Eğitimde "Müesses Nizam" Yıkılıyor

4+4+4 yasa teklifi, toplumun beklenti ve taleplerini karşılayabildiÄŸi ve çeÅŸitliliÄŸe imkân tanıdığı ölçüde, geniÅŸ kesimler tarafından benimsenecektir.

BaÅŸtan açıkça ifade edelim, 4+4+4 yasa teklifinin mevcut halinin bazı eksiklikleri ve sorunları vardır. ÖrneÄŸin, (ilk taslakta olmadığı halde gelen tepkiler sonrası taslaÄŸa sonradan eklenen) zorunlu eÄŸitim yaşının bir yıl erkene alınması ve zorunlu eÄŸitim süresinin hemen önümüzdeki yıl 12 yıla çıkarılması gibi.

Bu uyarıyı yaptıktan sonra, ÅŸunu ifade etmekte fayda vardır: Özellikle sekiz yıllık ilköÄŸretimin kademelendirilmesi, zorunlu bir deÄŸiÅŸikliktir ve çaÄŸdaÅŸ eÄŸitim sistemleriyle son derece uyumludur. Öncelikle, hiçbir pedagojik gerekçeye dayandırılmadan 28 Åžubat 1997 Milli Güvenlik Kurulu kararlarıyla apar topar uygulamaya konan kesintisiz eÄŸitim, toplumdan gelen talep üzerine ve seçilmiÅŸ sivil bir otorite tarafından ortadan kaldırılmaktadır. EÄŸitim sistemini düzenleyen ana aktörler askerler ve yargıçlar deÄŸil de toplumun seçtikleri oldukça, müesses nizamı deÄŸiÅŸtirmeye dönük yapılan düzenlemelerin topluma karşı hesap vermeyi içermesi ve zaman içinde toplumun taleplerini karşılaması mümkündür. 

TEKTÄ°PÇÄ°LÄ°K YERÄ°NE ÇOÄžULCU EĞİTÄ°M

4+4+4 yasa teklifinin eÄŸitim sistemine getireceÄŸi en önemli yenilik, ikinci dört yılda (ortaokul) öÄŸrencilere seçimlik ders hakkı verilecek olmasıdır. EÄŸitim sisteminin aşırı tektipçi olmasından hemen hemen herkesin yakındığı bir zamanda, öÄŸrencilere ve ailelerine böyle bir seçme hakkı sunulmuÅŸ olması, sisteme ve öÄŸrencilere daha fazla serbest alan saÄŸlayabilir. Nitekim geçen hafta, CHP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun TBMM Milli EÄŸitim Komisyonunda Milli EÄŸitim Bakanı Ömer Dinçer'e anadilde eÄŸitimin mümkün olup olmayacağını sorması üzerine, Dinçer'in "Teklifi okuyunca görebileceÄŸinizi varsaydım" sözleri, anadilde eÄŸitimin sinyali olarak anlaşıldı. Her ne kadar Dinçer, daha sonra, anadilde eÄŸitime iliÅŸkin yanlış anlaşıldığını ima etse de, bu olay, teklifin böyle de anlaşılabileceÄŸini göstermesi açısından oldukça öÄŸreticidir. Gerçekten de, teklif; anadilden, din eÄŸitimine ve sanat eÄŸitimine kadar çok geniÅŸ bir yelpazede farklı alanlarda seçmeli derslerin okutulmasına imkân saÄŸlayacak mahiyettedir. Dahası, Kocaeli milletvekili Fikri Işık'ın ifadesine göre, seçimlik din eÄŸitimi derslerinin sadece Ä°slam ile sınırlı olmayıp diÄŸer dinleri de kapsayacak ÅŸekilde düzenlenebilecek olması, toplumun taleplerini karşılama açısından önemlidir. Teklif, toplumun beklenti ve taleplerini karşılayabildiÄŸi ve çeÅŸitliliÄŸe imkân tanıdığı ölçüde, geniÅŸ kesimler tarafından benimsenecektir. Teklife karşı çıkanlar da daha fazla özgürlük ve çeÅŸitlilik talep ettikleri ölçüde, teklifi daha özgürlükçü bir noktaya evirebilirler.

