KRİZ sevdalıların hevesi kursağında kaldı. Türkiye güçlü siyaseti ve ekonomisi sayesinde ABD'nin açmış olduğu dolar savaşında ilk saldırıyı kısa sürede başarı ile atlatmayı bildi. Doların ateşi söndü ve düşme eğilimine girdi. Spekülatif müdahaleden önceki değerine inmesi için biraz zaman gerekecek. Ancak Türkiye'nin bu silahla da kolay kolay teslim alınamayacağı görülmüş oldu. Şüphesiz devamı gelecektir. ABD başkanı Trump birkaç fasılda daha Türkiye'yi ekonomik olarak köşeye sıkıştırmayı deneyecektir. Başka alanlarda ek gümrük vergileri, saldırgan tweetler veya yaptırım tehditleri gelecektir. Ancak psikolojik üstünlüğün Türkiye'ye geçtiğini kesin bir dille söyleyebiliriz. Dahası yıllardır ekonomik kriz çıksa, ülke batsa, insanlar işsiz kalsa, esnaf kepenk kapatsa, bankacılık sistemi çökse de Erdoğan'dan kurtulsak diye ellerini ovuşturarak bekleyen Erdoğan düşmanı çetenin de elleri boş kaldı. ABD'nin ekonomik saldırısının başladığı ilk günlerde piyasa da ciddi bir kaos ve panik havası, kriz korkusu vardı. Çok şükür ekonomik krizin kendisinden çok uzağız ama korkusu birkaç günlüğüne topluma hâkim oldu. O günlerde bile toplumun büyük bir kesimi Erdoğan'dan vazgeçmeyeceğini, Türkiye'nin emin limanlara dümende Erdoğan olmadan ulaşamayacağını gösterdi. Neticede Türkiye sadece spekülatif atağı püskürtmedi, Erdoğan karşıtlarının önemli bir argümanını da elinden almış oldu. Gelinen noktada Türkiye'nin bir ekonomik krizden fersah fersah uzak olduğu ve ekonomik kriz çıksa bile çıkışın anahtarının Erdoğan'da olduğu gözüktü. Şimdi zaman toparlanma, ekonomiyi daha sağlam, daha dayanıklı hale getirecek adımlar atma zamanıdır. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak olmak üzere ilgililer yol haritasını açıkladılar ve zaman geçirmeden uygulamaya başladılar. İnşallah orta vadede çok daha bağımsız ve güçlü bir ekonomi ile bu işten sıyrılacağız. Şimdiye kadar hep böyle olmadı mı zaten... Adına isterseniz kaderin bir cilvesi deyin, isterseniz Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi becerisi; Gezi Kalkışması, 17-25 Aralık Girişimi, Hendek Terörü ve nihayetinde 15 Temmuz Darbe Girişimi... Türk milletini ve Erdoğan'ın şahsını hedef alan tüm bu girişimlerden Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan güçlenerek çıktı. Erdoğan, karşıtlarının kurdukları tuzakları ustalıkla bozmakla kalmadı, Türkiye'nin elini daha da güçlendirdi. Kısa süre içerisinde organizatörlerinin bile sahiplenmek istemeyeceği gayrı meşru bir siyasi mirasa dönüştü Gezi kalkışması. Dün kalkışma hakkında "yeni sosyoloji, mizahin gücü, y kuşağı" gibi güzellemeler yapanlar bugün adını bile anmak istemiyorlar. 17-25 Aralık ise FETÖ ile mücadelenin miladı oldu. 17-25 Aralık'tan sonra kapatılan FETÖ kurumlarının kapısında nöbet bekleyen kimi isimler bugün o günlerin hatırlatılmasından pek hoşlanmıyorlar. Hendek Terörü zamanı bağımsızlık rüyası gören ayrılıkçılar bugün ya toprağın altında ya da hücrede. Keza onlara destek verenler, terörü "sivil itaatsizlik" olarak kutsayanlar çoktan hak ettikleri cezayı buldular. FETÖ'cülerin devleti gasp etmek için giriştikleri 15 Temmuz kalkışması bastırıldı ve örgütün inine girildi. Ekonomik saldırı da aynı akıbete uğrayacak inşallah. Bugün saldırıyı püskürttük, yarın zararını telafi edip yaralarımızı saracağız, ilerleyen günlerde de çok daha güçlü bir ekonomi inşa edeceğiz. Türkiye bir tuzaktan daha güçlenerek çıkacak! Düşmanları çuvallayacak, Türkiye kazanacak!

[Takvim, 16 Ağustos 2018]