SETA > Yorum |
Seçim Sistemi Tartışmalarına Nerden Başlamalıyız

Seçim Sistemi Tartışmalarına Nerden Başlamalıyız?

AK Parti'nin önerileri arasındaki "daraltılmış bölge sistemi", hem siyasal istikrar hem de yerleşik siyasal kültür açısından Türkiye'ye daha uygun ve uygulanabilirdir.

AK Parti hükümeti, demokratikleÅŸme paketinde, seçim sistemine yönelik olarak üç öneri sunmuÅŸtu. Ä°lk öneri mevcut yüzde 10 barajının devam etmesi, ikinci öneri seçim barajının yüzde 5'e çekilerek 5'li gruplandırmalarla daraltılmış seçim sistemine geçilmesi, üçüncü öneri de ülke barajının tamamen kaldırılarak dar bölge seçim sisteminin uygulanmasıydı. BaÅŸbakan ErdoÄŸan, demokratikleÅŸme paketini açıklarken, kamuoyuna ve muhalefet partilerine bir çaÄŸrıda da bulunarak, konunun tüm yönleriyle tartışılmasını istemiÅŸti. Konunun nihai halinin ortaya çıkmasında gelecek önerilere açık olunduÄŸu da birçok kez yinelenmiÅŸti.

Ancak önerinin üzerinden sekiz aya yakın bir sürenin geçmesine raÄŸmen muhalefet partileri, diÄŸer birçok konuda olduÄŸu gibi, kendi önerilerini kamuoyuna sunmaktan çok iktidara eleÅŸtiri getirmekle yetindiler. Yapılan eleÅŸtiriler ise çözüme yönelik olmaktan oldukça uzaktı. Bugün için seçim sisteminin ne olması gerektiÄŸi yönünde görüÅŸ belirtecek her aktörün, öncelikle 1990'lar baÅŸta olmak üzere, Türkiye siyasi hayatındaki koalisyon dönemlerini göz önünde bulundurması gerekmektedir. Ayrıca parçalanmış ve güçsüz siyasi iktidarlar döneminde, güçlenen siyaset dışı vesayet yapılarını da unutmamak gerekmektedir.

Türkiye'de çok partili hayata geçilmesinin ardından, farklı birçok seçim sistemi uygulanmıştır. 1995 seçimlerinden itibaren uygulanan nispi karakterli ve ülke barajlı D'Hont sistemi sekizinci uygulamadır. Bununla birlikte, her dönemde seçim sistemi yoÄŸun olarak siyasetin gündemini meÅŸgul etmiÅŸtir.

Bugün uygulanan seçim sitemine yönelik eleÅŸtirilerin başında, yüzde 10'luk seçim barajının temsilde adaleti saÄŸlamadığı hususu gelmektedir.

Ä°kincisi, seçim çevrelerinin çok geniÅŸ olduÄŸu illerde, siyasi parti adaylarının seçmenler tarafından yeterince tanınmadığı eleÅŸtirisidir.

AK Parti iktidarı öncesinde seçim sistemine yönelik eleÅŸtiriler, "tutarsız koalisyonlar"ın ortaya çıkarmış olduÄŸu güçsüz hükümetlerden dolayı, "siyasal istikrarsızlık" üzerine yoÄŸunlaÅŸmaktaydı.

Bu eleÅŸtirinin çerçevesini, aşırı parçalanmış siyasal partilerin oluÅŸturduÄŸu yapıda, rekabetin yıkıcı bir nitelikte sürdürülmesi oluÅŸturmaktaydı.

2001'de, TÜSÄ°AD tarafından yaptırılan "seçim sistemi ve siyasi partiler araÅŸtırması"nın bulgularına göre seçmenler "temsilde adalet" ilkesinden daha çok "yönetimde istikrar"ı öncelemekteydi. Aynı araÅŸtırmada, bu düÅŸünceyi kuvvetlendiren diÄŸer bulgu, seçim sisteminin öncelikli iÅŸlevinin seçim sonrasında hükümetin kolayca kurulabilmesi ve uzun ömürlü olmasına yönelik seçmenlerin yüksek beklentisiydi.

AK Parti iktidarı ile birlikte, 2000'lerin başında seçmen tarafından ortaya konulan, siyasette istikrar ve hükümetlerin uzun ömürlü olması beklentisi karşılanmıştır. Ancak "temsilde adalet" tartışmaları devam etmiÅŸtir. Seçim sistemine yönelik birçok eleÅŸtiri yapılmasına raÄŸmen etraflı bir seçim sistemi önerisi hazırlanmamıştır. 2002'den önce farklı aktörler tarafından hazırlanan seçim sistemi önerilerinden en dikkat çekeni TÜSÄ°AD'a aittir. 1998'de hazırlanan seçim sistemi raporunda, "dar bölgeli nispi takviyeli ve iki turlu seçim sistemi" önerilmekteydi. Bu öneri "siyasal istikrarı" saÄŸlayacak bir sistem olarak sunulsa da aslında önerinin amaçladığı en önemli saik, "sistem karşıtı" olarak algılanan "Milli GörüÅŸ" partilerinin parlamentoda gücünün zayıflatılmasıydı. Bu husus raporda, iki turlu seçim sisteminin "partileri merkeze yakın ya da toplumsal konsensüse yakın bir siyasal çizgi izlemeye teÅŸvik" konusunda güçlü bir mekanizmayı ortaya çıkardığı ÅŸeklinde ifade edilecekti.

Dolayısıyla bu gün için seçim sistemi önerileri üzerinden yapılacak tartışmaların neye hizmet ettiÄŸine iyi bakmak gerekiyor.Siyasette uzun dönemli istikrar, kısa dönemli baÅŸarı ortaya çıkaracak siyaset senaryolarından çok daha önemlidir. Türkiye'de uzun dönemdir uygulanmakta olan nispi temsil sistemi yerleÅŸmiÅŸ ve seçmen tarafından da alışılmış bir sistemdir.

Yapılacak sistem deÄŸiÅŸikliÄŸinin nispi temsili bir kenara koymadan ve seçmen açısından çok karmaşık olmayacak bir ÅŸekilde yapılması gerekmektedir. AK Parti'nin önerileri arasında bulunan "daraltılmış bölge sistemi", hem siyasal istikrar hem de yerleÅŸik siyasal kültür açısından Türkiye'ye daha uygun ve uygulanabilirdir.

[Sabah Perspektif, 26 Nisan 2014]