 EĞİTÄ°M MÄ°? Ä°NDOKTRÄ°NASYON MU?

BaÅŸta TÜSÄ°AD olmak üzere bazı sivil kuruluÅŸlar (ve zaman zaman muhalefet partileri), 4+4+4 yasa teklifine karşı kampanya baÅŸlatınca, ilginçtir, teklifi daha özgürlükçü bir noktaya götürmek için çalışmadılar. Aksine, açıköÄŸretim (ki örgün/ formel bir eÄŸitim biçimidir) gibi öÄŸrencilere bir nebze öÄŸrenme özgürlüÄŸü tanıyan ve geliÅŸmiÅŸ ülkelerde bir hak olarak görülen alternatif bir eÄŸitim biçimine bile karşı geldiler. Bu tartışmanın en öÄŸretici tarafı, Türkiye'de sivil toplumu temsil ettiÄŸini iddia eden derneklerin, eÄŸitimde deÄŸiÅŸim, dönüÅŸüm ve daha fazla sivillik isteyen taraf deÄŸil, eÄŸitimdeki mevcut ideolojik ve merkeziyetçi müesses nizamı sürdürmek isteyen taraf olmalarıdır. Dolayısıyla, felsefî açıdan bakıldığında, bu kesimlerin, eÄŸitim denince akıllarına önemli oranda hâlâ "indoktrinasyon"un geldiÄŸi anlaşılmaktadır.

Ä°ÅŸte tam olarak bu felsefi anlayış dolayısıyla, eÄŸitim ve indoktrinasyon arasında fark görmeyen bazı zihinler, bir taraftan baÅŸörtülü kızların eÄŸitim almalarını engellemiÅŸ; öte yandan "kızların eÄŸitimi" için kampanya yapmış ve serbest eÄŸitim kanallarına muhalefet etmiÅŸtir. Bir önceki cümlede, "kızların eÄŸitimi" ifadesi "kızların indoktrinasyonu" olarak ifade edilse, hiçbir anlam kaybına uÄŸramaz. Heidegger'in dikkat çektiÄŸi gibi, modern eÄŸitim kavramının temelini oluÅŸturan formasyonun bazı etimolojik kökenleri (morphe, typos, typto), ÅŸekil vermek için "vurmak" ve "dövmek" anlamına gelir, tıpkı para basarken metale ÅŸekil vermek gibi. Ä°ÅŸte bu arka plan, kız çocuklarına neden devlet eliyle zorla ÅŸekil vermenin savunulduÄŸunu bize açıkça gösterir. BaÅŸta eÄŸitim olmak üzere pek çok farklı konuda ideolojik söylemin anahtar sözcüÄŸü ve öznesi haline gelen "kız çocuklarının" ve ailelerinin, bu durumdan ne kadar hoÅŸnut oldukları meçhuldür.  

ALTERNATÄ°F MUHALEFET

Kendilerini sivil olarak tanımlayan pek çok çevrenin, mesele eÄŸitim olduÄŸu zaman devletten çok devletçi olması manidardır. Bir an için ÅŸöyle düÅŸünün, TÜSÄ°AD ve muhalefet, teklifi az özgürlükçü bulduÄŸu için eleÅŸtirmiÅŸ olsaydı ve toplumsal talepleri karşılamaya aday daha çoÄŸulcu bir eÄŸitim sistemi talep etseydi, bugün eÄŸitime iliÅŸkin tartışma, daha ileri bir noktada olurdu. Belki de biz bugün toplumsal talep gören alternatif eÄŸitim biçimlerini dışlamayan formüllerin neler olabileceÄŸini tartışıyor olacaktık.

Sabah/Perspektif (10.03.2012)