İngiltere’de tuhaf şeyler oluyor.
İşçi Partisi, 2015-2020 yılları arasında parti başkanlığı yapan Jeremy Corbyn’in üyeliğini askıya aldı.
Gerekçe, Corbyn’in parti başkanlığı yaptığı dönemde Yahudi düşmanlığını (antisemitizm) önleme konusunda yeterli adım atmaması. Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu isimli kurumun, İşçi Partisi’nin Yahudi düşmanlığına karşı tavır alma konusunda kusurları olduğu yönündeki tespitinin ardından partinin şu anki yönetimi Corbyn konusunda böyle bir karar aldı. İşçi Partisi yönetimi, Corbyn hakkında soruşturma açılacağını da açıkladı.
İşçi Partisi’nin lideri olduğu dönemde Corbyn kendisi de sık sık antisemitizm suçlamalarına maruz kalmıştı.
Corbyn’in 37 yıl önce milletvekili seçildiği ve beş yıl başkanlık yaptığı İşçi Partisi üyeliğinin askıya alınmasının asıl sebebi ise İsrail saldırganlığı karşısında Filistinlilerin haklarını savunması. İktidara geldiğinde Filistin devletini tanıyacağını açıklaması bile onun İngiltere’deki Siyonist lobinin hedefi olması için yeterliydi. Filistin topraklarının İsrail tarafından işgaline, Filistinli çocukların hapsedilmesine, Gazze ablukasına ve yasa dışı yerleşimlerin sürekli sayısının artmasına karşı çıkması Corbyn’in Birleşik Krallık’taki en önemli iki partiden birinin başından devrilmesi için İsrail lobisine yeterli sebebi veriyordu.
Parti üyeliğinin dondurulması, başkan olduğu dönemde sürekli olarak antisemitist olduğu iddialarıyla yıpratılan Corbyn’in parti başkanlığından ayrıldıktan sonra da peşinin bırakılmayacağını gösteriyor. Bu şekilde Batı’daki bütün siyasetçilere verilmek istenen mesaj açık: Üst düzeyde görevler ifa ettiğiniz dönemde İsrail’in çıkarlarına zarar veren tavırlar içerisinde olursanız, bunun bedelini sadece o makamları kaybetmekle ödemezsiniz.
Corbyn’in parti başkanlığını kaybettikten sonra parti üyeliğini de kaybetmesi, kendisi gibi İsrail saldırganlığına karşı çıkan bir başka Avrupalı siyasetçinin yaşadıklarını hatırlattı.
Almanya’nın önemli partilerinden biri olan FDP’nin (Hür Demokrat Parti) eski başkan yardımcısı Jürgen Möllemann’ın başına gelenleri...
Almanya’da Eğitim Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı gibi önemli görevlerde bulunan Möllemann’ın parlak siyasi kariyeri, 2002 yılında İsrail’in Batı Şeria’ya yönelik insanlık dışı saldırıları nedeniyle Ariel Şaron hükûmetini eleştirmesiyle zor bir döneme giriyor.
Aynı zamanda Almanya’nın Arap dünyasıyla ilişkilerinin geliştirilmesi amacıyla 1966 yılında kurulmuş Alman-Arap Topluluğu (Deutsch-Arabische Gesellschaft) başkanı da olan Mölleman’ın İsrail saldırganlığına yönelik eleştirileri, Almanya’daki Yahudi lobisinin ve özellikle de bu lobinin en önemli kurumu olan Almanya Yahudi Merkez Konseyi Başkan Yardımcısı olan Michel Friedman’ın hedefi hâline gelmesine yol açtı.
Friedman ve İsrail lobisine destek veren çevrelerin saldırılarına maruz kalan Möllemann “Kim Ariel Şaron’u eleştirirse, hemen Almanya’da belirli kişiler tarafından antisemitizm köşesine sıkıştırılıyor. Buna şiddetle itiraz ediyorum. … Almanya’da bu şekilde köşeye sıkıştırılmadan Şaron’un politikasını eleştirmek mümkün olmalı” sözleriyle kendisini savunmaya çalıştı.
Ama bir Batı ülkesinde “antisemitist” damgası yiyen siyasetçinin artık kurtuluşu zordu.
Bu gelişmelerin ardından Möllemann, önce FDP başkan yardımcılığından istifa etmeye zorlandı, ardından hakkında soruşturma açıldı ve parti üyeliğinden atıldı.
5 Haziran 2003 tarihinde ise, hakkındaki soruşturmalar nedeniyle savcılığın ve vergi denetmenlerinin evinde inceleme yaptığı gün, paraşütle atlayan Möllemann yere çakılarak hayatını kaybetti. Alman savcılığının incelemesi sonucunda, Möllemann’ın ölümünün intihar ya da kaza sonucu gerçekleştiği açıklansa da, başarılı FDP’li siyasetçinin öldürülmüş olduğunu düşünenlerin sayısı az değil...
Tekrar İngiltere’ye dönersek, Corbyn’in dikkatli olması gerek.
Parti başkanlığını kaybetmesi ve muhtemelen bu son adımla siyasetten tamamen uzaklaştırılacak olması onun İsrail’in çıkarlarına verebileceği zararları ortadan kaldırdığı için bundan sonraki aşamada yeni sorunlar yaşamayabilir belki. Ama bundan sonra siyonizmin hedeflerine zarar verecek tavırlarda bulunması muhtemel başka siyasetçiler için ibret olmasına karar verilirse başına daha büyük sorunlar da gelebilir.
Dünyaya demokrasi dersi veren Batı’da siyaset çarkları böyle dönüyor işte. Hassas meselelere ilgi gösterip elinizi ateşe uzatmadığınız sürece demokrasinin işlediğini zannediyorsunuz.
[Türkiye, 31 Ekim 2020].