CHP'de milletvekili aday listelerinin açıklanmasının ardından başlayan tartışmalar devam ediyor. CHP'nin mevcut 131 milletvekilinden 60'ının yer almadığı liste parti içinde birkaç boyutta sert tartışmalara neden oldu. Sağ siyaset geleneğinden gelen isimlerin aday gösterilmesine rağmen CHP içinde aktif siyaset yürüten bazı isimlerin liste dışında bırakılması partideki farklı gruplar arasındaki ayrışmaları daha da derinleştirdi. Nihai hali YSK'ya teslim edilmeden önce basına sızan listelere sosyal medyada da ciddi tepkiler gösterildi. Bu tepkiler sonucunda listede bazı revizeler yapılsa da tartışmalar sona ermedi. CHP'deki liste tartışmalarının ilk boyutunu partide etkili olan sol görüşlü bazı isimlerin aday gösterilmemesi sebebiyle "sol kanadın tasfiye edilmesi"ne yönelik iddialar oluşturuyor. Bu iddianın tamamıyla gerçeği yansıttığını söylemek doğru değil. Her ne kadar İlhan Cihaner, Zeynep Altıok, Musa Çam ve Hilmi Yarayıcı gibi isimler liste dışına dışında tutulsa da CHP listesi incelendiğinde sol görüşlü siyasilerin partideki ağırlığının devam ettiği görülüyor. Bu bağlamda parti listesinin Kemalist/ulusalcı ve sol bloktan gelen isimlerden oluştuğu, buna ek olarak sağ siyasetten bazı isimlerin de partiye "transfer" edildiği söylenebilir.
Tasfiye ve memnuniyetsizlik Tartışmaların ikinci ve daha büyük bir boyutunu ise CHP'de Muharrem İnce'yeyakın ekibin tasfiyesine yönelik iddialar oluşturuyor. Bu iddiaların temelinde Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun parti içi iktidar mücadelesinde en büyük rakibi olan İnce'ye yakın ekibi tasfiye etmeye çalıştığı iddiası bulunuyor. Muharrem İnce'nin ekibinde yer alan 15'e yakın vekilden sadece 3'ünün (YaşarTüzün, Tanju Özcan ve Mehmet Göker) aday gösterilmesi bu iddiaları destekliyor. Kılıçdaroğlu'nun yalnızca İnce'nin ekibini değil parti içinde kendisine zaman zaman muhalefet eden diğer isimleri de tasfiye etmesi seçim sonrasında parti içindeki olası bir çatlağı önleme çabası olarak görülüyor. Zira CHP'de hemen her seçim sonrasında yaşanan genel başkan değişimi tartışmalarının fitilini ateşleyen isimlerin liste dışında bırakılmış olması bu iddiaların gerçeği yansıttığını ortaya koyuyor. Örneğin Kurultay'da Kılıçdaroğlu'nun karşısında genel başkan adayı olmak için delegelerden imza toplamaya çalışan Mustafa Balbay da tekrar aday gösterilmedi. Tartışmaların üçüncü ve en etkili boyutunu ise CHP milletvekilleri Eren Erdem ve Barış Yarkadaş'ın liste dışında kalmasının ardından yaşanan tartışmaların bir krize dönüşmesi oluşturuyor. Halihazırda FETÖ'ye yardım ettiği iddiası ile hakkında bir soruşturma açılmış olan Erdem'in aday listelerine girememesinin ardından partisi ile ilgili yaptığı açıklamalar tartışmaların yönünü tamamen değiştirdi. Erdem partisini kendisini satmakla suçlarken aday listesi krizini CHP'nin iç gündeminin dışına çıkardı. MİT TIR'ları ile ilgili tutanakları FETÖ'nün kendisine servis ettiği iddiaları ile ilgili olarak Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan'ı suçlaması ve tutanakların ondan geldiğini iddia etmesi üzerine tartışmalara FETÖ boyutu da eklendi. CHP'deki aday listelerinin parti içinde yarattığı memnuniyetsizliğin ilk somut çıktısı parti teşkilatları ve milletvekili adaylıklarında yaşanan istifalar oldu. Beş milletvekili adayı adaylıktan çekildiğini açıklarken il ve ilçe teşkilatı düzeyinde çok sayıda istifa oldu. Yine pek çok teşkilat yöneticisi sosyal medya hesapları aracılığı ile CHP listelerinin partinin temel ilkeleri gözetilmeden hazırlandığını ifade etti. Bütün bu gelişmelere bakıldığında CHP'deki milletvekili aday listelerinin parti tabanında ciddi tepkilere neden olduğu görülüyor. Bu tepkilerin ne boyutta kalacağı ve seçimler sonrasında parti içinde yeni taleplere yol açıp açmayacağı belirsizliğini koruyor. Bu hususların CHP'nin 24 Haziran seçimlerindeki başarılı ya da başarısız olmasına göre değişeceği söylenebilir. Dolayısıyla 24 Haziran seçim sonuçlarının CHP'nin yalnızca parlamentodaki oy oranı üzerinde belirleyici olmayacağı, parti yönetimi ile ilgili de yeni bir arayışı gündeme getirebileceği akılda bulundurulmalıdır.
[Sabah, 26 Mayıs 2018].