Cumhur İttifakı seçim ittifaklarından önce kuruldu. Yani seçim ittifakının ötesinde bir birlikteliği ifade ediyor.
Türkiye’nin bekasına yönelik içeriden ve dışarıdan koordineli saldırılara karşı ortak mücadeleyi merkeze koyan bu ittifak bloku, yerel seçimden önce partilerin tek tek seçime girme açıklamalarıyla bir sınamadan geçse de, hasar almadan badireyi kısa sürede atlatabilmişti.
Hâlihazırda, partilerin lider ve kadroları ittifakın devamına yönelik güçlü irade ortaya koyuyorlar. AK Parti’den ayrılan yeni oluşumcuların MHP ile ittifakı sorunsallaştıran açıklamalarına rağmen, ittifak derinleşerek devam ediyor.
Millet İttifakı ise, AK Parti ve Erdoğan karşıtlığı üzerinden bir araya gelen, ideolojik olarak da birbirine uzak pragmatik bir seçim ittifakı olarak ortaya çıkmıştı.
Hatırlanacağı üzere, 24 Haziran seçimleri sonrasında İYİ Parti tarafı, seçimlerin tamamlanmasıyla ittifakın da sonlandığını açıklamıştı. Yerel seçimde tekrar rayına oturtulan ilişkiler, yerel seçim sürecinde ittifak içinde tarafların birbirine karşı maksimalist taleplerinden dolayı zaman zaman çıkmaza girmişti.
Önümüzdeki dönemde, Millet İttifakı içinde hem tek tek partilerin kendi iç yapılarında meydana gelecek gelişmeler, hem de birbirleri arasında yaşanacak gerilimler bu ittifakı yeni sınamalara tabi tutacak.
CHP açısından bakıldığında, şimdiden 2023 için Muharrem İnce adaylığını açıkladı. Parti içinde “mekânın yeni sahibinin” kim olacağı tartışılmaya başlandı.
Yerel seçimde büyükşehirleri kazanmanın verdiği öz güven, CHP içinde çıkar gruplarının ve ideolojik olarak farklı perspektife sahip olan hiziplerin mücadelelerini bir süre ertelemişti.
CHP içindeki seçim öncesi tartışmalara bakıldığında, ertelenmiş hesaplaşmalar er ya da geç yaşanacak. Bu hesaplaşmaların Millet İttifakı'nın dinamiğini etkilemesi ihtimal dâhilinde.
İttifak içinde CHP’nin giderek HDP siyasetine yaklaşması, CHP’lilerin Selahattin Demirtaş gibi HDP’li siyasetçilerin savunuculuğunu yapması, ittifakın diğer ortağı İYİ Parti’yi tedirgin etmektedir. İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu’nun, Millet İttifakı’na “Katolik nikâhı ile bağlı olmadıklarını” belirtmesi sıradan bir açıklama değil. Ağıralioğlu’nun, “Yakın markajda tutacağım diye (HDP ile) kurumsal ilişkiye geçerseniz o kurumsal ilişki bizi dışarı çıkarır” demesi aslında bir erken uyarı özelliği taşıyor.
Buna ilaveten, CHP’nin HDP siyasetini her anlamda eleştirisiz desteklemesinin giderek derinleşmesi, tabanındaki ulusalcıları er ya da geç rahatsız edecektir. AK Parti karşıtlığı üzerinde oluşturulan muhalefet aktivizminin, parti içindeki tartışmaları ve rahatsızlıkları perdelemesi, bir yere kadar işlev görebilecektir.
CHP’nin teşkilat kongrelerinde, yerel seçimlerde sağ siyasetçilere yöneliminin bir benzerini ittifak siyaseti söylemi üzerinden devam ettireceği anlaşılıyor. Parti yetkililerinin bu yönde açıklamaları var. Dolayısıyla, CHP içindeki sosyalist sol grupların ve CHP eski teşkilatlarının bu “sağcılaşma” siyasetini özümseyip özümsemeyeceği diğer bir kritik konu başlığını oluşturuyor.
Millet İttifakı için en önemli meydan okumalardan biri, yerel yönetimlerin önemli bir kısmında iktidar olmasından dolayı, bugüne kadar rahat bir alanda sürdüğü muhalefet konforunu aynı rahatlıkla devam ettiremeyecek olmasıdır.
Seçmen bundan sonra, iktidar partisinin hizmetleri ile yerelde iktidar olan muhalefetin hizmetlerini ve uygulamalarını karşılaştırma imkânına sahiptir.
Ayrıca, yerel yönetimlerde CHP diğer ittifak bileşenlerinin beklentilerini de karşılamak zorunda olacağı için yereldeki ittifak içi iktidar mücadele ve talep dengesini de yönetmek zorundadır. Hem HDP, hem İYİ Parti hem de uzun süredir iktidardan uzak olan CHP teşkilatlarının talep ve isteklerini aynı anda karşılamak kolay bir iş değildir.
2023’e epeyce bir zaman var. Söz konusu döneme kadar siyasi alanda yaşanan her yeni gelişme, ittifakları yeni sınamalara tabi tutacaktır. Bugünden bakıldığında blok siyasetinin devamı açısından dezavantajlı taraf ise Millet İttifakı'dır.
[Türkiye, 28 Eylül 2019].