2011 yılında Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde devam eden borç krizi nedeniyle küresel ekonomideki belirsizlikler devam etmiştir. Ancak, gelişmiş ekonomilerin ekonomik büyüme oranlarının yavaşladığı bir konjonktürde Türkiye ekonomisi büyüme trendini sürdürmüştür. Gerçekleşen bu büyüme hızı hiç kuşkusuz, Türkiye’deki ekonomik faaliyetlerin diğer gelişmiş ülkelere nazaran farklılığını ve ekonomik yapının dinamizmini göstermesi açısından önemli bir gösterge olmuştur. 2002 yılından itibaren sürdürülen mali disiplin ve yapısal reformlar, kamu maliyesini olumlu yönde etkilemiş, bu da geleceğe yönelik beklentilerin olumlu bir görünüm kazanmasına neden olmuştur. Dolayısıyla, Türkiye ekonomisi, kamu maliyesinde gerçekleştirilen bu başarı sayesinde, AB ülkelerinde devam eden borç krizinin olumsuz etkilerini bertaraf etme ve geniş manevra alanı bulma imkânı sağlamıştır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 2011 yılı dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre reel olarak yüzde 5,2 oranında artmış; ayrıca, 2011 yılında ekonomide sabit fiyatlarla reel olarak yüzde 8,5 oranında büyüme gerçekleşmiştir. Böylece 2011 yılı itibariyle GSYH cari fiyatlarla 1.294.893 milyon Türk Lirası’na ve 772.298 milyon Amerikan Doları’na ulaşmıştır. 2011 yılında kişi başına GSYH değeri cari fiyatlarla 17.510 TL ve ABD Doları cinsinden 10.444 Dolar olarak hesaplanmıştır.
2011 yılı içerisinde her bir çeyrek için hatırlatmalar yapmak gerekir ise;yılın ilk çeyreğinde yüzde 11,9 oranında büyüme gözlenmiş ve bu büyümenin dinamikleri incelendiğinde ilk altı ayda yüksek iç talep artışı dikkat çekmiştir. Bu büyüme oranı ile Türkiye ilk 3 aylık dönemde dünya ekonomileri arasında en yüksek ekonomik büyümeyi gerçekleştiren ülke olmuştur.
Yılın ikinci çeyreğinde yüzde 9,1 büyüyen Türkiye ekonomisi büyüme ivmesi yavaşlamış olsa da küresel ekonominin mevcut ekonomik koşullarına görece oldukça yüksek bir büyüme oranı gerçekleştirmiş ve küresel krizin olumsuz etkilerinden uzaklaşmaya başlamıştır.
Üçüncü çeyrek büyüme rakamında ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,4 artış gerçekleşmiştir. İmalat sanayindeki üretim artışı ve özel sektör katkısı ile sağlanan ekonomik büyüme, sanayi ve hizmetler sektörünün yüksek payları ile artışını devam ettirmiştir. Söz konusu dönemde, ekonomik büyümede gerçekleşen bu artış işsizlik oranının düşmesine de katkı sağlamıştır.
Dördüncü çeyrekte ise ekonomik büyümede var olan artış ivmesi yavaşlasa da yüzde 5,2 oranında büyüme gerçekleşmiştir. GSYH içinde yüzde 24,4 ile en yüksek paya sahip olan imalat sanayi sektörü 2011 yılı dördüncü çeyrekte sanayi üretimindeki düş&uu.