Virginia’nın Charlottesville şehrinde, Amerika’da da bizdeki ‘sağ sol olaylarının’ değişik bir versiyonunun yaşanabildiğini gördük. Aslında olaylara katılanların sayısı oldukça az. Fakat özellikle Trump’ın başkan seçilmesinden itibaren çatışmalar hem ideolojik hem de fiili olarak fazlasıyla görünürlük kazandı.
Cumartesi günü Charlottesville’deki Konfedere Devletler’in komutanlarından Robert E. Lee’nin büstünün kaldırılma planını protesto etmek amacıyla neo-Naziler, beyaz üstünlükçüler, KKK vs. gibi grupları içeren alternatif sağ bir miting düzenledi. Bunun karşısında ise kendisini Antifa ismiyle örgütleyen militan sol ve anarşist gruplar (Trump’ın deyimiyle alternatif sol) ise alternatif sağın protestosuna karşı yakın bir noktada karşı protesto gösterisi tertip etti. Sabah saatlerinden itibaren küçük çaplı kavgalar yaşandıktan sonra, protestoya Ohio’dan katılan, Esed hayranı bir beyaz üstünlükçü arabasıyla karşı protestocuların içine dalıp bir kişiyi öldürdü. Olayların akabinde Trump, ‘tek suçlu beyaz üstünlükçüler değil’ minvalinde bir açıklama yapınca yine kendisini eleştirilerin hedefi yaptı.
Hem alternatif sağın hem de radikal solun ABD’de şiddet geçmişi var. Her ikisi de bağnaz ve şiddeti meşru gören ideolojilerini, uzun süredir fiiliyata döküyorlar. Vice News Charlottesville’deki alternatif sağ göstericilerle alakalı çarpıcı bir belgesel hazırlamış. Belgeselde konuşturulan göstericilerin şiddeti kutsamaları ve gerekli görmelerinin altını çizmek lazım. Benzer yaklaşımları radikal solda da bulabilirsiniz. Pespaye bir şekilde Amerikan kampuslarında dolaşan radikal soldan PKK saflarında savaşmak için Suriye’ye gidenlerin olması ne demek istediğimi yeterince anlatır. Birbirini şarj eden bu iki radikal grup Trump sonrası dönemde ‘altın çağlarını’ yaşamaya başladılar.
Robert Spencer gibi, KKK lideri David Duke gibi alternatif sağın önde gelen isimleri açıkça Trump’ı destekledi. Alternatif sağın kalemlerinden Steve Bannon gibi isimlerin Beyaz Saray’da görev almasıyla devlet nezdinde temsil imkânı buldular. Alternatif sağ için Amerikan tarihinin tozlu sayfalarından Konfedere Devletler simgeleri oldukça önemli.
Konfedere devletlerde yaygın olan beyaz üstünlükçü (köleliği mazur gören) anlayışa sahip çıkıyorlar. Özetle beyazların yaşadığı etnik bir devlet kurmak istiyorlar. Müslümanlara, siyahilere, göçmenlere, homoseksüellere, Yahudilere (bir kısmı açıkça dillendiriyor bunu) karşılar. Anti-Defemation League (ADL)’in raporuna göre ABD’de 2007-2016 arasında meydana gelen 372 siyasi cinayetin %74’ü aşırı sağcı radikaller tarafından işlenmiş. Yani nefret suçlarında başı çekiyorlar.
Buna mukabil kökenlerini 1920 ve 30’larda Avrupa’daki antifaşist hareketlere dayandıran sonraki dönemlerde ırkçı ve neo-Nazilere karşı mobilize olan Antifa ise Trump ile birlikte kendisine yeni bir var oluş sebebi buldu. Anarşistler, şiddete eğilimliler (yukarıdaki siyasi cinayet istatistiklerindeki payları %2), genelde alternatif sağcılara karşı kampanyalar düzenliyorlar, gösterileri basıyorlar, polisle çatışıyorlar ve hatta geçen haziran ayında olduğu gibi suikast girişimleri var. Fakat alternatif sağ kadar güçlü değiller ve imkânları kısıtlı. An itibarıyla fazla görünür olmalarını yine alternatif sağın fazla görünür olmasına borçlular.
Ölçek olarak küçük olsa da bu olayların bu kadar görünürlük kazanması, kısmen radikal grupların kendilerini spotların önüne atma iştiyakıyla ama daha da önemlisi ABD’deki siyasi kutuplaşmayla bağlantılı. ABD bu olaylar yaşandığı için kutuplaşmıyor; halihazırda kutuplaştığı için bu olaylar eskisine nazaran daha fazla görünür oluyor; ve ABD bu haliyle siyasi gelişimini tamamlayamamış bir üçüncü dünya ülkesini andırıyor.
[Akşam, 18 Ağustos 2017].