SETA > Yorum |
Rehber Vesayetinin Gölgesinde İran Seçimleri

Rehber Vesayetinin Gölgesinde İran Seçimleri

İran'da siyasetin alanının giderek daralmasına ve otoriterleşmesine karşılık siyasetin dinamik yapısı ve sürprizleri önümüzdeki seçimlere heyecan katmaktadır.

Ä°ran on birinci kez cumhurbaÅŸkanlığı seçimlerine hazırlanıyor. Bazı insanlara göre seçimler, sonucu hiç bir ÅŸeyi deÄŸiÅŸtirmeyecek bir tiyatro oyununa benziyor. Çünkü seçimler adil ve güvenilir bulunmuyor. Son on yıldır yapılan her seçimden sonra usulsüzlük iddiaları ortaya atılmıştır. Bu iddialar 2009 cumhurbaÅŸkanlığı seçimlerinden sonra büyük kitle gösterilerine neden olmuÅŸtu. Bu gösteriler ÅŸiddetle bastırılmış ve muhalefet susturulmuÅŸtu. Daha geçen ay CumhurbaÅŸkanı Ahmedinecad’ın o seçimlerde usulsüzlük yapıldığını bizzat itiraf ettiÄŸi bir ses kaydı olduÄŸu iddia edilmiÅŸti. Seçimlere olan inancın yitirilmesinin ikinci nedeni siyasetin alanının giderek daralmasıdır. ‘Ä°slam Cumhuriyeti’ rejiminin kuruluÅŸundan beri ‘seçilmiÅŸler’ ile ‘atanmışlar’ arasında bir çekiÅŸme vardır. SeçilmiÅŸlerin öngörülemeyen davranışlarını dengelemek için Ä°slam Cumhuriyeti rejimi, devlet örgütlenmesinin kilit noktalarına devrimci ideoloji ve liderliÄŸe sadık kiÅŸileri yerleÅŸtirmiÅŸtir. SeçilmiÅŸleri dengelemeye dönük bu çabalar sistem üzerinde ‘ulema vesayeti’nin kurulmasına neden olmuÅŸtur. SeçilmiÅŸlerin diktatörleÅŸebileceÄŸi endiÅŸesiyle ulema vesayetine tabi bir sistem kuran Ä°ran devrimcileri, kurdukları vesayet sisteminin en tepesinde oturan ‘Devrim Rehberi’nin ‘diktatörleÅŸebileceÄŸini’ hesaba katmamıştır. Yetkilerine hiçbir anayasal kısıtlama ve denetleme getirilmemiÅŸ olan Rehber Ayetullah Hamanei, devletin erkleri ve siyasi hizipler arasında denge ve koordinasyon saÄŸlama misyonunun ötesine geçerek otoritesini her geçen gün meclis ve cumhurbaÅŸkanlığı gibi seçimle iÅŸbaşına gelinen makamların aleyhine geniÅŸletmiÅŸtir. Öyle ki meclis ve cumhurbaÅŸkanlığı Hamanei’nin iradesinin dışına çıkamaz olmuÅŸtur. Geçen birkaç yıla damgasını vuran Ahmedinecad-Hamanei çekiÅŸmesinin iÅŸte böyle bir arka planı vardır. Hükümeti kurmak, bakanları atamak ve görevden almak cumhurbaÅŸkanının yetkisi dâhilinde olduÄŸu halde Ahmedinecad Rehber’in müdahalesiyle karşılaÅŸmıştır. Keza hükümetin dış politika yapma yetkisi de neredeyse bitirilmiÅŸtir.

ULEMA-SÄ°YASET ÇEKÄ°ÅžMESÄ°

Ä°ran’da siyasetin alanının daralmasının bir diÄŸer tezahürü rejimin dayandığı halk tabanının ve seçkinlerin her geçen krizde biraz daha zayıflamasıdır. Ä°ran’ın nüfusunun demografik dönüÅŸümü, bu dönüÅŸüm sonucunda ortaya çıkan genç nüfusun taleplerinin farklılaÅŸması, buna karşılık rejimin dış dünyanın çoÄŸu ile çekiÅŸme içine girmesi, halk üzerindeki baskı ve kontrolü artırmaya çalışması özellikle genç nüfus ile rejimin yabancılaÅŸmasına neden olmuÅŸtur. Gençlerin beklediÄŸi fırsatları onlara saÄŸlamaktan sakınan Ä°slam Cumhuriyeti, uluslararası yaptırımların etkisiyle ekonomik refah saÄŸlamak hususunda da pek baÅŸarılı olamamıştır. DiÄŸer taraftan rejimin karşılaÅŸtığı her siyasal krizde içerideki muhalif sesler susturulmuÅŸtur. Öyle ki devrimi yapan kadroların önemli bir kısmı geçen otuz yıl zarfında çeÅŸitli vesilelerle siyasetten tasfiye edilmiÅŸ ve marjinalleÅŸtirilmiÅŸtir. Mesela yakın zamanda ‘YeÅŸil Hareket’in protesto gösterilerinden sonra eski CumhurbaÅŸkanı Hatemi, BaÅŸbakan Musevi ve Meclis BaÅŸkanı Kerrubi ‘fitneci’ olmakla itham edilmiÅŸtir. Hatemi’nin yurtdışına çıkması yasaklanmış, Musevi ve Kerrubi ev hapsine alınmıştır. Ahmedinecad- Hamanei çekiÅŸmesi reformcular karşısında tek bir cephe olan ‘usulgera’ (ilkeci/muhafazakar) cephenin çatlamasına neden olmuÅŸtur. Hamanei, emrindeki vesayet mekanizmasını etkili bir ÅŸekilde kullanarak her krizden sonra marjinalleÅŸtirilen siyasi elitleri tasfiye etmiÅŸtir. Siyasetin alanı daralmış, faal siyasi elitler Hamanei etrafında kenetlenen ‘küçük’ bir gruptan ibaret kalmıştır.

