Afrin şehir merkezi dört bir yandan kuşatılmış durumda. Türk Silahlı Kuvvetleri ve Özgür Suriye Ordusu harekatın ikinci ayı dolmadan şehir merkezine gelip dayandı. Bu, her şeyden önce Türkiye'nin 15 Temmuz sonrasında hayata geçirdiği yeni güvenlik doktrininin ve onun arkasındaki siyasi liderliğin başarısıdır. Eğer R. Tayyip Erdoğan'ın kararlı tutumu ve milletin güçlü desteği olmasaydı bugün bu operasyonlara cesaret edemezdik. Zira bölgesel ve küresel aktörler Türkiye'nin böyle bir adım atmasını engellemek için uğraş verdiler. Farklı yol ve yöntemler kullansalar da hepsi Türkiye'nin sert güçle Suriye'de varlık göstermesinin önüne geçmeye çalıştılar. Geçemediler. Güvenlik güçlerimiz önce Fırat Kalkanı Harekatı'nda, şimdi de Zeytin Dalı Harekatı'nda büyük bir başarı sergiledi. Zeytin Dalı Harekatı başlamadan önce ne diyorlardı? Türkiye'nin bu operasyonu başlatamayacağını, başlatsa bile başaramayacağını iddia ediyorlardı. Harekat başladıktan sonra bu kez Türkiye'nin Afrin şehir merkezine girmesini engellemeye çalıştılar. Birtakım karşılıksız sözlerle Türkiye'yi manipüle etmek için çabaladılar. Olmayınca kara propaganda savaşına hız verip Türkiye'nin sivil ölümlerine neden olduğunu savundular. Kimler? BM raporuna göre Suriye'de sadece son altı ayda binlerce sivil katleden Amerikalılar. Oysa ki Türkiye kendi ürettiği yerli ve milli İHA'larla sadece istihbarat kapasitesini artırmadı, bu tür kara propagandalara karşı da dirençli hale geldi. Özellikle Batı medyası Afrin şehir merkezinin terörden arındırılması sürecinde Türkiye'yi zor durumda bırakmak ve Türkiye kamuoyunun desteğini geri çekmesini temin etmek için kara propagandaya hız verecek. Fakat Türk milleti şunu çok iyi biliyor ki bu harekat Türkiye'nin bekasıyla ilgili bir durum. Bir de dikkatinizi çekiyor mu Türkiye sadece harekatın olduğu bölgeleri terörden arındırmıyor, aynı zamanda o bölgelerde düzen kuruyor. Türkiye'den onbinlerce mülteci bu sayede topraklarına geri dönüyor. Daha da dönecek, evlerine, yurtlarına kavuşacaklar...
[Sabah, 14 Mart 2018].