SETA > |
quot Zeytin Dalı Harekatı quot na Nasıl Hazırlanıldı

"Zeytin Dalı Harekatı"na Nasıl Hazırlanıldı?

Türkiye, Afrin'de gerçekleştirilen "Zeytin Dalı Harekatı"na nasıl hazırlandı?

Türkiye hem ulusal güvenliğine hem de Suriye’nin toprak bütünlüğüne ciddi bir tehdit olarak gördüğü PKK’nın Suriye yapılanması olan PYD/YPG’ye yönelik uzun bir süredir kapsamlı bir askeri harekat için hazırlık yapmaktaydı. Gerek bölge ülkeleri gerekse Suriye’de aktör olan diğer güçlerle görüşmeler gerçekleştirerek siyasi ve askeri zemini üretme çabası içerisindeydi.

Gelinen aşamada terör kuşağının batı ucundaki Afrin için Türkiye harekete geçti. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) uzun bir süredir bölgeye askeri güç intikal ederken, İdlib'de Afrin'in güneyinde de üstlenerek bölgeyi çevrelemiş durumda. Yine kendisine müzahir eğit donattan geçirilen binlerce Suriyeli muhalif unsur PYD/YPG tehdidine karşı bölgeye sevk edildi. Türkiye 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından başlattığı ve bölgedeki terör örgütleri DEAŞ ve PYD/YPG'yi eş zamanlı bir şekilde temizlediği Fırat Kalkanı Harekatı'na (FKH) benzer şekilde yeni bir adım atıyor. Uzun zamandır hazırlıkları süren harekat,Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Afrin operasyonu sahada fiilen başlamıştır" açıklamasından kısa bir süre sonra 20 Ocak saat 17:00'da taarruz aşamasına geçilerek başlatıldı. TSK harekatın adını "Zeytin Dalı" olarak dünyaya lanse ederken, FKH'de olduğu gibi BMGK kararlarına ve BM anlaşmasının 51. maddesine atıf yapıldı.

AFRİN'İN JEO-POLİTİK KONUMU VE DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

Suriye'nin kuzeybatısında yer alan Afrin Halep eyaletine bağlı Afrin ilçesinin merkezidir. İlçe yedi beldeye ayrılmaktadır (Merkez, Bülbül, Cinderes, Rajo, Şeren, Şeyh Hadid, M'abatli). Türkiye ile sınır hattında önemli bir jeopolitik konum arz etmektedir. Yüzölçümü yaklaşık 1.850 km2 olan ilçe, Suriye'nin yüzde 2'sine tekabül etmektedir. Afrin dağlık bir bölgede olup yüksekliği 700-1.269 metre arasındadır. Doğudan batıya mesafe 55 km, kuzeyden güneye mesafe ise yaklaşık 75 km'dir.

Suriye genelinde 2004 yılında yapılan son nüfus sayımına göre Afrin bölgesinde 64.758 kişi merkezde oturuyorken ilçenin genelinde 172.095 kişi yaşamaktadır. Kentin çoğunlu etnik açından Kürtlerden oluşmaktayken Arap ve Türkmen nüfus da bulunmaktadır. Bölgede az sayıda Yezidi de yaşamaktadır. 2011 yılında başlayan devrimle birlikte Afrin'in rejim tarafından hedef alınmaması nedeniyle nüfus artmıştır ancak ilçenin nüfusu hakkında çelişkili rakamlar telaffuz edilmektedir. Özellikle PKK-PYD yanlısı kaynaklar ilçenin nüfusu hakkında mübalağa yapmaktadır. Halihazırda Afrin bölgesinde bulunan nüfusun 300 bine yakın olduğu tahmin edilmektedir.

TERÖR ÖRGÜTÜ PYD/YPG İÇİN AFRİN'İN ÖNEMİ

Terör örgütü PYD/YPG 2011 devriminin hemen akabinde rejimle yaptıkları anlaşma ile Afrin'i ele geçirmiş ardından bu bölgeyi 2013 yılında kanton ilan etmişti. 29 Ocak 2014 tarihinden bu yana bölgeyi PYD tarafından ilan edilen öz yönetim idare etmektedir. Örgüt bölgede başta ENKS olmak üzere muhalif Kürt unsurları elimine edip tam bir hegemonya kurmuştur.

Rus savaş uçağının düşürülmesi hadisesi sonrasında örgüt Şubat 2016'da Rus hava desteği ile Afrin'in doğusunda Tel Rıfat-Minnig hattını ÖSO'dan ele geçirerek Arap nüfusu bölgeden tehcir etmiştir. Ardından Azez beldesine saldırıya geçmiştir fakat saldırı başarısız olmuştur. 2016'nın Ekim ayında beri koalisyon güçlerinin zaman zaman sunduğu hava desteğiyle PYD/YPG Afrin'den El-Bab'a doğru ilerlemeye çalışmaktadır. Ancak FKH ile örgütün bölgedeki ilerleyişi durdurulmuştur.

