzyıl sonra olsa da, Türkiye'de iktidar oldukları hakikatiyle yüzleÅŸmeye baÅŸlamış görünüyor. Öcalan burada durmayıp 'yeni Türkiye'nin' bölgesel denklemdeki ağırlık merkezini de fark etmiÅŸe benziyor. Bu sebepten dolayı çözüm sürecinde 'PKK'nın silahsızlandırılmasının' tercih deÄŸil mecburiyet olduÄŸunu fark eden ilk PKK'lı aktör. Meta teorilerin, kompleks komploların dünyasından ortaya çıkan Öcalan figürü çok karmaşık. Bütün bu karmaÅŸa içinde süreç yürümek durumunda.

Öcalan ile BDP ve PKK arasında aÅŸikâr hale gelen siyasal algı ve takvim farkı 2013 çözüm sürecinin en sancılı kısmını oluÅŸturmaktadır. BDP'li heyetin Öcalan'ın karşısına iki yıllık bir takvimle çıkması ise PKK-BDP çizgisinin 2013 siyasal dünyasında yaÅŸamadıklarını gösteren en açık delil niteliÄŸinde. Çözüm sürecini 2014'le baÅŸlayan 'seçim üçlemesine' boÄŸdurmayı hedefleyen iki yıllık planın Öcalan tarafından sert ÅŸekilde reddedilerek 'üç haftalık bir planın' masaya konması ise PKKBDP açısından bir travmaya iÅŸaret ediyor. "Kürt sorunu ila-nihaye devam edecek" dünyası ile "çözüme odaklı" dünyanın karşı karşıya gelmesine ÅŸahitlik ediyoruz. Tarifsiz maksimalist hedeflerle, ulaşılabilir somut adımları esir almaya çalışan bu yaklaşım tarzı en baÅŸta aydınlarca mahkûm edilmelidir. PKK terörünün devam etmediÄŸi bir dünyada, legal siyasi yollarla söyleyecek fazla sözü olmayanlar ancak sürecin uzamasını ya da çözümün gelmemesini arzu edebilirler. Benzer ÅŸekilde son sızmaları magazin düzeyinde tüketen liberal kalemlerle, belge ve istihbarat müptelası kalemler de çözüm sürecinde pozitif gündeme katkı vermeyecekler.

BDP-PKK çizgisinin Öcalan sancısı sadece siyasal takvim düzeyinde olsaydı, iyiydi. Söylem ve dünya görüÅŸü olarak da derin bir kopuÅŸla karşı karşıyayız. Öcalan'ın 'komplo dünyasında' BDP'lilerin hazırladığı notları siyasi bir mühendislikle Türkiye'nin son dönem tartıştığı hassas baÅŸlıklarla süsleyip servis edenlerin karşılığı olmayan ucuz komplosundan bahsetmiyoruz. Bu türden provokasyonların ilacı sonuç alıcı adımlardır. PKK'nın silahsızlanma sürecinin ilerlemesi bu türden müdahaleleri anlamsız kılmanın tek yoludur. Lakin toplamda BDP-PKK çizgisi aynı anda hem Öcalan hem de 2013 çözüm süreci imtihanından geçmek durumundalar. Bu imtihandan PKK-BDP'nin tek muhatabı olan milleti ikna etmeyi baÅŸaracak bir siyasi dil geliÅŸtirerek geçebilirler. Aksi takdirde eski Türkiye'nin ezberleriyle 2013 siyasi dünyasında yaratabilecekleri bir fark bulunmuyor.

Sabah Perspektif, (02.03.2013)