SETA > Yorum |
Orta Afrika'da Müslümanlara Yönelen Şiddet

Orta Afrika'da Müslümanlara Yönelen Şiddet

Orta Afrika Cumhuriyeti'nde yaşanan sorunun temel sebebi, bölgesel ülke olan Çad'ın etkinliğini korumak istemesinin ters tepmesi sonucu Fransa'nın etkinlik alanını genişletme çabası ve ülke içindeki kırılgan siyasi yapının sosyal sorun haline dönüşmesidir.

1. Orta Afrika Cumhuriyeti’nde son günlerde yaÅŸanan Hıristiyan-Müslüman geriliminin ve Müslüman sivillere ve mallarına yönelik gerçekleÅŸen linç ve yaÄŸma olaylarının altında hangi sebepler yatıyor?

Orta Afrika Cumhuriyeti’nde yıllardır siyasal hayatın ÅŸekillenmesinde en kilit ülke Çad oldu. Eski CumhurbaÅŸkanı François Bozize’den desteÄŸini çeken Çad, darbe yapan Michel Djotodia’ya destek vererek ülkedeki siyasal geliÅŸmelerde kilit rolünü sürdürmek istemiÅŸti. Fakat bu sefer yapılan iktidar deÄŸiÅŸimi hamlesi, siyasal alanda yaÅŸanan sorunu sosyal alana yani Müslümanlar ve Hıristiyanlar arasında çatışmaya yol açacak ÅŸekilde geniÅŸletmiÅŸ bulunuyor. Dolayısıyla ülkede yaÅŸanan sorunun temel sebebi, bölgesel ülke olan Çad’ın etkinliÄŸini koruma çabası ve ülke içindeki kırılgan siyasi yapının sosyal sorun haline dönüÅŸmesidir.

2. Ülkede genel siyasi manzara nasıl?

Mart 2013’te gerçekleÅŸen askeri darbeden beri iktidarda olan Djotodia, Aralık 2013’te baÅŸlayan sosyal ve dini çatışmalar sonrasında Ocak 2014’te istifa etti. Yerine gelen geçici devlet baÅŸkanı Catherine Samba-Panza ise 20 Ocak’ta görevine baÅŸladı ve teknokrat bir hükümet kurarak 2015 yılında ülkeyi seçime götürecek ÅŸekilde hazırlıklar yapmakla görevlendirildi. Bu süreçte sayıları yaklaşık 4300 civarında olan Afrika BirliÄŸi barışgücüne 1600 civarında Fransız askeri de katıldı. BM Güvenlik Konseyi, Ocak sonunda aldığı bir kararla Polonya, Belçika ve Estonya askerlerinden oluÅŸan 600 kiÅŸilik bir Avrupa BirliÄŸi askerinin özellikle Bangui havaalanında yaÅŸayan yüzbinden fazla insanın güvenliÄŸi için görevlendirildi.

3. Fransa’nın, eski sömürgesi olan ülkedeki mevcut askeri varlığının nedenleri neler ve son olaylar karşısındaki tavrını nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?

Fransa özellikle 2000’li yılların başından beri Afrika’ya biraz saldırgan bir ÅŸekilde geri dönmek istiyor. Sarkozy’nin cumhurbaÅŸkanlığı döneminde -daha çok- uluslararası ya da bölgesel oluÅŸumlardan meÅŸruiyet aramadan bir Afrika politikası üreten Fransa, François Hollande döneminde ise daha çok bölgesel ve uluslararası kuruluÅŸların desteÄŸini alarak politikasını ÅŸekillendiriyor. Zira 2012 yılında Mali’ye yaptığı müdahale hem bölgesel entegrasyon örgütü olan Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı (ECOWAS) tarafından destek görmüÅŸ hem de BM ve AB tarafından desteklenmiÅŸti. Aynı durum Orta Afrika Cumhuriyeti’nde de görülüyor. Olayların asıl ÅŸekillendiricisi Fransa olmakla beraber, uluslararası kuruluÅŸlar meÅŸruiyet saÄŸlıyor. Yıllardır Çad’ın siyaseti ÅŸekillendirdiÄŸi Orta Afrika Cumhuriyeti’nde artık Fransa siyasal ve ekonomik anlamda etkinliÄŸini artırmak istiyor. Ayrıca bu, Fransa’nın Orta Afrika’daki etkinlik alanını geniÅŸletmek için bir fırsat olarak görülüyor.

4. BirleÅŸmiÅŸ Milletler, Avrupa BirliÄŸi ve Afrika BirliÄŸi’nin ülkede ortaya çıkan olumsuz tabloya yaklaşımları hakkında neler düÅŸünüyorsunuz?

Afrika BirliÄŸi’nin askeri varlığı maalesef sürecin başından beri ne askeri darbeyi engelleyebildi ne de sonrasında yaÅŸanan çatışmaları engellemede baÅŸarılı oldu. Zaten Mart ayındaki darbe sürecinde 15 askerini kaybeden Güney Afrika Cumhuriyeti askeri varlığını ülkeden geri çekmiÅŸti. BirleÅŸmiÅŸ Milletler’in rolüne bakınca, her ne kadar muhtemel soykırım uyarıları yapsalar da, aslında BM olarak Fransa’nın askeri teçhizat ve varlığına