YPG iddialarına göre örgüt Afrin kantonunu 47 konseyin altında toplanan ve halkı örgütleyen 898 komün (komite) oluşturarak idare etmektedir. Bu alan Fırat'ın doğusundaki PYD/YPG'den coğrafi olarak yalıtılmış olsa da diğer yerlerde olduğu gibi KCK Suriye yürütme konseyinin emir komutası altında Kandil'den emir alan Halil Tefdem, Ahmed Hudro, Mahmud Berhudan, Behcet Abdo, Nocin gibi PKK'lı isimler tarafından yönetilmektedir.

Örgüt için bu bölge Akdeniz'e sıçrama tahtası olarak görülmektedir. Ayrıca Afrin'den Türkiye'ye Amanos dağları üzerinden bir ikmal hattı kurarak militan ve silah sevkiyatı yapmaya çalışmaktadır. TSK ve emniyet güçleri şimdiye kadar Afrin'den bölgeye geçiş yapan 40'tan fazla teröristi bölgede etkisiz hale getirmiş durumdadır. Örgüt Afrin'i militan devşirmek adına önemli bir kaynak olarak da görmekte "Öz Savunma Gücü" adı altında 16-18 yaş arasındaki kız/erkek çocukları zorla silah altına almaktadır. Bölgede yine örgütün kurduğu çok sayıda askeri eğitim kampı bulunmakta zorla silah altına alınan çocuk ve gençler buralarda eğitime tabi tutulmaktadır.

AFRİN HAREKÂTININ KAPSAMIYLA İLGİLİ ALTERNATİF SENARYOLAR

TSK'nın Zeytin Dalı olarak isimlendirdiği Afrin harekatının taarruz aşaması 20 Ocak saat 17:00'da Türk Hava Kuvvetlerine bağlı uçakların Suriye hava sahasına girerek Afrin'deki terör hedeflerini vurmasıyla başladı. TSK yaptığı açıklamada Afrin ve etrafında 7 bölgede tespit edilen PKK/KCK/PYD-YPG'ye ait sığınak, barınak ve mühimmat deposu olarak kullanılan 108 hedefin harekata katılan 72 uçak tarafından imha edildiğini duyurdu. Yine sahadaki kaynaklar terör örgütüne ait savunma hatlarının, komuta kontrol merkezlerinin, sınır karakollarının havadan ve karardan TSK tarafından hedef alındığını bildirdiler.

Harekat öncesi yapılan değerlendirmelerde, Afrin harekatı için askeri açından farklı senaryolar söz konusuydu. Afrin'i terörden temizleyecek kapsamlı bir harekat ya da bölgedeki YPG varlığını tamamen kuşatmaya alacak şekilde Tel-Rıfat ve Minnig gibi bölgelerin ele geçirilmesi alternatifleri bu bağlamda seçenekler arasındaydı. Ancak harekatın ilk aşaması Afrin'deki PKK terörüne karşı kapsamlı bir askeri müdahale yapılacağının işaretlerini verdi.

Elbette askeri harekatın kapsamıyla ilgili Rusya ile yürütülen müzakereler de önemli olacak. Rusya Suriye hava sahasını rejim ile yaptığı anlaşma çerçevesinde kendi kontrolünde tutmaya devam ediyor. Bölgede kontrol noktalarına sahip Rusya'nın Türkiye'yi görece daha küçük çaptaki bir harekata ikna çabası içinde olduğu da biliniyor. Ancak Türkiye'nin Afrin'deki terör tehdidini kalıcı şekilde bertaraf edebilmesi için kapsamlı bir temizlik harekatının gerekliliği de ortada.

Harekatın Afrin genelindeki PKK/YPG'nin mevzilerine yoğun hava akını ve karadan ateş destek vasıtalarıyla başladığı görülürken, savunma hatları yeteri kadar yıpratıldıktan sonra kara çatışmalarının PKK/YPG unsurlarının esas savunma hatlarını teşkil eden Afrin'in doğusundaki Dikmetaş Köyü-Minnig Hava Üssü-Tel Rıfat Kasabası ile güneyde Şeyh el Hadid Köyü-Cinderesi Kasabası- Burj Abdullah köyü hattında yoğunlaşacağı beklenebilir.

TSK ve ÖSO'ya ait kara unsurlarının eş zamanlı olarak doğu ve güney sektöründen PKK/YPG savunma hatlarını yarmak suretiyle Afrin'in güney ve doğusunu kontrol ederek Afrin'i bütünüyle karadan tecrit edeceği değerlendirilebilir. Müteakip safhada, Afrin'in kuzey ve batısındaki sektörden TSK birliklerinin ileri harekatıyla PKK/YPG unsurlarının Afrin merkezine çekildiği ve sivilleri canlı kalkan yaparak meskun mahal savaşına girme çabası ihtimaller dahilinde görülmektedir.

PYD/YPG çok uzun bir süredir Türkiye'nin olası bir askeri harekatına karşı hazırlık yapmakta. Son dönemlerde Rusya'nın da kontrol noktaları oluşturmaya başladığı Afrin ve etrafında PKK'nın kontrolünde yaklaşık 1.500 km2'yi aşan bir alan söz konusu.

