SETA > Yorum |
Avrupa'nın Son Korkusu Yunan Virüsü

Avrupa'nın Son Korkusu: Yunan Virüsü

Avrupa'nın tasarruf stratejisini inşa eden Merkel'in endişesi de, işte bu nedenle Yunanistan'la sınırlı değil. Tsipras'ın yaratabileceği domino etkisine karşı, hassas bir denge gözetilmesi gerekiyor.

“Bu yol bizi cehenneme götürür”

2012 yılında söylenen bu söz, çiçeği burnunda Yunanistan Başbakanı Tsipras’a ait.

Tsipras’ın o gün kast ettiği “yol”, bugün görevi devralır almaz mücadelesine başladığı “Troyka’nın tasarruf emirleri”...

IMF, ECB ve Avrupa Komisyonu üçlüsü Troyka’nın, 2010’dan bu yana ülkeyi kemer sıkma politikalarına mahkûm etmesi, halkın canına tak etmiş durumda. Malumunuz, Tsipras’a zafer kapısını açan sihirli anahtar da, bu uygulamalara açtığı isyan bayrağı olmuştu.

GREXIT’TEN ÖNCE SON ÇIKIŞ

Öte yandan Euro cephesinde de, Yunanistan seçimleri öncesi yaşanan endişeler Tsipras’ın iktidara gelmesiyle ete kemiğe büründü.

Zira kurtarma paketinin süresi bu ay doluyor ve sonrasında ne olacağı belirsiz. Yunanistan, uzatmaya gitmeyi kabul edecek mi? Yoksa işi Grexit’e vardıracak mı? Ya da ara bir formül bulunacak mı?

İşte son günlerde dünyanın gözü, bu sorulara cevap arayan Troyka-Yunanistan çekişmelerinde... Ben bu yazıyı kaleme alırken de, Eurogroup toplantısı için geri sayım başlamıştı.

Görüşmeler hararetli geçiyor zira yeni hükümetin, yoksullaşmanın nedeni olarak suçladığı “kemer sıkma” karşısında takındığı “anti-austerity” yaklaşımı, Merkel’in başını çektiği program mimarlarınca sindirilemiyor.

Ve borçların, milli gelirin %175’i düzeyinde olduğu mevcut durumda, Tsipras’a evet demenin, Yunanistan’ı felakete sürükleyeceği düşünülüyor.

MEVZU SADECE YUNANİSTAN MI?

Burada aslında hassas bir detay var. Tsipras’a boyun eğilirse, savunulan tasarruf disiplinine sırt dönmekle kalınmayıp, diğer yaralı ülkelere de koz verilmiş olacak.

Bunun en belirgin örneği, anti-austerity hareketlerinin ev sahiplerinden İspanya. Nitekim Tsipras’ın partisi SYRIZA’yı, ekonomik yaklaşımı nedeniyle destekleyen İspanya’nın Podemos Partisi de, giderek güçleniyor.

Güçleniyor zira İspanya’da işsizlik oranı %23,7. Ve oranın %25’i geçtiği Yunanistan’da olduğu gibi, İspanya’da da halk umut arıyor. Bilhassa, gençler... Ülkede genç işsizlik oranı, %51,4!

Bununla beraber belirtmek gerekir ki; İspanya ekonomisinin dinamikleri, Yunanistan’dan farklı. Ülke bir toparlanma trendi yakaladı ve bu anlamda bölgenin en istikrarlı üyelerinden. Ancak büyümenin henüz istihdam piyasasında tam hissedilmediği bir ortamda, Podemos’a duyulan sempati de artıyor.

DAHA 1 YAŞINDA

Son anketler, partinin %27,7 ile 1. sırada yer aldığını gösteriyor. Üstelik Podemos, henüz 1 yaşında. İsmi “Yapabiliriz” anlamına gelen partinin emeklerken kazandığı bu başarı, umuda olan ihtiyacın azımsanacak gibi olmadığını gösteriyor.

Podemos’un lideri Iglesias ise, büyük destek topladığı “tik-tak” sloganıyla, Başbakan’a “süren daralıyor” diyor. Yılsonuna doğru yapılacak genel seçimlere, şunun şurasında ne kaldı! İspanya’da koltuğu kapmak daha yüksek oranlar gerektirse de, yönetimden yükselen sesin çeşitleneceği artık kuvvetle muhtemel.

İspanya Başbakanı ise, Yunanistan’a pek bir yüklenir oldu. Yükümlülüklerini yerine getirmesi konusunda Yunanlara sert çıkan Rajoy’un tepkili tavrında, SYRIZA virüsünün ülkesine bulaşıyor olduğunu hissetmemek mümkün değil.

SYRIZA ÖRNEK OLACAK

Dolayısıyla SYRIZA, anti-austerity iddiasının ne denli başarılı olacağına dair bir test niteliğinde. Başta İspanya olmak üzere, Portekiz ve İtalya gibi kemer sıkma karşıtı seslerin yükseldiği ülkeler, Yunanistan’ın sonucundan kendine pay çıkaracak.

Avrupa’nın tasarruf stratejisini inşa eden Merkel’in endişesi de, işte bu nedenle Yunanistan’la sınırlı değil. Tsipras’ın yaratabileceği domino etkisine karşı, hassas bir denge gözetilmesi gerekiyor.

Öte yandan, Yunanistan’ın da buradan güç aldığını tahmin etmek zor değil. Yeni hükümet ayrıca, çıtlattığı B planlarıyla elini güçlendirmeye çalışıyor. Rusya’yla yakınlaşması, bunun bir örneği.

MERKEL’İN KÂBUSU

Sözün özü; Yunanistan kendini riskli bir oyunun içine sokmuş durumda.

Ne de olsa, yeni Maliye Bakanı bir oyun teorisyeni... Varoufakis, kitabını yazdığı Oyun Kuramı’nı (Game Theory) şimdi gerçek hayatta tecrübe ediyor.

Euro Bölgesi’nin ise, bu riskli oyundan nasıl çıkacağı meçhul...

Zira Tsipras “cehenneme giden yol” ile sadece Yunanistan’ı kast etmemiş ve kemer sıkma devam ederse, “Avrupa’nın” felakete sürükleneceğini iddia ederek, şöyle devam etmişti:

“Euro’dan çıkarsak, ertesi gün 2. çıkanın kim olacağı bulunacak. Ve bu, İspanya veya İtalya olacak”

Grexit şimdilik en kötü senaryo olsa da, Yunanistan’ın her halükarda bölgede bulaşıcı bir etki yaratacağına şüphe yok.

Anlayacağınız; Avrupa’yı bir Yunan virüsü korkusu saldı.

Merkel, şu sıralar kâbuslar görüyor olmalı.

Not: Hafta sonu Özgecan’ın acısıyla sarsıldık. Türkiye’yi beyninden ve kalbinden vuran cinayetin, en seri ve en ağır biçimde cezalandırılmasını bekliyoruz. Kadın ve çocuk cinayetlerine/şiddetine dur demeden Yeni Türkiye olamayacağımızı, umuyorum ki bundan böyle unutmaz ve etkili yollara başvururuz. Başımız sağ olsun.