Önümüzdeki seçimler için ulema vesayeti mekanizmalarından birisi olan Anayasayı Koruyucular Åžurası adet olduÄŸu üzere devreye girmiÅŸ ve 600’ü aÅŸkın namzet arasından sadece sekiz kiÅŸiyi adaylığa ‘layık’ görmüÅŸtür. Adaylığı uygun görülmeyenlerden iki kiÅŸinin kimliÄŸi özellikle ilgi çekmiÅŸtir; HaÅŸimi Rafsancani ve Ä°sfendiyar Rahim MeÅŸai.

Ä°slam Cumhuriyeti rejiminin tesisinde etkili olan sayılı birkaç kiÅŸi arasında yer alan eski cumhurbaÅŸkanı Rafsancani bu defa cumhurbaÅŸkanlığına uygun bulunmamıştır. Kararlarının gerekçesi hiçbir surette açıklanmayan Koruyucular Åžurası’nın sözcüsü 78 yaşındaki Rafsancani’nin bu makam için uygun olmayabileceÄŸini daha önce ima etmiÅŸti. Bir grup milletvekili de aynı gerekçe ile Rafsancani’nin adaylığına karşı çıkmıştı. Oysa son dakikada adaylığını ilan eden Rafsancani, ilerleyen yaşına karşın bir hayli zayıflatılmış olan reformcu partilerin bir kısmının umudu haline gelmiÅŸti. Rafsancani’nin hem siyasal alanı liberalleÅŸtirmesi, hem de dış politikayı mutedilleÅŸtirmesi bekleniyordu. YeÅŸil Hareketin protestoları sırasında ve sonrasında rejimi eleÅŸtirmesi ve dolaylı olarak muhalefete destek vermesi nedeniyle Rafsancani’nin Hamanei ile iliÅŸkileri bozulmuÅŸtu. Bununla beraber Rafsancani’nin adaylığının reddedilmesi, rejimin dayandığı çevrenin ne ölçüde daraldığını ve otoriterleÅŸtiÄŸini çarpıcı bir ÅŸekilde sergilemiÅŸtir.

MeÅŸai’nin adaylığını ilan etmesi ise adeta ‘bile bile lades’ demekti. Rejimin ‘yandaÅŸları’ tarafından Ahmedinecad-Hamanei çekiÅŸmesinin sorumlusu olarak MeÅŸai görülmüÅŸtür. Hatta MeÅŸai, Hamanei’ye yakın kimi çevreler tarafından ‘sapkın cereyanın başı’ ÅŸeklinde lanse edilmiÅŸtir. Hal böyle iken MeÅŸai’nin adaylığını ilan etmesi ve Ahmedinecad’ın açık desteÄŸi iki amaca matuf olabilirdi. Bunlardan birincisi Ahmedinecad grubunun Hamanei ve etrafındaki muhafazakârlara yaptığı ‘ÅŸantajın’ sonuç vermesi ve MeÅŸai’nin adaylığının onaylanması beklentisidir. Bir süreden beri Ahmedinecad, ‘önemli kiÅŸilerin’ yolsuzlukları hakkında elinde bilgi ve belgelerin olduÄŸunu ima ediyordu. Hatta geçtiÄŸimiz aylarda bir bakana yönelik gensoru görüÅŸmesi sırasında bakanı savunmak için bu yöntemi kullanmıştı. Meclis kürsüsünde yaptığı konuÅŸmada Ahmedinecad, Meclis BaÅŸkanı Ali Laricani’nin kardeÅŸlerinden birisinin rüÅŸvet teklif ettiÄŸi iddia edilen ses kaydını milletvekillerine dinletmiÅŸti. Ahmedinecad’ın bu yolla kendi favori adayının cumhurbaÅŸkanlığı seçiminde onaylanmaması durumunda belgeleri ifÅŸa ederek rejimin ileri gelenlerinin itibarını zedelemekle tehdit ettiÄŸi düÅŸünülüyordu. Buna raÄŸmen MeÅŸai’nin adaylığının reddi Rehber ve çevresinin Ahmedinecad’ın ÅŸantajına boyun eÄŸmediÄŸini göstermektedir. Ortaya çıkan tablo göstermektedir ki Koruyucular Åžurası, Rehber Hamanei’ye sadık ve bağımsız hareket ederek yeni problem çıkarması ihtimali düÅŸük kimselerin adaylığını onaylamıştır. Bununla beraber önümüzdeki CumhurbaÅŸkanlığı seçimleri Ä°ran siyaseti için önemlidir. Her ÅŸeyden önce seçimler Ä°ran’a dış dünya ile iliÅŸkilerini düzeltmesi için bir fırsat saÄŸlayacaktır. Dış politikanın kontrolü Hamanei’nin uhdesinde kalmaya devam etse de halkın çoÄŸunluÄŸunun teveccühüne mazhar olabilecek pragmatik bir cumhurbaÅŸkanı, Ä°ran’ın içinde bulunduÄŸu bunalımdan çıkmasını kolaylaÅŸtırabilir. Nitekim adaylığı onaylanan kiÅŸilerin önemli bir kısmı muhafazakar altyapıdan gelmekle birlikte pragmatik olarak bilinmektedir.

