SETA > Yorum |
Gümrük Birliği'nin Olgunlaşma Vakti Geldi

Gümrük Birliği'nin Olgunlaşma Vakti Geldi

Gümrük Birliği, 20. yaşına erdi. Artık kendine çeki düzen verip olgunlaşması gerekiyor.

1995 yılından bu yana iç içe olduÄŸumuz Gümrük BirliÄŸi'nin (GB) Türkiye açısından adaletli bir hale getirilmesi konusu, bildiÄŸiniz gibi, gündemden düÅŸmüyor. Zaten düÅŸmemesi de gerek. Nedenini-niçinini, buyurun bugün köÅŸemizde ele alalım.

Hiç ÅŸüphe yok ki; GB AnlaÅŸması, Türkiye-AB arasındaki ekonomik iliÅŸkileri taptaze bir boyuta taşıyarak, ülkemiz için hatırı sayılır bir kazanım oldu. Serbest mal dolaşımını saÄŸlayarak ikili ticaret iliÅŸkilerini derinleÅŸtiren GB, ilgili uyum çalışmaları kanalıyla, AB sürecindeki dönüÅŸümün de katalizörü oldu. Bununla birlikte sanayi ürünlerimizde rekabet artırıcı bir etki yaratarak, ekonomimize katma deÄŸer saÄŸladı.

Bununla da kalmadı; AB'den Türkiye'ye giren yabancı yatırımların hızlanmasını kolaylaÅŸtırdı. Söz konusu dönemde AB, Türkiye'nin sadece en büyük ticaret ortağı deÄŸil, en büyük yatırımcısı da oldu.

VÄ°ZE EZÄ°YETÄ°

Tüm bunlar iyi, güzel, hoÅŸ ancak sistemde Türkiye'nin aleyhine iÅŸleyen birtakım mekanizmaların, ikili potansiyelin tam olarak ortaya çıkamamasına sebep olduÄŸu da bir gerçek.

Bununla ilgili sıkıntılardan biri, malum, vize zorlukları… Hâlbuki pekiÅŸen iliÅŸkiler çerçevesinde, iÅŸ insanlarının karşılıklı bir dinamizm içinde bulunmasından ve seyahat etmesinden daha doÄŸal bir durum olamaz. AB'nin vize kısıtlamaları ise, bu potansiyele ket vurarak, süre ve iÅŸ kayıplarına sebebiyet veriyor. Avrupalı iÅŸ insanları Türkiye'ye rahatlıkla girip çıkarken, biz ise vize nedeniyle maddi-manevi hırpalanıyoruz.

KEYÄ°FLERÄ°NE KALMIÅž

Ticari iliÅŸkilerde sık sık karşılaşılan bir diÄŸer engel de, taşımacılığa ait sorunlar. Malum, Türkiye'nin AB'ye yaptığı ticaretin önemli bir kısmı, karayolu taşımacılığı üzerine kurulu... Ancak “malların serbest dolaşımı” esasının bu yönde pek iÅŸlemediÄŸi gibi bir gerçekle karşı karşıyayız. Mallarımız bölgede maalesef hiç de öyle serbest serbest dolaÅŸamıyor.

Nedeni ise, üye ülkelerin taşımacılığa iliÅŸkin koyduÄŸu taşıma ve geçiÅŸ kotaları. Zira ülkeler bu sınırlamalara, kendi baÅŸlarına karar veriyor. Kısacası, keyiflerine kalmış… Hal böyle olunca da bazı ülkelerde, Türkiye çıkışlı malların geçmesini sınırlayan keyfi haksızlıklara maruz kalıyoruz. Taşımacılarımız için de, ihracatçımız için de büyük sıkıntı…

Ä°ÅŸin bir de trajikomik yanı var: Engellenen araçlar, aynı zamanda Türkiye'de faaliyet gösteren Avrupalı ÅŸirketlerin mallarını da taşıyor. Bir baÅŸka deyiÅŸle uygulama, AB kökenli firmalara da zarar... Tabii bu, Türkiye merkezli iÅŸ yapmayı zorlaÅŸtıran bir faktör olarak, günün sonunda dönüp dolaşıp bizi ekstradan vuruyor.

