2015 yılı Nisan ayı bütçe raporu açıklandı. Maliye Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre 2015 yılı Ocak-Nisan ayındaki bütçe açığı 4 milyar 59 milyon TL olarak gerçekleşti. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre 178 milyon lira daha az.
Nisan ayında bütçenin 1,4 milyar TL fazla vermesi, Ocak-Nisan ayındaki bütçe başarısını destekliyor. Özellikle vergi gelirlerinin artması, 2015 yılı için öngörülen bütçe hedeflemelerini daha da gerçekçi kılıyor.
EKONOMİNİN SAĞLAM KALESİ: BÜTÇE
Bütçe rakamları önemli, özellikle de yıllarca bütçe açığının yüksek olmasına alışmış Türkiye ekonomisi için. Gider ve gelirlerin birbirine eşit olması anlamına gelen denk bütçenin hayal olduğu bir Türkiye'den 2017 yılında bütçenin fazla vermesi planlanan Türkiye ekonomisine ulaştık.
2002'den sonra bütçe kalemlerinde yapılan düzenlemeler, bütçeyi ekonominin sağlam kalelerinden biri haline getirdi. Sürekli yüksek bütçe açıklarından bahseden ve kaynaklarını bütçe açığının kapanması için kullanan ekonomi anlayışı tamamen değişti. Bu kez bütçe, fazla vermeye doğru emin adımlarla ilerliyor.
Finansal piyasalardaki belirsizlik ve iç talepteki azalmaya rağmen bütçe gelirlerinin Nisan ayında artması, bütçenin artık Türkiye ekonomisinin yumuşak karnı olmadığını göstermesi bakımından da önemli. Çünkü ekonomideki farklı araçlar kullanılarak yurtiçinden veya yurtdışından kaynaklı olumsuz şartların bütçe üzerindeki negatif etkisi azaltılabiliyor.
Diğer yandan Nisan ayı bütçe gerçekleşmelerini içeren bu rapor aynı zamanda 7 Haziran genel seçimi öncesinde açıklanan son bütçe raporu. Seçime 1 aydan az bir zaman kalmasına rağmen, bütçenin gücünü koruması 13 yıllık dönemde atılan adımların sonucu. Seçim sonrasına dair bir belirsizlik yaşanmayacağına duyulan inanç da, siyasi istikrarın ekonominin bel kemiği olan bütçeyi olumlu etkilediğini göstermektedir.
Şöyle ki, 2002 yılında bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 10,8 iken, 2014 yılında bu rakam yüzde 1,3 olarak gerçekleşti. Bütçe disiplininin sağlanması, ekonomideki diğer dinamiklerin sağlam durmasının da garantisi.
Bu nedenle, bütçede disiplinin bozulmasına sebep olacak popülist uygulamalardan kaçınılması Türkiye ekonomisinde uzun vadede oluşabilecek sorunları da engelleyecek.
BÜTÇE, SEÇİM VAATLERİNİN KAYNAĞI OLDU
13 yıllık dönemde bütçe kalemlerinde gösterilen başarılı performans, Türkiye ekonomisinin örnek gösterildiği başlıca alanlardan biri. Öyle ki, bugün birçok Avrupa ülkesini geride bırakmış, gelişmekte olan ülke ekonomilerine öncülük eden bir süreç var. Hatta Türkiye ekonomisindeki bütçe başarısı, genel seçimler öncesinde partilerin seçim vaatlerinin kaynağı olarak gösteriliyor.
Oysa ki rasyonel olmayan seçim vaatlerinin finansman adresi olan bütçedeki başarı, tam da bu günübirlik siyasi söylemlerden uzak durularak gerçekleşti. Seçimde oy oranını artırmaya yönelik ifade ve uygulamalardan kaçınılarak, bütçe disiplininin öncelenmesiyle Türkiye ekonomisi 2002'den sonraki sıçramasını gerçekleştirdi.
Şimdi 2002'den sonra bütçede gösterilen başarı, partilerin seçmene vaat ettikleri sözlerin kaynağı haline geldi. Aslında yalnızca bu bile, 13 yılda ekonominin büyük bir iyileşme yaşadığının itirafıdır. Seçim vaatlerinde gösterilen cömertliğin sebebi ise, bütçe göstergelerinin olumlu olması.
Ancak unutulan, kaynak olarak başvurulan bütçede herhangi bir olumsuzluk, ekonomideki istikrarın bozulmasına yol açacak. Bütçenin kurallı bir şekilde devamlılığının sağlanması ise, popülist ifadelerle ve uygulamalarla değil, rasyonel ve disiplinli bir işleyişle mümkün.
[Yeni Şafak, 18 Mayıs 2015]