DIŞ POLİTİKA DEĞİŞİR Mİ?

Seçimleri önemli kılan bir baÅŸka unsur ise tercihlerin kısıtlı ve sonuçların ÅŸüpheli olmasına raÄŸmen seçim sandığının halkın önüne konulması, sistem içindeki elitlerin deÄŸiÅŸiminde halkın hakemliÄŸine baÅŸvurulması anlamına gelmektedir. Nitekim ortak niteliklerine raÄŸmen adaylığı onaylanan sekiz kiÅŸinin birbirlerinin kopyası olduÄŸu ileri sürülemez. Mesela Hasan Ruhani, daha önce Hatemi ve Rafsancani ile çalışmış bir kiÅŸidir. Uzmanlar Meclisi üyesi olan Ruhani, uzun yıllardan beri Hamanei’nin Ulusal Güvenlik Konseyi’ndeki temsilciliÄŸini yapmıştır. Ruhani, AB Üçlüsü ile 2003-2005 arasında yürütülen nükleer müzakerelerde Ä°ran’ı temsil etmiÅŸ ve göreceli olarak baÅŸarı saÄŸlamıştı. Seçim sloganı ‘Ä°tidal, Akıl ve Basiret’ olan Ruhani teknokrasiyi ve pragmatizmi temsil etmekte, hem reformculara hem de muhafazakârlara hitap edebilmektedir. Adaylar arasında reformculara hitap eden ikinci kiÅŸi, Hatemi’nin yardımcılığını yapmış olan Muhammed Rıza Arif’tir. Arif de kampanyasında ‘rasyonalite’yi öne çıkarmaktadır.

Ä°ran adına nükleer müzakereleri yürüten ÅŸimdiki Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Said Celili ise somut sonuç alamasa bile müzakerelerin kopmadan devam etmesinde, dolayısıyla Ä°ran’ın haklarının savunulmasında etkili olmuÅŸtur. DiÄŸer taraftan Celili, Ä°ran devriminin ikinci neslini temsil etmektedir ki bu nesil devrim sırasında sokaklarda etkili olmuÅŸ, daha sonra Irak’a karşı savaÅŸmak üzere cepheye gitmiÅŸtir. SavaÅŸ gazisi olan Celili, ‘mütevazi’ hayatı ile devrime ‘kan’ vermiÅŸ, göreceli olarak genç nesle hitap etmektedir ve Hamanei’ye yakınlığı ve güvenlik meselelerindeki hakimiyeti nedeniyle seçimlerin favorisi olarak görülmektedir. Bu seçimlerin favorilerinden birisi de Muhammed Bakır Qalibaf’dır. Ä°ran-Irak savaşı sırasında cephede olan Qalibaf, 2005 seçimlerinde ÅŸaÅŸaalı bir seçim kampanyası yürütmüÅŸ ve 4 milyondan fazla oy almıştı. 2005’ten beri Tahran Belediye BaÅŸkanlığı yapan Qalibaf burada oldukça baÅŸarılı bir performans sergilemiÅŸtir. Qalibaf, ‘daha iyi ekonomi ve insanlar için hayat’ sloganıyla hem ‘reformcu’ gençlere, hem de ‘muhafazakârlara’ hitap etmektedir. DiÄŸer adaylar Muhsin Rızai, Gulamali Haddad Adel, Ali Ekber Velayeti ve Muhammed Harrazi, hem sloganları, hem kiÅŸilikleri itibariyle Ä°ran elitlerinden ‘eski nesli’ temsil etmektedir.

Ä°ran seçimleri her ÅŸeye raÄŸmen yeni sürprizlere gebedir. Hatemi’nin seçilmesi, Ahmedinecad’ın seçilmesi ve daha sonra ortaya çıkan Hamanei -Ahmedinecad çekiÅŸmesi hep sürpriz olmuÅŸtur. Ä°ran’da siyasetin alanının giderek daralmasına ve otoriterleÅŸmesine karşılık siyasetin dinamik yapısı ve sürprizleri önümüzdeki seçimlere heyecan katmaktadır.

[Star Açık GörüÅŸ, 25 Mayıs 2013]