SETA Ankara’da düzenlenen "Uzlaşma Komisyonu Tecrübesi Işığında Yeni Anayasa’’ başlıklı panelde Uzlaşma Komisyonu’nun önceki döneme ilişkin tecrübesi ve birikimi ile yeni anayasanın geleceği konusundaki imkânlar ve zorluklar tartışıldı. Moderatörlüğünü SETA Hukuk ve İnsan Hakları Direktörü Cem Duran Uzun’un yaptığı panelde sırasıyla ‘‘Anayasa Uzlaşma Komisyonu Tecrübesi" başlıklı SETA Analizi yazarı Taylan Barın, Yüksek Öğretim Kurulu Başkan Vekili ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu Bilim Danışmanı Yavuz Atar ile Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi Ahmet İyimaya, konuşmacı olarak yer aldı.
BARIN: UZLAŞMA KOMİSYONUNUN DAĞILMASININ SEBEBİ OLARAK AK PARTİ'NİN BAŞKANLIK SİSTEMİ ÖNERİSİNİN GÖSTERİLMESİ YANLIŞTIR.
Konuşmasında geçmiş Anayasa Uzlaşma Komisyonu tecrübesini kapsamlı bir şekilde ele alan Taylan Barın, 12 Haziran seçimlerinden önce her partinin Yeni Anayasa vaadinde bulunmasının ve çok yüksek bir seçime katılım oranı sonucunda oluşan meclisin geçerli oyların %95’ini temsil etmesin yeni Meclisin asli kurucu iktidar sıfatıyla Anayasa’yı sil baştan yapma ehliyetine sahip hissetmesine yol açtığını belirtti. Yeni Anayasa yapım sürecinin üçer aylık dört ayrı aşama şeklinde planlandığını, ancak Komisyonun yalnızca verilerin toplanması, önerilerin derlenmesi ve parti önerilerinin Komisyona sunulması süreçlerini içeren ilk aşamayı sonuçlandırabilmesine rağmen önemli bir iş başardığının altını çizen Barın, Yeni Anayasa’ya dair partilerin somut önerilerinin ve toplumun tüm kesimlerinin taleplerinin uzmanların tasnifine tabi tutularak bir havuz oluşturacak şekilde toplanmasının önemine dikkat çekti. Son olarak kamuoyundaki AK Parti Başkanlık sisteminde ısrar ettiği için Komisyonun dağıldığı yönündeki algının yanlışlığını vurgulayan Barın, Komisyon’un çok mesai harcamasına rağmen mesafe alamaz hale gelmesinin hitama erdirilmesindeki temel sebep olduğunu dile getirdi.ATAR: UZLAŞMA KOMİSYONUNUN BAŞARISIZLIĞININ BİR SEBEBİ DE PARTİLERİN KIRMIZI ÇİZGİLERİNİ SONUNA KADAR MUHAFAZA ETMELERİYDİ.
Konuşmasına geçmiş Komisyonun kuruluş ve çalışma biçiminin sorunlu olduğunu ifade ederek başlayan Prof. Dr. Yavuz Atar, partilerin bile kendi içlerinde anlaşamayıp komisyona birden fazla öneriyle geldikleri bir süreçte oy birliğiyle karar alma prensibinin hatalı olduğunu ve komisyonun kuruluşunda eşit temsil yerine partilerin oy oranlarını dikkate alan daha makul bir temsilin benimsenmesinin gerektiğini vurguladı. Bu tespitlerini geçmiş komisyon tecrübesinden çarpıcı örneklerle açıklayan Atar, yeni komisyonun da aynı hatalarla kurulduğunu, bu sebepten yeni Komisyondan da olumlu bir sonuç çıkacağını ummadığını dile getirdi. Tüm bunlara rağmen, bu tecrübenin Türkiye’de ilk defa böyle bir siyasi müzakere masasında bir araya gelinmesinin genel siyaseti rahatlatan bir misyon üstlenmesi, partilerin hangi maddelerde uzlaşıp hangi maddelerde uzlaşamadığının ortaya konması, toplumun Anayasa yapım sürecine dahil olması ve dört Anayasa metninin ortaya çıkması neticelerini doğurması bakımından önemli olduğunu ifade etti.İYİMAYA: ANAYASA İHTİYACI NEREDEYSE BİR ONTOLOJİK İHTİYAÇTIR VE BUHARLAŞMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR, BEHEMEHAL KARŞILANMALIDIR.
Son konuşmacı olan,TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi Ahmet İyimaya ise, yüz elli yıldır Anayasa tartışıp da mimarı millet olan bir Anayasayı yapamamış başka bir toplum örneği olmadığını, tüm Anayasalarımızın belli güçler tarafından yapılan Anayasalar olduğunu vurguladı. Yeni Anayasa ihtiyacının üç temel gerekçesini; Anayasa yapımında temsili düzeyde milletin dışlanamayacağı, darbe dönemi anayasalarının temel karakterlerinin çıkış garantili değil bizatihi kendisinin çıkış garantisi olması, darbe dönemi uygulamalarının olağan dönemde de gerçekleştirilebilmesinin normlarını hazırlaması ve Anayasa’nın artık darbe dönemi özgünlüğünü de yitirerek protez bir Anayasa’ya dönüşmesi şeklinde açıkladı. İyimaya, sorunun Anayasa’yı kısmen değiştirmek değil, yürürlükten kaldırmak ve yenisini yerine koymak olduğunu, Anayasa’nın bağlayıcılığı kültürünü bireylerin ve toplumun içine sindirememesi probleminin ve zor dönemlerde siyaset kurumunun demokratik bekçilik yapmak yerine güce teslim olma yolunu tercih etmesinin Anayasa’nın demokratik bir şekilde yorumlanmasının önündeki temel engeller olduğunu ifade etti. Uzlaşma Komisyonu’nun Türk siyasi kültürüne uzlaşma kültürü açısından çok önemli kazanımlar getirdiğini, anayasa hafızasının teşekkül ettiğini ifade etti. Yeni Anayasa’nın dillendirilmeyen yasama krizi, yargı ve adalet kurumundaki norm dışında bir yapıyı referans alan dinamikler ve hükümet sistemi meselesi olmak üzere üç temel soruna çözüm getirmesi gerektiğini vurguladı.[efsflexvideo type="youtube" url="3qel7qVh054" allowfullscreen="yes" widescreen="yes" width="420" height="315"/]