“Türkiye iki gün içerisinde Suriye’ye girecek” haberi gündeme bomba gibi düÅŸtü; daha doÄŸrusu düÅŸmedi. Paralel medyadan müzmin muhalefet medyasına kadar bu günlerde derin ittifaklar yürüten yoldaÅŸlar, CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin’in bu “kamuoyunu sarsacak” iddiasına zihinlerinde binlerce tilki dolaşır bir ÅŸekilde atladılar. Kafalarında deli sorular. Gürsel Tekin de bu vesileyle kendini gündeme getirmiÅŸ oldu; seçim arifesinde iyi taktik. BaÅŸbakan DavutoÄŸlu’na yaptığı “beni muhatap al” çaÄŸrısı da karşılık bulursa (pek muhtemel deÄŸil) tadından yenmez.
Malumunuz Suriye Devrimi baÅŸlayalı dört seneyi aÅŸkın bir süre geçti. Bu süre zarfında aynı mecraların fos çıkan iddialarını temel alsaydık Türkiye’yi Suriye’ye defalarca girecek zannedecektik. Artık kendilerinin de önleyemediÄŸi kronik bir hastalığa döndü bu iddialar. Meselenin ilginç yanı ise kendinden yanmalı motor misali kendi iddiaları üzerinden yine kendi iddialarını baz alarak eleÅŸtiri ve hatta hakaret oklarını hükümete yönlendirmeleri.
Önce “Türkiye Suriye’ye girecek” iddiası itinasız bir ÅŸekilde ortaya atılır. Sonra bu iddiayı baz alan “Türkiye bizi savaÅŸa sokacak” çığırtkanlığı yapılır. Ardından BaÅŸbakan DavutoÄŸlu’nun uluslararası iliÅŸkiler metinlerinden hareketle “komÅŸularla aramızı bozdular” ezberine baÅŸvurulur. Üç gün geçer, beÅŸ gün geçer, kendi kendini doÄŸrulayamayan kehanetleri buharlaşınca da, ya “cesaret edemediler” seviyesizliÄŸi ya da “savaşı biz engelledik” züÄŸürt tesellisiyle yeni bir kara propaganda kampanyasında görüÅŸmek üzere kamuoyuna veda ederler.
Oysaki Türkiye Suriye’ye zaten girmeyecektir. Dört seneyi aÅŸkın bir süredir Esed rejiminin sınır ihlalleri ve Reyhanlı’da olduÄŸu gibi terör saldırılarında bile Suriye’ye girmeyen; sürekli bölgesel ve uluslararası koordinasyon çaÄŸrısı yapan Türkiye, elbet “Türkiye Suriye’ye girecek” lobisi kamuoyunu sarssın diye Suriye’ye girmeyecektir. Tabi ki bu süreçte CHP heyetleri Suriye’ye girmeye devam edecektir.
HAKKIMIZ SAKLI
Mamafih, bir tezkeremiz de var Meclis’te kabul edilen ve ÅŸöyle baÅŸlayan: “Türkiye’nin ulusal güvenliÄŸine yönelik terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Irak ve Suriye’deki tüm terörist örgütlerden ülkemize yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel göç gibi diÄŸer muhtemel risklere karşı güvenliÄŸinin idame ettirilmesini saÄŸlamak, kriz süresince ve sonrasında hasıl olabilecek geliÅŸmeler istikametinde Türkiye’nin yüksek menfaatlerini etkili bir ÅŸekilde korumak ve kollamak, geliÅŸmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaÅŸmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, ÅŸümul, miktar ve zamanı hükümetçe takdir ve tayin olunacak.”
Bu ÅŸartların vaki olması halinde yapılacak her türlü müdahale uluslararası hukukta da millet vicdanında da meÅŸrudur. O vakit “Türkiye Suriye’ye girecektir”. Yine o vakit asıl derdi iç siyasi hesaplaÅŸmalar ve/veya Suriye Baas’ına hayat üflemek olanlar yine “kamuoyunu sarsacak” iddialarına baÅŸvuracaktır.
[Akşam, 8 Mayıs 2015]