TARAFKEN TARAF OLMAMAK

GB kapsamında yaÅŸadığımız esaslı sorunlardan biri de, AB'nin 3. ülkelerle otonom bir ÅŸekilde serbest ticaret anlaÅŸmaları (STA) imzalaması. Gümrük BirliÄŸi'ne taraf olan AB'nin, bizi dışlayarak tek başına STA müzakere etmesi gibi bir tuhaflık yaşıyoruz.

Peki, burada bize dokunan ne? Öncelikle, Türkiye söz konusu 3. ülkeyle anlaÅŸma yapamazsa; bir yandan ihracatımız olumsuz etkileniyor, diÄŸer yandan da ithalat vergi gelirlerimizde kayıplar ortaya çıkıyor. Ä°ÅŸin bir diÄŸer yanı da, söz konusu STA'ların, Türkiye ve AB arasındaki GB'nin aksine, sanayi (ve iÅŸlenmiÅŸ tarım) ürünleri ile sınırlı kalmaması.

Kısacası ortada, birliğe taraf olup, Ortak Karar Alma Mekanizması ve Ortak Ticaret Politikasına (OTP) taraf olmadığımız, adaletsiz bir durum var.

ŞİMDİ BİR DE TTIP VAR

Daha önce de deÄŸinmiÅŸtik: Ä°lgili bir mesele de, AB ve ABD arasında hayata geçmesi beklenen Trans-Atlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP). Türkiye'nin ortaklığa dâhil edilmemesi ya da ABD ile bir STA imzalamaması durumunda, 3. ülkeler çerçevesinde GB'nin yarattığı ekonomik kayıplar burada da derinleÅŸecek.

Bu baÄŸlamda, AB'nin 3. ülkelerle yaptığı müzakereler kapsamında Türkiye'nin de, OTP oluÅŸturma ve karar alma süreçlerinde rol oynaması gerektiÄŸi ortada. Tek taraf olarak bir arada masaya oturmak ya da paralel müzakereler yapmak gibi modellerden bahsediyoruz. Bunun yanı sıra, AB'nin bazı STA'larında olduÄŸu gibi, GB'nin de, hizmetler ve tarım ürünleri gibi yeni boyutları içerecek yönde revize edilmesi gerek.

Ä°ÅŸte tüm bu meselelere iliÅŸkin çözüm süreçlerinin hızla ilerlemesi, Türkiye açısından yüksek önemi haiz. Bu doÄŸrultuda ilgili Bakanlıklarımız baÅŸta olmak üzere çeÅŸitli mercilerce yürütülen yoÄŸun çalışmaların en kısa zamanda meyvelerini vermesini diliyoruz. Zira haksızlıkların ortadan kalkması, karşılıklı iliÅŸkilerin daha saÄŸlıklı yürümesini ve derinleÅŸmesini saÄŸlayacak. Buna, AB süreci de dâhil. Ayrıca bölgeye ihracatımız, hiç ÅŸüphesiz böylelikle hak ettiÄŸi tempoya kavuÅŸacak.

Öte yandan Avrupa, Türkiye'ye adil davranmanın önemine, ÅŸöyle stratejik bir gözle de bakmayı denese fena olmayacak. Özellikle içinden geçtiÄŸimiz böylesi bir devirde…

Sözün özü; AB'nin Türkiye'ye vefa göstermesinin zamanı, çoktan geldi de geçiyor.

Gümrük BirliÄŸi, 20. yaşına erdi. Artık kendine çeki düzen verip olgunlaÅŸması gerekiyor.

[YeniÅŸafak, 27 Mart 2015]