Güvenlik ve özgürlük arasındaki iliÅŸki amansız bir çeliÅŸkiye iÅŸaret eder. Hangisi öne geçerse diÄŸeri kırılgan hale gelir. Bu çeliÅŸkiyi yönetmek demokratik siyasetin en zorlu görevidir. Türkiye, PKK ve DAÄ°Åž'in ikili terör dalgası sebebiyle geçen yıldan beri bu çetin görev ile yüzleÅŸiyor.
Aynı ÅŸekilde terör Mayıs 2015'ten beri Avrupa'nın baÅŸkentlerini vurmaya devam ediyor. GeçtiÄŸimiz salı da Brüksel havaalanı ve metrosunda DAÄ°Åž militanı Bakraoui kardeÅŸlerin organize ettiÄŸi terör saldırısında 34 kiÅŸi ölürken, 260 kiÅŸi yaralandı.
"Beklenen bir felaketti." Ancak bu saldırı Belçika'daki güvenlik zafiyetini ortaya çıkarmakla kalmadı. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın saldırıyı yapan teröristlerden biri ile ilgili açıklaması AB-Türkiye iÅŸbirliÄŸinin güvenlik boyutuyla da ne kadar kritik olduÄŸunu gözler önüne serdi. ErdoÄŸan, Ä°brahim Bakraoui'nin 2015'te yakalanarak Türkiye'den sınır dışı edildiÄŸini ancak Belçika ve Hollanda'ya verilen bilgiye raÄŸmen serbest bırakıldığını ifade etti. Bu ifade Avrupa'nın Türkiye ile iliÅŸkilerini mülteci sorunundan sonra güvenlik alanında da yeni bir düzleme taşımasının aciliyetine iÅŸaret ediyor. Zira Temmuz 2015'te sınır dışı edilen teröristin Avrupa'da serbest bırakılması sıradan bir istihbarat hatası deÄŸil. Daha önce Ä°sveç'in ÅŸimdi Belçika ve Hollanda'nın paylaÅŸtığı bir politikasızlık sorunu.
AB liderleri, birbiriyle baÄŸlantılı üç konuda Türkiye ile uzun vadeli bir iÅŸbirliÄŸi oluÅŸturmak zorunda. Ä°lki, Suriye ve Irak'taki kampların terörist yetiÅŸtirdiÄŸi herkesin malumu olduÄŸuna göre bu iki ülkenin "baÅŸarısız devlet" olmasının önüne geçecek ortak bir politika üretilmeli. Rusya'nın bombardımanları ile muhaliflerin Cenevre masasına oturtulmasının Suriye krizini çözmeyeceÄŸi görülmeli. Mülteciler konusunda olduÄŸu gibi burada da Almanya Avrupa'ya liderlik edebilir. Türkiye ile birlikte oluÅŸturulacak "Suriye'nin geleceÄŸi mutabakatının" ABD ve Rusya'yı dengelemesi saÄŸlanabilir. Nitekim Almanya DışiÅŸleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier'in Rus mevkidaşı ile görüÅŸmesinde "Suriye krizinin zaman kaybetmeden çözülmesi" çaÄŸrısında bulunması atılan ilk adım olmalı. Devamı da gelmeli. Ä°kincisi, terör örgütleri arasında ayrım yapmayan ortak bir politika geliÅŸtirilmeli. PKK ile PYD'yi ayrı gören ABD aymazlığı reddedilmeli. Ve "PKK çadırlarına" Brüksel'de müsaade eden yaklaşım terk edilerek terörün her türü ile mücadele edilmesi gerekir.
Üçüncüsü, spesifik olarak DAÄ°Åž'in Irak ve Suriye'deki geleceÄŸi ile ilgili ortak bir yaklaşım benimsenmeli. DAÄ°Åž ile mücadele öngörüsüz bir mecrada gidiyor. Bir yandan bu iki ülkede de DAÄ°Åž'e karşı operasyonlar baÅŸladı. Esed yönetimi tarihi ÅŸehir Palmira'yı almak için harekete geçerken Irak ordusu da Åžii milislerle birlikte Musul'a yönelik üç cepheli bir operasyona baÅŸladı.
DiÄŸer yandan ise DAÄ°Åž'in 400 teröristi Avrupa baÅŸkentlerinde terör amacıyla özel eÄŸittiÄŸi bilgisi medyaya yansıdı. EÄŸer DAÄ°Åž ile mücadele kapsamlı bir politika ile yürütülmezse Irak ve Suriye'den kaçan teröristler Türkiye'nin ve Avrupa'nın gündelik ÅŸehir hayatını cehenneme çevirebilir. Böylesi ciddi bir tehdit karşısında koordinasyonsuz ÅŸekilde olaÄŸanüstü zirvelerde alınacak kararlarla güvenliÄŸi temin edemeyeceÄŸiz. Daha kötüsü, "Avrupa'yı içe kapatacak," ve "açık toplumu" zayıflatacak güvenlik tedbirleri özgürlüklerin alanını daraltabilir. "Müslüman karşıtı" bir havayı besleyerek DAÄ°Åž teröristlerine daha da uygun bir radikalleÅŸme ortamı hazırlayabilir. Bugüne kadar Türkiye'nin terörle mücadelesinin zorluklarını anlamayan ve "otoriterleÅŸme" söylemi eÅŸliÄŸinde eleÅŸtirmekten haz duyanlar Avrupa'da "demokrasinin kaybının" hikâyesini yazmak için çok vakit bulacaktır.
Türkiye ve Avrupa'nın kaderinin ortak olduÄŸu analizi artık bir söylem deÄŸil. Somut, rasyonel bir menfaat ve güvenlik düzlemi. AB liderleri, Türkiye'nin son üç yıllık türbülansından mütevellit saÄŸduyusunu kaybetmiÅŸ muhaliflere kulak asmayı bırakmalı.
"Brüksel'de, Paris'te patlayan bombaların tek sorumlusunun" AK Parti Hükümeti olduÄŸunu söyleyebilen ana muhalefet genel baÅŸkanının kime ne faydası dokunabilir ki.
[Sabah, 25 Mart 2016]