Afrin'deki sayıları 5-6 bin civarında olduğu değerlendirilen PKK/YPG'liler ile birlikte birkaç yüz civarındaki Ceyşe's-Suvvar unsurunun DEAŞ'a benzer şekilde asimetrik savaş teknikleri ve hibrid yöntemlerle TSK ve muhalifleri durdurmaya çalışacağı değerlendirilebilir. Terör örgütünün bölgede çok uzun süredir siperler kazdığı, tünel hatları oluşturduğu, EYP'lerle tuzaklamalar yaptığı, belli alanları zırhlı araçlara karşı mayınladığı biliniyor. Yine ABD'nin Fırat'ın doğusunda YPG'ye sağladığı anti-tank silahlarını bölgeye naklederek bir direnç gösterme çabasında olması da beklenebilir. Bölge coğrafyası topoğrafik açından değerlendirildiğinde terör örgütü mensuplarının özellikle orta ve kuzey batı kesimlerinin dağlık olmasından yararlanma çabası içerisine girerek bu bölgelerde de direnç gösterebilir.

Ancak gerek Tel Rıfat ve Minnig bölgesi gerekse Afrin merkezine uzanan düz ovalarda TSK ve müzahir muhalif unsurların teknik imkanları ve ateş gücü karşısında örgütün ciddi bir direnç gösterebilmesi pek mümkün görünmüyor. Türkiye FKH'den elde ettiği tecrübe ve başta anti tank silahlarına karşı olmak üzere asimetrik-hibrid çatışmalarda kullanabileceği etkili çözümler ve SİHA'lar (Silahlı İnsansız Hava Aracı) gibi yeni donanımlarla Afrin operasyonu için geçmişe nazaran çok daha iyi bir yerde olduğunu da unutmamak gerek.

AFRİN OPERASYONU İÇİN FIRAT KALKANI HAREKÂTI'NDAN ALINAN DERSLER

Türkiye'nin Afrin'e düzenleyeceği harekâtı askeri açıdan değerlendirdiğimizde FKH'ye kıyasla bazı benzerlikler olduğu gibi farklılıklar da görüyoruz. FKH'de Cerablus'un alınmasına müteakip Sacır Nehri boyunca PKK-YPG unsurlarıyla karşı karşıya gelinmiş olmakla birlikte temelde DEAŞ'a karşı yürütülen bir askeri harekât gerçekleştirildi.

Harekât boyunca 2.200 km2'lik bir alan terör örgütünden temizlenirken topoğrafik açından genelde düz alanlarda yürütülen mücadele, nihayetinde Bab ve etrafındaki meskûn mahal çatışmaları neticesinde sonlandırılmıştı. TSK ve Suriyeli müzahir muhalif unsurlar harekât boyunca PKK'nın yanı sıra rejim güçlerinin de sık sık tacizine maruz kalmış, DEAŞ'ın hibrid ve asimetrik savunma taktiklerine karşı mücadele ederken yine terör örgütünün sivilleri canlı kalkan olarak kullanmasından ötürü yavaş ve titiz bir şekilde hareket etmek durumunda kalmıştı. DEAŞ FKH boyunca asimetrik saldırılar geçekleştirmiş, düzinelerce bombalı araç/intihar saldırısı yaparak TSK ve muhaliflerin ilerleyişini durdurmaya çalışmıştı. Terör örgütünün aynı zamanda anti-tank silahlarını da etkili bir şekilde kullanmış olması harekâtın en büyük meydan okumalarından birisi olarak ortaya çıkmıştı. Türkiye'nin ilk kez sınır ötesinde bu tarz bir meskûn mahal çatışmalarının içine girmiş olması dolayısıyla tecrübeli insan gücüne ve askeri donanımlara ilişkin bazı handikaplar da kendisini göstermişti. Eğit donat süreçlerinin ilk aşamalarında olan Suriyeli muhaliflerin de yeteri kadar etkinlik gösterememiş olması da önemliydi.

Ancak FKH'den elde edilen tecrübe ile birlikte yukarıda sayılan eksikliklerin önemli bir kısmı karşılanmış durumda. SİHA sayılarının artması yakın hava desteği ve nokta operasyon kabiliyetini artırırken, tanklara ve diğer zırhlı araçlara uygulanmaya başlayan anti-tank koruma sistemleri de TSK'yı sahada güçlendirmektedir. Asimetrik hibrid çatışmalara ve meskun mahal askeri harekata ilişkin insan kaynakları da çok daha fazla zenginleşmiş durumda. Ayrıca Suriyeli muhalifler TSK tarafından görece çok daha iyi bir şekilde eğitilmiş ve donatılmıştır, FKH'ye nazaran savaşma kabiliyetlerinde ciddi iyileşme olduğu görülmekte. Bu bağlamda geçmişe nazaran Türkiye'nin Afrin harekatında eli ciddi anlamda güçlendirmiş durumda.

[Fikriyat, 21 Ocak 2018].


Etiketler »